Yeni araştırmaya göre evrenin temel gizemlerinden biri o kadar da gizemli olmayabilir.
Evrenin genişlediğini biliyoruz ama ne kadar hızlı genişlediğini bilmiyoruz. Ya da daha doğrusu, tam olarak ne kadar hızlı genişlediğine dair verdiğimiz yanıtlar farklı ölçüm yöntemleri sonucunda aynı çıkması gerekse de farklı çıkıyor.
Evrenin genişlemesi Hubble sabiti olarak biliniyor ve yapılan her yeni ölçüm, genişleme hızının tam olarak ne kadar olduğuyla ilgili kafa karışıklığını daha da artırıyor. Gökbilimciler daha iyi ölçebilmek için çeşitli araçlar kullansa da bu ölçümler ancak birbirinden farklılaşarak "Hubble gerilimi" diye adlandırılan olaya yol açıyor.
Şu anki uyumsuzluk büyük ölçüde genişlemeyi ölçmenin iki temel yolundan kaynaklanıyor. Kimileri kozmik mikrodalga arka planına, yani büyük patlamadan kalan ışık kalıntılarına bakarak sayı verir, diğerleri de bizden uzaklaşan yıldızları ve galaksileri izler. Bu ikinci yöntem genişlemenin biraz daha hızlı olduğu tahminini yürütmeye sebep oluyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu da bilim insanları arasında endişeye yol açıyor. Ya ölçümler yanlış ya da bilimsel anlayışımız sorunlu: Her iki seçenek de kendi gizemlerini ve sorunlarını getiriyor.
Fakat The Astrophysical Journal akademik dergisinde yayımlanan yeni bir makale, böyle bir sorun olmayabileceğini gösteriyor. Chicago Üniversitesi'nde astronomi ve astrofizik profesörü olan ve bu ölçümlerin bazılarında yer alan Wendy Freedman'ın yazdığı bu makale, iki ölçüm arasındaki farkın kapanmakta olduğunu ve problemlerin daha iyi verilerle çözülebileceğini gösteriyor.
Daha önce Freedman, Hubble Uzay Teleskobu aracılığıyla Sefe (Cepheid) diye bilinen yıldızları kullanıp evrenin genişleme hızını ölçmeye çalışmıştı. Fakat son yıllarda, Sefeler'den elde ettiği ölçümlerini kontrol etmek için kırmızı devler olarak bilinen diğer yıldızlara baktı.
Bu kırmızı devlerden gelen rakamları daha iyi anlamak, kozmik mikrodalga arka planından gelen sayılarla onun ölçümlerini yakınlaştırıyor gibi görünüyor. Bu da sorunun fizik bilgisinden ziyade ölçümle ilgili zorluklardan kaynaklandığını gösteriyor. Sefeler, ölçümde doğru sonuçlara ulaşmanın zor yolu olabilir.
Profesör Friedman bir açıklamasında şunları söyledi:
Sefe yıldızları her zaman biraz daha gürültülü ve tamamen anlaması biraz daha karmaşık oldu. Bunlar, galaksilerin aktif yıldız oluşum bölgelerindeki genç yıldızlar ve bu da diğer yıldızlardan gelen toz ya da kirlilik gibi şeylerin ölçümleri bozma potansiyeli olduğu anlamına geliyor.
Freedman ve meslektaşları, daha iyi verilerin bu ölçümleri daha doğru hale getirmeye yardımcı olacağını umuyor. NASA'nın gelecek yıl James Webb Uzay Teleskobu'nu fırlatmasının bilim insanlarına hem Sefeler'i hem de kırmızı devleri gözlemleme zamanı vererek bu ölçümlerin kalitesi artırması bekleniyor.
Profesör Freedman ayrıca mevcut verileri tekrar incelemeyi ve onların gösterdiklerini daha iyi anlamayı da umuyor. Aynı zamanda bu da söz konusu ölçümleri iyileştirmeyi sağlayabilir.
Freedman, "Fizikte yenilikler için hâlâ biraz yer var ama bu yerin olmaması da standart modelimizin temelde doğru olduğunu gösterirdi, ki bu da ulaşılacak önemli bir sonuç" dedi.
Bilimle ilgili ilginç olan şu: Cevapları önceden bilmiyoruz. İlerlerken öğreniyoruz. Sahada olduğunuz anlar gerçekten heyecan verici.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/space
Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu
© The Independent