Türkiye, İsviçre ile kader maçına çıkıyor... Gülhan: Tek sorunumuz sistematik kurgu, oyuncu kalitesi değil

Ay-yıldızlılar, EURO 2020'de A Grubu'ndaki son maçına İsviçre karşısında çıkıyor. Spor yazarı ve teknik direktör Müslüm Gülhan, A Milli Takım'ın EURO 2020 performansını ve İsviçre karşısındaki şansını Independent Türkçe için değerlendirdi

Türkiye, EURO 2020 finalleri A Grubu'ndaki son maçında İsviçre ile karşılaşacak / Fotoğraf: AA

2020 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2020) tüm hızıyla devam ediyor.

Bu yıl 16. kez düzenlenen EURO 2020 finallerinde 24 takım, 4'erli 6 ayrı grupta bir üst tura yükselmek için mücadele veriyor.

Tarihinde 5'inci kez turnuvaya katılan Türkiye, Antalya ve Almanya'daki hazırlıklarını tamamlamasının ardından açılış maçı için ev sahibi ülkelerden İtalya'ya gitmiş ve burada rakibine 3-0 yenilerek kötü bir başlangıç yaptı.

İtalya maçının ardından 2'nci ve 3'üncü maçlarını oynamak için Azerbaycan'a hareket eden ay-yıldızlılar, Bakü'de karşılaştığı Galler'e 2-0 mağlup olarak üst tura yükselme şansını oldukça zora soktu.

A Grubu'ndaki son karşılaşmasına "mutlak galibiyet" parolasıyla çıkacak Türkiye, İsviçre maçını bekliyor.

Türkiye'nin 20 Haziran Pazar günü Bakü Olimpiyat Stadı'nda İsviçre ile oynayacağı müsabakayı Slovenyalı Slavko Vincic yönetecek.

A Milli Takım'da son oynanan Galler maçında sakatlanan Umut Meraş dışında eksik bulunmuyor.

 

 

EURO 2020 elemelerine damga vuran A Milliler, finallerde hayal kırıklığı yarattı

Avrupa Şampiyonası'na büyük umutlarla gelen ve elemelerdeki performansıyla tüm dikkatleri üzerine çeken Türkiye, organizasyona hayal kırıklıklarıyla başladı.

EURO 2020 Elemeleri'nde Fransa ve İzlanda gibi takımlarla mücadele eden ve oynadığı 10 maçta 7 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet yaşayan Şenol Güneş'in öğrencileri aynı performansı finallerde sergileyemedi. 

Eleme gruplarında 18 kez fileleri havalandıran, kalesinde ise sadece 3 gol görerek "Türk Duvarı" lakabıyla anılan ay-yıldızlılar, finallerde İtalya'dan 3, Galler'den ise 2 gol yiyerek eksi 5 averaja ulaştı.

Şenol Güneş'in öğrencileri, söz konusu iki maçta rakip fileleri havalandırmak bir yana, çok az sayıda gol pozisyonuna girilmesi nedeniyle eleştirilerin odağında yer aldı.

 

 

Gruptan çıkması mucizelere kaldı

Türkiye'nin gruptan çıkmak için önündeki tek seçenek, son maçında İsviçre'yi mağlup ederek en iyi dört üçüncü takım arasına girebilmek.

İsviçre'yi yenmesi halinde en iyi ihtimalle 3 puan toplayabilecek olan Türkiye'nin en büyük sıkıntısı ise iki maçta eksi 5 averaja sahip olması.

Bu durumda Türkiye'nin gruptan çıkabilmek için İsviçre'yi öncelikle farklı yenmesi gerekirken, diğer gruplardaki rakiplerinin de maçlarından puansız veya farklı mağlubiyetle ayrılması önem arz ediyor.

Gruptan çıkacak en iyi 4 üçüncü takımı belirlemek için "en çok puan toplama", "gol averajı", "atılan gol sayısı", "fair-play puanı" ve "elemelerdeki genel sıralama" gibi kriterler belirleyici unsur olacak.

Spor yazarı ve teknik direktör Müslüm Gülhan, A Milli Takım'ın EURO 2020 performansını ve İsviçre karşısındaki şansını Independent Türkçe için değerlendirdi

 

Müslüm Gülhan.jpg
Müslüm Gülhan / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Yüksek profilli takımlarla maç yapmamız gerekirdi, düşük profillilerle oynadık"

Gülhan, Türkiye'nin finallerde oynadığı iki maçtaki kötü performansının hazırlık kampıyla ilgili olduğunu ve bu süreçte takımın iyi hazırlık yapamadığını dile getirdi. 

Büyük yeteneklere sahip, Avrupa'nın beş büyük liginde oynamış lejyonerlerden kurulu, takımların kalitesi ve futbolcu kalitesi de otomatik olarak çok yüksek bir oyuncu grubu olduğunu vurgulayan Gülhan, "İlk defa Şenol Güneş ile bir aylık bir kampa girdiler. Normalde kendi takımlarından hazır şekilde gelip maç oynar, giderlerdi" dedi.

Gülhan'a göre bir ay civarında bir kamp yapıldı ve buradaki çalışmaların yetersizdi.

Hazırlık kamplarında oynanan Azerbaycan ve Gine maçlarının 30 kişilik kadronun 26'ya düşürülmesi için boşuna bir çabanın harcandığını ifade eden Gülhan, şu eleştiriyi getirdi:

Hiçbir takım böyle bir eleme yapmadı. Kampa tam kadro gittiler ve hazırlık maçlarını o kadroyla yaptılar. Bu çok olumluydu çünkü turnuvaya gidiyorsunuz ve son taktiksel varyasyonlarınızın hepsini bu maçlarda görmeniz lazım. Bunu da yapmadılar. Moldova karşısında bunu yaptılar ki çok vasat bir maçtı. Galler, Fransa ile hazırlık maçı yaparak turnuvaya geliyor. Biz ise Azerbaycan, Gine ve Moldova ile oynadık. Yüksek profilli takımlarla maç yapmamız gerekirken düşük profilli olanlarla oynadık. Bu bizim için çok büyük bir hataydı. 

 

 

A Grubu'ndaki ikinci maçta Galler karşısında da benzer hataların yapıldığını vurgulayan Gülhan, "Bir tek merkez santrafor Moore ile oynuyorlar. Etraflarında geçiş oyununu yapan James ve Bale var, arkaya boş koşu yapan Ramsey, arkada da Allen topların dağıtımından sorumlu... Bütün organizasyon bunun üzerine kurulmuş. Zaten takım kalitesi düşük, çoğu futbolcu Championship'te oynuyor ama taktiksel bütünlükleri çok kuvvetli. Bunu analiz etmeniz, rakibi nerede durduracağınızı ve hücuma nasıl çıkacağınızı bilmeniz lazım. Bunların hiçbiri yapılmamış, son derece arabesk bir oyun oynanıyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Şenol Güneş taktiksel bütünlüğü sağlayamadı bundan sonra da sağlaması mümkün değil"

İki maçta dikkat çeken diğer bir hususun da İtalya maçı sonrası Şenol Güneş'in bütün sorumluluğu üzerine alıp bütün maç koşullarını tartışması ve İtalya karşısındaki kadroyu Galler maçına da çıkarması gerektiğini vurgulayan Gülhan, deneyimli teknik adamı şu sözlerle eleştirdi:

Yusuf Yazıcı ile Merih Demiral mağlubiyetin sorumlusuymuş gibi yedek bırakıyorsun. Merih varken rakip takımın 1,96 cm'lik santraforunu Kaan Ayhan ile eşleştiriyorsun. Orada Merih'in oynaması lazım. Merih Juventus oyuncusu, milli takıma Juventus'tan kaç stoper alıp getirebilirsin? Sen Juventus'tan gelen oyuncuyu yedek bırakıyorsun ve oraya daha kısa bir oyuncu koyuyorsun, böyle bir şey olabilir mi? Netice itibariyle 46. dakikada yaptığın hatayı anlayıp iki oyuncuyu birden oyuna alıyorsun. Burda bir antrenör sorunu var. Şenol Güneş teknik direktör olarak da yetersiz kalıyor. Taktiksel bütünlüğü sağlayamadı, bundan sonra da sağlaması mümkün değil. Antrenör olarak da maçın gidişatına etki edip, nasıl bir formatta götürmesi ve içindeki ayrıntıları analiz ederek gerekli hamleyi yapacak donanıma da sahip değil. Böyle bir sıkıntı yaşıyor Şenol Güneş.

"Deneyimli teknik direktörümüz oyuncuları senkronize halde yönlendiremedi"

Spor kamuoyunda Türkiye'nin EURO 2020 finallerinin en genç takımlarından biri olması ve oyuncuların tecrübe eksikliği yaşadığı savunulurken, bir kısım eleştirilerse Avrupa'nın önemli liglerinde forma giyen oyuncular için bu baskıdan söz edilmesinin mümkün olmadığı tartışılıyor.

Gülhan, A Milli Takım'daki oyuncuların çoğunluğunun Avrupa'nın elit liglerinde boy gösterdiğini hatırlatarak, şu yorumu yaptı:

Her hafta donanımlı futbolculara karşı yüksek tempoda ve agresif liglerde top oynamak, aynı zamanda da oradaki baskılarla sürekli mücadele etmek böyle bir ortamda olumlu tepki verir normalde. Ama buradaki sorun oyuncuların genç ve tecrübesiz olmalarından ziyade kenardaki 60 küsur yaşındaki tecrübeli ve deneyimli hocanın onları taktiksel bir bütün halinde organize edip senkronize bir hareket halinde yönlendiremedi. Buradaki sorun bence bu, oyuncuların tecrübe eksikliği değil. Hepsi çok donanımlı liglerde oynuyorlar. Oralarda bu tecrübeyi yaşayıp aşmışlarsa burada aynı problemleri yaşamazlar. 

 

 

"Bizim tek sorunumuz sistematik kurgu, oyuncu kalitesi değil"

Teknik direktör Şenol Güneş'e oyuncu tercihleri konusunda yapılan eleştirilere katılmadığını, Türkiye'nin oyuncu kalitesinin oldukça yüksek olduğunu söyleyen Gülhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Kadrodaki isimler Avrupa'nın en iyi liglerinde oynayan oyunculardan bahsediyoruz. Süper Lig'in ise kalitesi çok düşük. Onlar sürekli bu baskı altında oynuyorlar. Süper Lig'deki oyuncular çok baskı altında oynamadıkları gibi bizim antrenörlerimizden taktiksel bütünlüğe önem veren Sergen Yalçın dışında hemen hemen yok gibi. Orada da takdir edersiniz ki Rıdvan sürekli sezonu oynayarak tamamlamadı. Gelişim çağındaki bir oyuncu. Onlar gelecekle ilgili takım kurgusuna belki katkı yapacaklardır. Taylan, Kerem, Halil'in bu ortamda katkı vermesi çok mümkün değil. Zaten çoğu sezonu az maçla tamamladılar. Taylan belki daha fazla oynadı ama onun da şu anki oyun karakteri Avrupa'daki baskılı ve yüksek tempolu oyuna ne kadar karşılık verir o da risk. Bunları daha önceden görmek lazımdı. Oyuncu değil de sistemi konuşmamız gerekiyor. Bizim tek sorunumuz sistematik kurgumuz yok. Set oyununu nerede oynayacağız, geçiş oyununu nasıl yapacağız, hücum organizasyonundaki set oyununa nasıl geçip orada nasıl kalacağız? Şenol Güneş'in yapması gereken şey bu. Bizim sorunumuz oyuncu isimleri ya da oyuncu kalitesi gibi sıkıntı değil bu başka bir şey.  

"İkinci ve üçüncü bölgede Burak, Yusuf, Cengiz ve Hakan'a daha fazla alan yaratmalıyız"

EURO 2020 gruplarındaki son maçında Türkiye'nin İsviçre karşısında oynaması gereken oyun planından da bahseden Gülhan, şöyle konuştu:

Birinci önemli konumuz topu rakibe göre daha fazla kullanma şansımız olmalı. İkinci ve üçüncü bölge oyununa geçmemiz lazım. Çok fazla birinci bölgede kalıyoruz. Bu alana geçtiğimiz zaman Burak, Yusuf, Cengiz ve Hakan'a daha fazla alan yaratacağız ve kaleye uzaklıklarını da 30-40 metreye düşüreceğiz. O zaman kendi donanım ve yeteneklerini kullanabilecekleri bir ortamda oynayacaklar. Diğer hususumuz ise stoperlerin mutlaka orta sahaya çıkıp baskıyı orada kurarak takımın önde kalmasını sağlamamız gerekiyor. Hiç yapmadığımız başka bir organizasyon ise forvet-kanat oyuncuları ters ayak oynamalarına rağmen topu alıp ceza sahası içerisine girmeleri esnasında beklerin sıfır noktasına bindirme yapmaları gerekmekte. Bunun iki özelliği var. Birincisi kademeli savunmalarda rakip oyunculardan birini oraya çekip alanı boşaltmak ya da kademesine oyuncu gelmediğinde aldığı topu ceza sahasına aktarma fırsatı sunmak. Biz bunu daha evvel de yapamadık turnuvada ise hiç yapamadık. Bunlar çok önemli aksiyonlar. 

"Muhakkak surette Shakiri'ye baskı yapıp bire bir oynatmamız lazım"

İsviçre'nin oyun planı olarak çift santraforla sahaya çıktığını oyunu yönlendiren ismin ise Shakiri olduğuna değinen Gülhan, şu görüşü aktardı:

Muhakkak surette Shakiri'ye baskı yapıp bire bir oynatmamız lazım. 3-5-2 oynadıkları için kenar beklerinin temposu çok yüksek ama aynı zamanda olumlu top kullanamıyorlar. Bütün çıkışlarında o bölgeyi ikili sıkıştırmayla ve kenardaki oyuncularla yapmalıyız. Hücumda 3-5-2'de 3-2-5'e geçiyorlar ve arka tarafta büyük bir boşluk bırakıyorlar. O boşlukları kullanarak hücum organizasyonumuzu yapmamız lazım. Bütün bunları iyi analiz etmemiz ve sahaya yansıtmamız lazım.

"Türkiye'nin bir üst tura yükselme şansı çok düşük"

Türkiye'nin bir üst tura yükselme şansını çok düşük gördüğünü dile getiren Gülhan, "Yensek bile bir sıkıntı var. 4 puanlı üçüncüler gelecek oraya. Üstelik averajla ilgili de sıkıntımız var. Bizim matematiksel olarak çok düşük şansımız olmasına rağmen İsviçre'nin çok kuvvetli bir çıkış şansı var. Muhakkak onu da kullanmak isteyecekler" şeklinde görüş belirtti.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU