3 Nisan | Darbeyle geldi, yine darbeyle gitti: Hürriyet ve Anayasa Bayramı

27 Mayıs 1960 darbesinin yıldönümü 17 yıl bayram olarak kutlandı. Hürriyet ve Anayasa Bayramı 58 yıl önce bugün TBMM'de kabul edildi

27 Mayıs darbesinin yıldönümü 17 yıl bayram olarak kutlandı / Fotoğraf: Twitter 

23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı cuma gününe denk geliyor. Haftasonunu ekleyince tatil 3 gün. Ramazan Bayramı 13 Mayıs Perşembe günü başlıyor. 9 günlük bir tatil çıkar mı acaba?  Koronavirüs önlemleri olmasaydı, birçok insan şimdiden rezervasyonlarını yaptırmış olurdu. Bayram demek artık biraz da tatil demek.

Dini bayramlarda büyük aile toplantıları azaldı. Kentleri dolduran ve yılın büyük bölümünü çalışarak geçiren insanların çoğu, büyüklerini ziyaret etmek yerine tatil yapmayı tercih ediyor. Bayram kutlamaları ise artık, whatsapp’tan sosyal medyadan yapılıyor.

Milli bayramlar da artık eskiden olduğu gibi görkemli törenlerle kutlanmıyor. Hatta kutlanılmaları bile tartışılıyor. Kahramanlık şiirleri eşliğinde, ordunun gücünü sergilediği, öğrencilerin bitmek tükenmek bilmeyen kortejler halinde yürüdüğü geçit törenleri yerini kuru resmi kutlamalara bırakıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İlk milli bayram: Hürriyet Bayramı

İlk milli bayramlar Fransız İhtilali sonrasında kutlanmaya başladı. İmparatorlukların yerini alan milli devletler, vatandaşlarını bir arada tutacak bir bağa ihtiyaç duyuyordu. Bayramlar bu ihtiyaç sayesinde toplumların hayatına dahil edildi. Bağımsızlık günü, devletin kuruluşu, büyük zaferlerin yıldönümleri gibi tarihler bayram olarak kutlanmaya başladı.

Tüm dünyayı etkileyen bu akım Osmanlı İmparatorluğu’na da yansıdı Meşrutiyetin ilan edildiği 23 Temmuz, Hürriyet Bayramı olarak kabul edildi. İyd-i Milli (milli bayram) olarak adlandırılan ilk bayram olan Hürriyet Bayramı 1909 kutlanmaya başladı. 1934 yılındaki son kutlamadan sonra da tarihe karışıp unutuldu. Tıpkı bugün hatırlatacağım Hürriyet ve Anayasa Bayramı gibi.

Darbenin yıldönümü bayram oldu

Hürriyet ve Anayasa Bayramı, 27 Mayıs 1960 darbesinin bir ürünüydü. Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak iddiasıyla yönetime el koyan silahlı kuvvetler içindeki cunta, 10 senelik Demokrat Parti iktidarına son vermiş, yönetime el koymuştu.

Yassıada’da kurulan darbe mahkemelerinde yargılanan Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idama mahkum edilmiş, tepkilere rağmen infazlar gerçekleştirilmişti.

Darbenin ilk yıldönümünde yeni anayasa Kurucu Meclis tarafından kabul edilmişti. Anayasa 9 Temmuz 1961 tarihinde yapılan referandumda, 61,7 evet oyu alarak geçmişti. Bu oran darbecilerin bekliğinden düşüktü.

1950 ve 54 seçimlerini kazanan, 1957 seçimlerinde yüzde 47.9 oy olarak bir kez daha iktidara gelen Demokrat Parti seçmeni darbecilere destek vermemişti.

 Eylemlerini haklı ve meşru göstermek isteyen darbeci askerler, Demokrat Parti iktidarının son dönemindeki birçok uygulamayı, müdahalenin haklılığını ispatlayacak bir propaganda malzemesine dönüştürdü. 27 Mayıs caddeleri, 27 Mayıs parkları açılmaya başladı. Getirdikleri yeni düzenin kalıcı olmasını arzu eden darbecilerin bulduğu yöntemlerden birisi de bayram oldu.

 

“En ulvi bir bayram olarak uygundur”

 Cuntanın başı Orgeneral Cemal Gürsel’in “Devlet Başkanı ve Başbakan” sıfatıyla imzaladığı Mili Birlik Komitesi Güvenlik Komisyonu’nun 19 Eylül 1960 tarihli kararında bayram gerekçesi şu şekilde anlatılıyordu:

Münevver Türk gençliğinin haklı davasını benimseyerek milleti, sakıt ve sabık iktidarın menfur idaresinden kurtaran Kahraman Ordumuz yurdumuza huzur, sükûn ve kardeşlik havasını iade etmiş ve böylece inkılâbın yapıldığı 27 Mayıs 1960 günü milletimiz için gayet haklı olarak ulusal bir bayram haline gelmiş bulunmaktadır…

27 Mayısın “Millî Birlik ve Hürriyet Bayramı” olarak ihdası ise; millet ve ordu beraberliğinin bir sembolü mahiyetinde telâkki edilmesi dolayısıyla en az diğer ulusal bayramlar kadar özellik taşımaktadır (Milli Birlik Komitesi Genel Kurul Toplantı 16. Birleşim 4.10.1960 Salı)

Darbeci askerler arasında tartışmaya neden oldu

Yasa Tasarısı Milli Birlik Kurulu’nda bile tartışmalara neden oldu. Kurmay Albay Sami Küçük, 27 Mayıs’ın gelecekte resmî bayramların arasına gireceğini ancak mevcut idarenin bunu yapmasının doğru olmayacağını savundu. Kurmay Albay Muzaffer Yurdakuler gibi bayram olmasını savunanlar da vardı. Yurdakuler,  “Her bayram her hükümetin kendi 'zamanında kabul edilir. Atatürk 30 Ağustos Zafer Bayramını kabul etmiştir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını, 23 Nisan Bayramını ilân etmiştir. Hepsi kendilerinin zamanında olmuştur” diyerek 27 Mayıs’ın bayram ilan edilmesini istiyordu.

Binbaşı Kadri Kaplan, Yüzbaşı Kamil Karavelioğlu ise meselenin görüşülmesinin ileri bir tarihe bırakılmasını teklif ediyordu. Binbaşı Kaplan “Biz ihtilâl safhasını bıraktık, inkılap safhasına girdik. Millete söz verdik, ilerisini teminat altına alacak yolda azimle yürüyelim ve sözümüzü gerçekleştirelim. Bırakalım bu bayramı, bizden sonra gelecekler düşünsün” diye konuştu. Yapılan oylamada teklifin ileri bir tarihe bırakılması kabul edildi.

 

 

58 yıl önce bugün kabul edildi

0 görüşmede ertelenen teklif iki yıl sonra TBMM’ye geldi. İktidarda İsmet İnönü başbakanlığında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP),  Yeni Türkiye-Partisi (YTP)ve bağımsızlardan oluşan bir koalisyon vardı. Bir önceki hükümet ortağı ve DP’nin devamı olan Adalet Partisi (AP) ise muhalefet partisiydi.

Bayram teklifinin altında kabinedeki tüm bakanların imzası yer alıyordu. Bu hükümetten önce kurulan ve yaklaşık 6 ay süren CHP-AP koalisyonu sırasında hazırlanan teklif Meclis’e getirilmemiş, iş karma hükümete kalmıştı.

Yasa teklifi 58 yıl önce bugün 3 Nisan 1963’te TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldü. Tartışma falan çıkmadı. Kimse darbenin yıldönümü bayram olmasın demedi, diyemedi. Darbe mağduru Demokrat Parti’nin devamı sayılan AP dahil Meclis’teki tüm partiler evet anlamına gelen beyaz oyu tercih edeceğini açıkladı.

 

CKMP’den beyaz oy: Kıvanç duyarız

Yasa teklifi hakkındaki ilk konuşmayı CKMP Grubu adına Sivas Milletvekili Cevad Odyakmaz yaptı.

 “Türk milleti asırlık haklı isteklerini gerçekleştirmek ve buna mani olan zümre hakimiyeti tesisine matuf gayretlere artık bir son vermek maksadiyle 27 Mayıs 1960 günü gençliği, aydını ve ordusuyla bu meşru direnme hakkım kullanmıştır” diyen Odyakmaz partisinin görüşünü de şu sözlerle dile getirdi:

Anayasa’da kabul edilen ve demokratik rejimin asli unsurlarını teşkil eden hak ve hürriyetleri, fikir ve müesseseleri, siyasi hayatında ve programında daima müdafaa etmiş olan CKMP’nin 27 Mayıs gününün Hürriyet ve Anayasa Bayramı olarak kabulünden özel bir kıvanç duymasını tabii karşılamak iktiza eylediğini bilhassa belirtmek isteriz. Bu hak ve hürriyetlerin dünya var oldukça var olacak olan asil Türk milletiyle beraber yaşamasını ve bu Anayasa’nın yüzyıllarca ömürlü olmasını Cenabı Hak'tan diler, yeni bayram gününün milletimize hayır getirmesini partimiz adına temenni ederiz. Hürmetlerimle. (Alkışlar) (Millet Meclisi Tutanak Dergisi 66. Birleşim 3.4.1963 Çarşamba)

 

 

“27 Mayıs’a karşı olmak Türk milletine karşı olmaktır”

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Emin Paksüt ise hem yasa tasarısını anlattı hem de devrik DP iktidarını suçlayan ifadeler kullandı:

Meşruiyet dışına çıkmış bir iktidarın sona ermesi, hakikaten hayati ehemmiyeti haiz olan bir hâdisedir. 27 Mayıs yalnız bunun için bayram vasfım kazanmış değildir. Asıl mühim olanı, Türk milletinin ihtilaldeki asil gayesinin başarıya ulaşmış olmasıdır. Gayrimeşru bir iktidarın devrilmesi ile kıvançta, tasada ortak bir milliyetçilik anlayışı, Atatürk milliyetçiliği anlayışı içerisinde bütün milleti bölünmez bir bütün halinde kabul eden ve hukuk devletimize batılı anlamda bir teminat getiren bir Anayasa nizamı kuruldu. (Millet Meclisi Tutanak Dergisi 66. Birleşim 3.4.1963 Çarşamba)

 

maxresdefault.jpg
Fotoğraf: Twitter 

 

“27 Mayıs’ın bayram olduğu zevkine ve şuuruna varmamak için, hukuk devletine karşı olmak lâzımdır. Türk milletinin şerefini temsil eden gençliğine, ordusuna yani millete karşı olmak lâzımdır” sözleriyle darbecilerin sipariş ettiği yasa teklifini savunan Paksüt sözlerine bravo tezahüratları ve alkışlar nedeniyle ara vermek zorunda kaldı.

Kurucuları arasında eski DP’lilerin de bulunduğu YTP Grubu adına konuşan Antalya Milletvekili Nihat Su da 27 Mayıs’ın bayram olması talebini desteklediklerini söyledi. Darbenin DP seçmenine değil bir kısım yöneticilere karşı yapıldığını savunan YTP’nin sözcüsü, “Sözü fazla uzatmaya lüzum yok, 27 Mayıs felsefesi, 27 Mayıs’ın gayesi 27 Mayıs’ın amacı bellidir, tespit edilmiştir. Bu itibarla YTP samimiyetinin ifadesi, düşüncelerinin berraklığı ve vicdanının paklığı gibi bu kanuna beyaz oy verecektir” dedi.

 

18403412_893420507465804_5288239941148200556_n.jpg
Hürriyet ve Anayasa Bayramı kutlamaları / Fotoğraf: Twitter 

 

AP de beyaz oya mecbur kaldı

DP’nin mirasçısı olan AP Grubu adına kürsüye çıkan Ömer Faruk Sanaç, diğer parti sözcüleri kadar coşkulu değildi. Partisi adına tasarıya beyaz oy vereceklerine açıklayan Sanaç, “Ancak bu vesile ile bazı objektif mütalaa ve samimi temennilerimizi tespit ve arz etmekte fayda ummaktayız” diyerek şöyle devam etti:  

Bu suretle bizi, parti olarak; 27 Mayıs’ın ve temel müesseseler olan Şanlı Ordumuz ve Türk gençliğinin karşısında gösterme gayretlerini boşa çıkardığımızı ispat edeceğiz. (Ortadan «inşallah» sesleri) Bu hususta kararlıyız ve azimkarız…

Eğer, bu kanun muhtaç bulunduğumuz milli birlik ve huzuru bozacak bir şekilde tek taraflı tatbikat görürse, aziz 'milletimiz için faydalı ve hayırlı neticeler vermez. Bu hususu da belirtmeyi bir borç biliriz.  Türk Milletinin reyi ile kabul olunan Anayasa’da bu teklifin esasen peşinen tasvip gördüğü ifade olunabilir. Ancak, şu hususu da katiyetle ve sarahatle beyan edelim ki, gönül arzu eder ki, millete mal olan, bütün partilerin üstünde bulunan, Anayasamızda hakiki yerini alan 27 Mayıs inkılap hareketi, hiçbir parti tarafından kendi çıkarlarına, siyasi menfaatlerine istismar edilmesin. (Ortadan: «Bayram hakkında konuş» sesleri) (Millet Meclisi Tutanak Dergisi 66. Birleşim 3.4.1963 Çarşamba)

Kürsüye çıkanlardan CHP’li Maliye Bakanı Şefik İnan’ın şu sözleri siyasi iklimin nasıl olduğu konusunda size daha açık bir fikir verebilir:

Suiistimalden suikasde kadar her çeşit suçla iliklerine kadar kirlenmiş bulunan iktidar, yaptığı sondajlar sonucunda, seçime, giderse iktidardan düşeceğini, artık bu defa hiçbir seçim hilesinin 'kendisini kurtarmaya kâfi gelemeyeceğini anlamış; seçimi kaybetmeyi, ileri gelenlerinin hatıra defterlerinden öğrenildiği üzere, kendisi için bir felâket saydığı cihetle, tek kurtuluş yolunun, Anayasa’yı çiğneyerek, çok partili idareye son vermek ve diktatörlük kurmak olduğu kararına varmış, bu sonuncu suçu da işlemek suretiyle yüzde yüz gayrimeşru hale gelmiş bulunuyordu. (Millet Meclisi Tutanak Dergisi 66. Birleşim 3.4.1963 Çarşamba)

Konuşmaların ardından yapılan oylamada kullanılan 294 oyun 291’i kabul 2’si ret çıktı.

 AP’li Kerem Özcan ve Mehmet Başaran hayır oyu verirken yine AP’li Nahit Yenişehirlioğlu da çekimser kaldı.

Oylamanın ardından bir konuşma yapan Başbakan İsmet İnönü ise şunları söyledi:

Bütün siyasi partiler bu temelde birleşmek zaruretini kavradılar. Şimdi kanunun kabulü günüdür. Bu kanunu kabul etmekle memlekette huzuru tesis ve vatandaşlar arasında anlaşmayı ilerletmek için büyük bir adım atmış olacaksınız. Sizleri tebrik ederim arkadaşlarım. (Ortadan ve sağdan alkışlar) (Millet Meclisi Tutanak Dergisi 66. Birleşim 3.4.1963 Çarşamba)

Kanun tasarısı Cumhuriyet Senatosu’nda da kabul edildi,  böylece darbenin yıldönümü bayram olarak kutlanmaya başladı.

 

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kani Vrana, Hürriyet ve Anayasa Bayramında kutlamaları kabul ederken 77 anayasa gov tr.jpg
19777de 27 Mayıs Bayramı'nda Anayasa Mahkemesi Başkanı Kani Vrana tebrikleri kabul ederken / Fotoğraf: anayasa.gov.tr.

 

Ev sahibi Anayasa Mahkemesi

27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa bayramlarında Anayasa Mahkemesi ve Genelkurmay Başkanlığı ev sahipliği yaptı. Protokol önce Genelkurmay’a sonra Anayasa Mahkemesi’ne giderek bayramlaştı. Stadyumlarda, kentlerin büyük caddelerinde geçit törenleri, kortejler düzenlendi. Askeri birlikler ve öğrencilerin katıldığı törenlerde 27 Mayıs darbesini öven, DP iktidarını suçlayan, ağır ifadelerin kullanıldığı konuşmalar yapıldı.

 

D7jxjU8WsAE9tsb.jpg
Fotoğraf: Twitter ​​​​​​​

 

Devletin gücüyle kutlanan bayram törenlerine halkın ilgilisi ise hiçbir zaman yüksek olmadı. Özellikle AP tabanı kutlamalardan uzak durdu. 27 Mayıslarda türlü bahanelerle çocuklarını okula göndermediler.

AP’yi destekleyen gazeteler bayram haberlerini vermek zorunda oldukları için küçük ve detaysız vermeyi seçerken, Cumhuriyet, Milliyet gibi gazetelerse bayram haberlerine geniş yer ayırdı.  

 

 

27 Mayıs İnkılabını Yayma ve Tanıtma Komisyonu darbeyi meşru gösterebilmek için bir çok ürün ortaya koydu. Kitaplar basıldı, 27 Mayıs’lı pullar, paralar, takılar hazırlandı. Hatta sigara paketlerinin üzerinde bile 27 Mayıs figürleri kullanıldı.  

27 Mayıs Bayramı okullarda müfredata girdi, ders kitaplarında “gayrimeşru hükümetin kahraman ordu tarafından bertaraf edildiği” anlatıldı

 

 

Darbeyle gelen bayramı yine darbeciler kaldırdı

Seneler geçtikçe Hürriyet ve Anayasa Bayramı kutlamaları daha sönük geçmeye başladı. 17 yıl darbenin yıldönümünde kutlanan bayram 12 Eylül darbecileri tarafından kaldırıldı. Milli Güvenlik Konseyi Üyesi Orgeneral Sedat Celasun’un teklifi doğrultusunda, 17 Mart 1981’deki oturumda Hürriyet ve Anayasa Bayramı takvimden çıkartıldı. Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Kenan Evren, bayramın kaldırılmasını “Bir bayram yapıldığı zaman milletçe kutlanmalıdır. Örneğin Cumhuriyet Bayramı diyoruz, milletçe kutluyoruz, 30 Ağustos diyoruz, gene hepimiz can ve gönülden kutluyoruz. Ama, 27 Mayıs’ı kutlayamaz olduk, yalandan kutlar gibi görünüyorduk” dedi.

Bayramın kaldırılması da tepkilere neden oldu. 27 Mayıs 1960 darbesini, devrim ya da inkılap diye niteleyen gruplar Hürriyet ve Anayasa Bayramı’nın kaldırılmasını eleştirdi.

Bugün darbenin yıldönümlerinde birkaç kişi tarafından hatırlansa da Hürriyet ve Anayasa Bayramı tarihin tozlu raflarında yerini aldı.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU