25 Mart | Yazıcıoğlu'nun bindiği helikopter düştü, kurtarma ekipleri enkaza 48 saat sonra ulaştı

Bugün eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün 12. yıldönümü. 2009’da bugün Yazıcıoğlu ile birlikte 5 kişinin daha içinde olduğu helikopter düştü, Enkaza ancak 48 saat sonra ulaşıldı

Fotoğraf: AA

29 Mart 2009 yerel seçimlerine sadece 4 gün kalmıştı. Siyasi parti liderleri, belediye başkanı adayları son günleri iyi değerlendirebilmek için mitingden mitinge koşuyor, Türkiye siyaseti sıcak günler yaşıyordu.

Seçim çalışmalarına yoğun bir şekilde katılan liderlerden birisi de Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’ydu. Yazıcıoğlu’nun 25 Mart programında iki miting vardı.

“İlk defa helikopter kiralayarak miting yapıyoruz”

Yoğun programı aksatmadan tamamlayabilmek için partinin kısıtlı imkanlarına rağmen bir helikopter kiralanmıştı. "Hazineden yardım almadan siyaset yapan tek partiyiz. İlk defa helikopter kiralayarak miting yapıyoruz. Seçimlerde iddialıyız” diyen Yazıcıoğlu, mitinglerin ardından yeniden Sivas’a dönmeyi planlıyordu.

 

twitter.jpg
Fotoğraf: Twitter 

 

Medair'dan kiralanan TC-HEK tescil işaretli Bell 206L-4 LongRanger tipi helikopter Sivas’tan Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesine gitmek üzere havalanırken içerisinde 6 kişi vardı: Yazıcıoğlu, BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ, İl Başkan Yardımcısı Yüksel Yancı, Belediye Meclis Üyesi Murat Çetinkaya, Yazıcıoğlu’nun seçim çalışmalarını takip eden İHA muhabiri  İsmail Güneş ve pilot Kaya İstektepe.

Yolculuk sorunsuz geçti. Yazıcıoğlu, havadayken de boş durmadı. Telefonla Sivas Gemerek’te partisinin düzenlediği mitinge bağlandı, partililerini selamladı. Bu anlar ise helikopterdeki İHA muhabiri İsmail Güneş tarafından kaydedildi. Çağlayancerit’te partilileri tarafından coşkuyla karşılanan Yazıcıoğlu, mitingde yaptığı konuşmanın ardından bir sonraki programına yetişmek için helikoptere döndü.

İkinci adres Yozgat’ın Yerköy ilçesi olacaktı. Yerköy’e gitmek için 14.37’de havalanan helikopter, 25 dakika sonra düştü.

 

İlk haber yüreklere su serpti

Türkiye ilk haberi 16.29’da duydu. Anadolu Ajansı, “Aralarında Muhsin Yazıcıoğlu'nun da bulunduğu 6 kişiyi taşıyan Esas Holding'e ait helikopterin Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesine bağlı Çardak beldesi yakınlarında düştüğünü” duyurdu.

Anadolu’ya bahar geliyordu ama helikopterin düştüğü söylenen dağlık bölge kar altındaydı. Yağış sürüyor, kar zaman zaman tipiye dönüyordu.

Hemen arama kurtarma çalışmaları başlatıldı. İlk açıklamalardan birisi Kayseri Valisi Mevlüt Bilici’den geldi. Bilici, "Bana gelen bilgilere göre, kurtarma ekipleri olay yerine ulaştı. Muhsin Yazıcıoğlu yaralı, şuuru açık. Arkadaşlar kendisini hastaneye ulaştıracaklar" dedi. Daha sonra birçok tartışmaya neden olacak bu açıklama yüreklere su serpti.

Yarım saat sonra Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Levent Avşaroğulları, kazada yaralananların hastanelerine getirileceği yönünde kendilerine bilgi verildiğini, gereken hazırlığın yapıldığını söyledi.

Başbakanlık Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada da helikopterin koordinatlarının hızla belirlendiğini ve arama-kurtarma ekiplerinin bölgeye sevk edildiği bildirildi.

Haberlere göre, helikopter düşmüştü ancak yolcular yaralı kurtulmuştu. Derin bir oh çeken Türkiye kurtarma ekiplerinden gelecek müjdeli haberi beklemeye başladı.

 

 

48 saat sonra köylüler buldu

Ancak saatler geçiyor, enkaz bir türlü bulunamıyordu. Umutlu havanın yerini gittikçe karamsarlık kaplıyor, zaman geçtikçe kazazedelerin yaşama şansı azalıyordu.

Açıklamalar üst üste geliyor, farklı bölgelere arama ekipleri sevk ediliyordu. Ancak bütün gece süren çalışmalardan bir sonuç alınamadı. 3 bin asker, korucular, kurtarma ekipleri, helikopterler bölgeye sevk edilmiş, bölge karış karış aranıyordu. Hava şartları da arama kurtarma ekiplerinin işini güçleştiriyordu.

Beklenen iyi haber o gün de gelmedi. 48 saat sonra Keş dağındaki arama çalışmalarına katılan gönüllü 17 köylü helikopterin enkazına ulaştı. Kanlıçukur mevkisinde dağa çarpan helikopter, 200 metre kadar aşağıya düşmüştü.

Enkaz yoğun aramaların yapıldığı bölgeden yaklaşık 100 km uzaktaydı.

Velhasıl, kazanın ardından yeşeren umutlar kurudu. Keş dağından Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 kişinin cansız bedenleri indirildi. Yazıoğlu, yüz binlerin katıldığı bir cenaze törenin ardından 31 Mart 2009 tarihinde vasiyet ettiği gibi Taceddin Dergahı’na defnedildi.

 

aa4.jpg
Fotoğraf: AA

 

Üşüyorum….

Yazıcıoğlu'nun naaşının, helikopter düştükten sonra karların üzerinde bulunması, sevenlerine "Üşüyorum" şiirini hatırlattı.Muhsin Yazıcıoğlu’nun cezaevi günlerinde kaleme aldığı şiir sembol haline geldi.

Zikre dalmis herşey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey bu sonsuzluğun sahibi
Sana ulaşmak istiyorum

Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk üşüyorum

 

Helikopter neden bulunamadı?

Tüm Türkiye, hayretler içerisindeydi. Bu helikopterin yerini tespit etmeye yarayan bir cihazı yok muydu? Yolcuların cep telefonlarından konumlarını bulmak bu kadar zor muydu? Soruların ardı arkası kesilmiyordu.

Helikopterin konumunu bulmak için kullanılan ELT cihazının çalışmadığı açıklandı. Cihazın kaza sırasında bozulmuş olabileceği iddia ediliyordu.

 

tweet.jpg
Fotoğraf: AA

 

İsmail Güneş defalarca aradı, yardım istedi

Ortaya çıkan bilgiler kamuoyunun şaşkınlığını daha da artırıyordu. Helikopterde bulunan İHA muhabiri kazanın hemen ardından yaralı halde 112 acil çağrı merkezini aramış, yardım istemişti. Üstelik bir kez değil 7 kez telefonla görüşmüş, dakikalarca konuşmuştu.

Bacağının kırık olduğunu, helikopterin içinde sıkıştığını anlatıyordu. Karşısındaki kurtarma görevlisi yanıt alamadığı soruyu üst üste sorup duruyordu. “Neredesiniz?” Yanıt hep aynıydı, “Bilmiyorum. Her yer sis, bir şey göremiyorum.”

İsmail, “Şarjım bitiyor, burası çok soğuk üşüyorum. Hala bulamadınız mı yerimizi?” diye soruyordu.  İlk başta, “Erhan abi sağ, inliyor” diyen İsmail Güneş bir yandan yardım ekiplerine dert anlatmaya çalışırken, bir yandan da “Erhan Abi” diye seslenerek yol arkadaşına “Kendini bırakma toparlan” diye destek olmaya çalışıyordu.

“Burada herkes öldü galiba. Tipi var, ben de üşümeye başladım” sözleriyle karşı karşıya olduğu tehlikeyi anlatan İsmail Güneş”e sağlık görevlisi, “Sakin olun, İnşallah en iyi şekilde sonuçlanacak bu olay” diye yanıt veriyordu. Olmadı... İsmail’in imdat sesine kimse yetişemedi. Her telefonda, şaşkınlıkla “Bizi hala nasıl bulamadınız” diye soran gazeteci yardım ekiplerini beklerken can verdi.

 

Görevliler yardım edemedi

Telefon konuşmaların yayınlanması tartışmaların daha da büyümesine neden oldu. Yardım ekipleri profesyonel değildi. Havacılık uzmanlarına göre, telefona bakan yardım görevlisi İsmail Güneş’ten helikopterdeki ELT cihazını manuel olarak çalıştırmasını isteyebilirdi. Başarılsaydı, helikopter daha kolay bulunabilirdi. Bu denenmemişti bile, İsmail’in telefonuna bir uzman baksa sonuç başka olabilirdi.

Kamuoyunun sorularına tatminkar yanıtlar verilmeyince, kazayla ilgili birçok iddia konuşulmaya başladı. Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin bir suikasta kurban gittiği iddia edildi. Helikopterin o sırada havada olan savaş uçaklarının egzozundan etkilenerek düştüğü ileri sürüldü. Olayın ardından düşen helikopterden parçalar söken askeri görevlilerin görüntüleri ortaya çıktı. Görevlilerin helikopterin GPS cihazını söktükleri iddia edildi.

 

Komisyona göre, arama kurtarma zafiyeti

Helikopterin düşmesinin ardından Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nca görevlendirilen savcılar, soruşturma başlattı ve kaza kırım ekibi oluşturuldu.

2 Şubat 2010 tarihinde kazayla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyon raporu, hava arama kurtarma görevinin gerektiği gibi yapılamadığını ileri sürdü. Raporun sonuç kısmında şu ifadeler kullanıldı:

Maalesef Göksun’da yaşananlardan da ders alınmamıştır. SHGM bu konudaki zafiyetini ve kusurunu inkâr etmektedir. Kazazedelerin köylüler tarafından bulunduğu ve yaralı kurtulan iki kişinin donarak öldüğü gerçeği de görmezlikten gelinmektedir. Mevcut durumun ICAO, EASA ve diğer Dünya Havacılık teşkilatları tarafından öğrenilmesi halinde Türkiye hava sahasının güvenilmez ilan edilmesi ve ülkemize ağır yaptırımlar uygulanması kaçınılmaz olacaktır.

 

aa1.jpg
Fotoğraf: AA

 

DDK inceleme önerdi

Komisyon raporu da tatmin edici bulunmadı. Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Yalçın Topçu ve Gülefer Yazıcıoğlu'nun girişimleriyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül devreye girdi. Gül’ün talimatı üzerine Devlet Denetleme Kurulu da olayı inceledi.

21 Ocak 2011 tarihinde açıklanan raporda, 72 tespit ve 29 öneri yer aldı. Özetle DDK da kurtarma çalışmalarındaki yetersizliğe vurgu yapıyordu. Raporda “Arama kurtarma çalışmalarında eldeki imkanlar (Binlerce asker,  sivil savunma ekibi, korucu ve diğer vatandaşlar) etkinlikle kullanılmamış olup eldeki tek bilimsel veri olan TİB’den alınan bilgi ve bu bilgiye dayalı olarak oluşturulan haritalar, arama kurtarma çalışmalarında  dikkate  alınmamıştır” denildi.

Raporda Kayseri Valisi’nin ‘Enkaza ulaşıldı” açıklamasına dayanak olan bilgiyi verdiği iddia edilen polisler ve kurtarma çalışmalarını yanlış yönlendirdiği iddia edilen şüpheliler hakkında inceleme yapılması öneriliyordu.

 

aa5.jpg
Fotoğraf: AA

 

Mahkeme takipsizlik verdi

Eski BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ile Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu ve aile fertleri, 16 Şubat 2011'de Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, olayla ilgili "özel yetkili savcı ve özel yetkili mahkeme" talep etti.

Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilen soruşturma dosyası, özel yetkili mahkemeler kaldırılınca yeniden Kahramanmaraş’a döndü.

132 şüphelinin yer aldığı "ana soruşturma dosyası" hakkında 20 Haziran 2016'da takipsizlik kararı verildi. BBP ve Yazıcıoğlu ailesinin avukatları, 13 Temmuz 2016'da takipsizliğe karşı itirazda bulundu.

Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Hakimliği, itiraza ilişkin incelemesinin ardından 10 Nisan 2018'de, 20 şüpheli yönünden kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına,  diğer şüpheliler yönünden yapılan itirazların reddine hükmetti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Başsavcılıktan açıklama: Yeni bir bilirkişi heyeti teşekkül ettirilmiştir

Bu kapsamda, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yeniden açılan ana soruşturma sürüyor. Başsavcılık 25 Aralık 2020'de yaptığı açıklamada, “Milletin gönlünde acısı hala taze olan bu elim olaya ilişkin tüm iddiaların eksiksiz ve ayrıntılı şekilde araştırılarak sonuçlandırılması için ana soruşturma kapsamlı şekilde yürütülmeye devam ediyor” denildi.

Soruşturmanın özellikle 15 Temmuz 2016 sonrasında elde edilen deliller ışığında yürütüldüğü belirtilen açıklamada, "Gelinen aşamada, olayın nasıl meydana geldiği, olayın oluşumunda harici kişilerin kastı, kusuru ya da ihmali bulunup bulunmadığı gibi hususlarda tüm soru işaretlerinin giderilmesine yönelik yeni bir rapor hazırlanması için konusunda uzman isimlerden oluşan yeni bir bilirkişi heyeti teşekkül ettirilmiştir" ifadeleri kullanıldı.

Davalar birleştirildi

Cumhurbaşkanına suikast girişiminden mahkum olan eski yarbay Davut Uçum ve eski astsubay Aydın Özsıcak'ın da aralarında olduğu 17 sanık hakkında hazırlanan iddianame ise 25 Aralık 2020'de Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili soruşturmada, FETÖ'nün amaç ve menfaatleri doğrultusunda usulsüz birçok işlem yapıldığı belirtilen iddianamede, gizli tanık ifadeleri ve ortam dinlemesi ile zorlama deliller oluşturulduğu, aynı zamanda yaşamını yitirenlerin yakınlarının acılarının istismar edildiği ileri sürüldü.

Soruşturmalara FETÖ müdahalesiyle ilgili dava dosyası ile helikopterden GPS cihazının sökülmesine ilişkin Göksun Asliye Ceza Mahkemesi’nde 10 sanığın yargılandığı dava 6 Ocak 2021'de birleştirildi.

Sanıklar, 22 Mart'ta görülen ilk duruşmada hakim karşısına çıktı. Duruşma, sanık savunmalarının ardından 28 Haziran'a ertelendi.

 

aa6.jpg
Fotoğraf: AA

 

Kamu görevlilerine “görevi ihmalden hapis”

Helikopterin düşmesinin ardından yürütülen arama kurtarma çalışmalarındaki ihmallere ilişkin görülen davalar ise 25 Ocak’ta karara bağlandı.

"Yazıcıoğlu'nun bacağı kırık, ambulansla hastaneye götürülüyor" şeklindeki bilgi notunu hazırladığı iddia edilen FETÖ hükümlüsü eski emniyet amiri Dursun Özmen, Kahramanmaraş 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada "görevi kötüye kullanma" suçlamasıyla 2 yıl hapis cezasına çarptırdı

9 üst düzey kamu görevlisinin yargılandığı dava ise Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nde görüldü. 5 Şubat'ta karara bağlanan davada dönemin Kahramanmaraş Valisi Niyazi Tanılır, eski İl Jandarma Komutanı Sezai Akgün ve eski İl Emniyet Müdürü Necdet Çelikbilek'e "görevi kötüye kullanma" suçundan 1 yıl 2'şer ay hapis cezası verildi. 6 sanık beraat etti.

Kahramanmaraş 5. Asli Ceza Mahkemesi'nde yargılanan ve helikopterin düştüğü tarihte Adana Jandarma Bölge Komutanlığı Kurmay Başkanı olan Mazlum Koçoğlu ve dönemin Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal da "görevi kötüye kullanma" suçundan 1 yıl 1'er ay hapis ile cezalandırıldı. Olay sırasında Adana Jandarma Bölge Komutanı olan emekli Korgeneral Ali Lapanta ve eski Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru ise aynı davada 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

 

aa7.jpg
Fotoğraf: AA

 

“12 yıl iğneyle kuyu kazdık”

Yazıcıoğlu ailesinin Avukatı Kemal Yavuz, TRT’ye yaptığı açıklamada dava sürecini “12 yıldır adeta iğneyle kuyu kazıyoruz” diye özetledi.

Davadaki 2 sanığın FETÖ'nün darbe girişimi sırasında cumhurbaşkanına yönelik suikast timinin içerisinde yer almasının meselenin ne kadar vahim olduğunu ortaya kayan unsurlardan biri olduğunu belirten Yavuz, şunları söyledi:

Biz vicdani bir kanaat olarak, olayın bir suikast olduğu, bu suikastın askeri jetlerin oluşturdukları türbülansla gerçekleştirildiği ve karbonmonoksitle pilotu sersemletme düzeyine getirip 'işi sağlama aldıkları' inancındayız. İsmail Güneş'in konuşmaya başlamasıyla örgütlü yapının paniklediğini, bu delil karartma işlemlerini bu nedenle gerçekleştirmeye çalıştıkları inanç ve kanaatindeyiz.

Türk yargısına güvendiklerini belirten Yavuz, "Ana dosya olarak kabul edilen çatı dosyanın açılarak, diğer dosyaların güncellenerek, yargılamanın devam etmesi gerektiği inancındayız. Türk yargısının bunu yapacağını ve Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da bu amaçla çok ciddi bir çalışma içerisinde olduğunu biliyoruz " dedi.

Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği kazanın cumhuriyet tarihinin en profesyonel suikastı olduğunu" söyleyen Yavuz, olayın bütün yönleriyle aydınlatılmasını istedi.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU