Çok sık duyduğumuz kalıplardan birisidir: Hitler de iktidara seçimle geldi.
Bugün Hitler’in tek başına iktidar olduğu ve 1945 yılına kadar sürecek olan diktatörlükten önce yapılan son seçimin yıldönümü.
Yıl 1933. Almanya siyasi istikrarsızlıklarla boğuşuyordu. 1932 yılında 3 ay arayla iki seçim yapılmıştı.
3 Aralık 1932’de başbakanlığa getirilen General von Schleicher de başarılı olamamış, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin (NSDAP) lideri Adolf Hitler, 30 Ocak 1933’te Cumhurbaşkanı Hindenburg tarafından başbakanlığa atanmıştı.
Darbeci Hitler’e hapis cezası
Muhafazakâr Alman Ulusal Halk Partisi’nin de desteğini alarak iktidara gelen Adolf Hitler sabıkalı bir politikacıydı. 9 Kasım 1923’te Münih’te bir darbe girişiminde bulunmuştu.
Kısa sürede bastırılan girişimin ardından tutuklanmış, 5 yıl hapis cezasına çarptırılmış ama bir yıldan kısa süre yatıp çıkmıştı. Cezaevinde ünlü eseri ‘Kavgam’ı kaleme alan Hitler, yeniden politikaya döndüğünde, “değiştiğini, artık iktidara kanlı değil, demokratik yollardan gelmek istediğini” söylüyordu.
Büyük Buhran’ın yarattığı ekonomik kriz yüzünden zor günler yaşayan Almanya’da Hitler’in tehlikeli olmadığını düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu.
Seri tutuklamalar başladı
Seçimlere yaklaşılırken 27 Şubat 1933’te Reichstag yani Almanya parlamento binası kundaklandı. Reichstag'in yakınında yakalanan Hollandalı komünist Marius van der Lubbe kundaklamalardan sorumlu olduğu iddiası ile tutuklandı.
Yangın gerekçe gösterilerek 28 Şubat’ta çıkarılan kanun hükmünde kararname ile cadı avı başladı.
“Halkı ve Devleti Koruma Kararnamesi” sayesinde anayasadaki hak ve özgürlükler askıya alındı. Birçok suç için idam cezası getirildi. 20 civarında gazetenin yayınına son verildi.
Şefik Hüsnü de tutuklandı
Aralarında Almanya Komünist Partisi’nin lideri Ernst Thälmann’ın da olduğu binlerce muhalif tutuklandı. Bir iki hafta içinde her kentte toplama kampları kuruldu. Thälmann, Ağustos 1944’te Buchenwald’da kurşuna dizildi.
Tutuklananlar arasında Türk komünist Şefik Hüsnü de vardı. Bulgar temsilcisi Georgi Dimitrov ve Komitern üyeleri ile birlikte tutuklanan Şefik Hüsnü, 6 ay cezaevinde tutulduktan sonra serbest kaldı.
Oyların yüzde 44’ünü aldı
Hitler, bu baskı koşullarında 5 Mart 1933’te yapılan seçimde oyların yüzde 44’ünü aldı. Nazi çoğunluklu parlamento 23 Mart’ta Hitler’e ülkeyi kararnameyle yönetme yetkisi verdi.
Ağustos 1933’te Hitler, tek partili sisteme geçiş ilan etti. 28 Şubat’ta Alman Komünist Partisi’nin, 22 Haziran’da da Sosyal Demokrat Parti’nin faaliyetleri yasaklandı. Tüm sağ partiler de dağıldı. 1934’te Hindenburg ‘un ölümünün ardından cumhurbaşkanlığı makamını da devralan Hitler, Führer (lider) adında bir devlet başkanlığı makamı yarattı; devlet ve hükümet başkanlıklarını bir arada yürüttü.
İşte 88 yıl önce yapılan seçimin ve ardından olanların hikayesi kabaca böyle. Şimdi ise Alman panzerinin çarptığı kızıl duvarın ardındaki adam, Hitler’in sonunu hazırlayan Rus lider Stalin var sırada.
"Faşizmi yenen komutan" mı "kanlı diktatör" mü?
Yüzyılın en güçlü adamlarından Joseph Stalin, 68 yıl önce bugün hayata gözlerini yumdu.
Kimileri için Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ni zirveye çıkaran lider, kimileri için ise milyonların hayatına neden olmuş eli kanlı bir diktatör…
Yoksul ve geri kalmış ülkelerden oluşan Sovyetleri kara saban çağından alıp, uzaya çıkmayı başardığı, bir süper güç haline getirdiği için öven de var, muhaliflerinin hatta yoldaşlarının canını aldığı, milyonların çalışma kamlarında, sürgünlerde ölümüne neden olduğu için nefret eden de.
Yaşadığı çağın en önemli adamlarından birisi olduğu ise kuşkusuz.
Hal böyle olunca, hakkında müspet-menfi birçok rivayet, anlatana göre birçok farklı hayat hikayesi var.
Sovyetlerin propaganda makinesinin etkisi de devreye girince, doğruyu yanlıştan ayırmanın güç olduğu bu hikayeler arasında gerçek Stalin’i görebilmek çok zor.
Kolundan sakatlandı, askere alınmadı
Aslen Gürcü olan Stalin resmi biyografisine göre 18 Aralık 1878’de Gürcistan’ın Gori şehrinde dünyaya geldi. Asal adı, Yosif Visaryonoviç Cuğaşvili.
Babası Vissariyon İvanoviç Cugaşvili fakir bir kunduracı, annesi Ekaterina Geladze ise çamaşırcıydı.
Zor bir çocukluğu oldu. 7 yaşında geçirdiği çiçek hastalığının izlerini yüzünde, 12 yaşında geçirdiği at arabası kazasının neden olduğu sakatlığı sol kolunda ömrü boyunca taşıdı. Kolundaki sakatlık yüzünden askerlik bile yapmayan Stalin’in dünyanın kaderini değiştirecek savaşın galibi olacağı kimin aklına gelirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Rahip okulundan atıldı
Sovyetlerin başındayken dine düşman olan, kiliseleri ortadan kaldırmak için mücadele eden Stalin az kaldı rahip olacaktı. Annesinin isteği ile Gürcü Ortodoks Rahip Okulu’na kaydedildi. 16 yaşında okuldan ayrıldı. Okula göre, aidatlarını ödemediği için atılmıştı ama yine birçok iddia vardı. Devrimci örgütlerle tanıştığı, okul otoritesine karşı geldiği için atıldığı bunlardan birisiydi. Kendisi ise tüm dersleri 4 sene boyunca takip ettiğini sadece sınavlara girmediğini söylüyordu.
Sonra devrimcilik yılları... Eylemler, grevler organize etti. Bolşeviklerin devrimci faaliyetlerine kaynak oluşturmak için banka soygunları düzenledi. Gerçi onlar için bu eylemler soygun değil, kamulaştırmaydı. Zaten halkın olanı alıp, halk için kullanıyorlardı. Bu soygunlar partinin ana finans kaynağıydı.
Kanlı soygunda Stalin imzası
26 Haziran 1907 tarihinde Tiflis’te Erivan Meydanı’nda para nakil aracına yapılan saldırı çok ses getirdi. Stalin’in organize ettiği ‘kamulaştırmada’ devrimciler, posta arabasına silah ve bombalarla saldırdı.
40 civarında insanın hayatını kaybettiği, bir o kadarının yaralandığı soygunda 341.000 ruble para elde edildi.
Stalin, ilki 1902 yılında olmak üzere, Çarlık rejimine muhalefetten dolayı birçok kez tutuklandı. Farklı kaynaklar 8 ya da 6 kez tutuklandığını ve sürgüne gönderildiğini belirtiyor. 4 kez firar etti.
Cuğaşvili’den Stalin’e
Zirveye giden merdivenleri büyük bir arzu ve yılmaz bir devrimci ruhuyla tırmanan Stalin, farklı dönemlerde birçok farklı kod adıyla tanındı. Stalin adını ilk önce Pravda’da yazdığı yazılarda kullandı. Gürcü soyadı çelik anlamına gelen sözcükten türetilmişti. Stalin de çelik adam demekti.
10 yıl içinde partide kendisine önemli bir yer elde eden Cuğaşvili artık Stalin adını kullanıyordu.
Lenin veliahtı olarak istemedi
Stalin’in sadakatini her zaman takdir eden Lenin, devrimden sonra onu sistemin iki numaralı adamı yaptı.
Ancak Lenin ölmeden önce 4 Ocak 1923 tarihli vasiyetinde Stalin hakkında uyarılarda da bulundu. Stalin’i sert ve kaba bulduğunu açıkça belirten Lenin yoldaşlarına, “Bu göreve birçok bakımdan ondan üstün, daha sabırlı, daha sadık, daha nazik, daha kaprissiz, yoldaşlarına karşı daha kibar birini getirmeyi öneriyorum” diye yazdı.
Lenin’in 1924’teki ölümünün ardından en büyük rakibi Troçki’yi saf dışı bırakan Stalin ölümüne kadar ülkeyi demir yumruğu ile yönetti.
Sürgünlerde yaşamak zorunda olan ve yolu Türkiye’den de geçen Troçki, Stalin’in gönderdiği iddia edilen bir katil tarafından buz kıracağı ile öldürüldü. Katili daha sonra Lenin Nişanı ve Sovyetler Birliği Kahramanı madalyaları ile ödüllendirildi.
Sovyetler zirveye çıktı
Tarım arazilerini kamulaştırdı, büyük çalışma kampları kurdu. Sanayi yatırımları yaptı. Sovyetler eğitim, bilim ve kültür alanında çok önemli yol kat etti.
İkinci Dünya Savaşı’nda Moskava’nın 100 km yakınına kadar gelmeyi başaran Almanlar’ı püskürttü. Kızıl Ordu Berlin’e kadar ilerledi. Büyük bir zafer kazandı.
İki Kutuplu dünyanın süper güçlerinden birisini yönetti. Uzay yarışında ilk büyük hamleyi Ruslar yaptı. Stalin görmese de Sovyet kozmonot Yuri Alekseyeviç Gagari 12 Nisan 1961’de uzaya çıkan ilk insan oldu.
Gulag kampı sembol oldu
Tüm bunları yaparken sert yönetim biçiminden vazgeçmedi. 3 milyon ile 60 milyon insanın ölümüne neden olduğu iddia edildi.
İktidarını sağlamlaştırmak için başlattığı Büyük Temizlik adı verilen operasyonda yaklaşık 30 bin Kızıl Ordu mensubu idam edildi.
Yapılan soruşturmalar neticesinde yüz binlerce Sovyet vatandaşı halk düşmanı ve vatan haini olarak suçlandı, çalışma kamplarına gönderildi. Stalin yönetiminin sembolü olarak anılan Gulag’da kurulan kampta yaklaşık 1.7 milyon insan can verdi. Binlerce insan zorunlu göçlerde hayatını kaybetti.
Stalin’in uyguladığı politikalar yüzünden Ukrayna’da milyonlarca insanın açlıktan hayatını kaybettiği iddia edildi.
İkinci Dünya Savaşı’nda Katyn ormanlarında yaklaşık 22.000 silahsız savaş esiri Polonyalı subay kurşuna dizilerek öldürüldü. Cesetler ormana kazılan toplu mezarlara gömüldü.
68’inci ölüm yıldönümü
İşte tarihe adını böyle yazdıran 2 kez Time tarafından yılın adamı seçilen Stalin 5 Mart 1953’te hayatını kaybetti.
Stalin’in felç geçirip odasında düştüğü, ancak korumalarının yine Stalin’in ‘rahatsız edilmemesi’ emri yüzünden akşama kadar odasına giremediği ileri sürüldü. İddiaya göre, Stalin her sabah uyandığı saatte kalkmamasına rağmen, korumalar korktukları için kontrol edememişti. Akşam doktorlar geldiğinde ise artık tedavi için geç kalınmıştı. Doktorlar Stalin’i kurtarmak için aralarında sülük tedavisinin de olduğu birçok yöntemi denedi. 2 Mart’ta inme geçiren Stalin doktorların tüm çabasına rağmen kurtarılamadı. Yatağında gözlerini kocaman açıp, sol elini bir şey gösterir gibi havaya kaldırdı ve son nefesini verdi.
Mumyalanan cesedi, önce Lenin’in Kızıl meydandaki anıt mezarına konuldu. Ancak daha sonra Nikita Kruşçev'in destalinizasyon politikaları doğrultusunda, 31 Ekim 1961 tarihinde alınan kararla Kremlin Duvarı Mezarlığı’na defnedildi.
Sovyetler Birliği’nin 1991 tarihinde dağılmasından sonra baş gösteren ekonomik ve toplumsal belirsizlikler, Stalin’i kitlelerin gözünde tekrar itibar kazanmasına neden oldu. Rusya’nın farklı yerlerinde Komünist Parti’nin öncülüğünde yeniden Stalin büstleri dikilmeye, Stalin müzeleri açılmaya başladı.
Yazıya, Hitler’i diktatörlüğe taşıyan seçimi hatırlayarak başlamıştık. Sovyetler Birliği’nin eski ihtişamlı günlerine dönmeyi hayal eden Rusya’da adı yeniden parlamaya başlayan Stalin’in söylediği iddia edilen bir sözle bitirelim: Nasıl oy kullandığınız önemli değil, önemli olan nasıl sayıldığıdır.
© The Independentturkish