”Siyasî ve askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferle taçlandırılmazsa meydana gelen zaferler payidar olmaz” Bu sözler, Mustafa Kemal Paşa’nın 98 yıl önce bugün Misak-ı İktisadi’nin kabul edildiği İzmir İktisat Kongresi’ninde yaptığı açılış konuşmasından
İzmir İktisat Kongresi, cumhuriyetin müjdecisidir.
İzmir’in önemi büyüktür. İzmir’in kurtuluşu ülkenin kurtuluşudur. Düşman giderken öcünü İzmir’den almıştı. Kent yanmış yıkılmış, harabeye dönmüştü.
Bu sebepten cumhuriyete giden yolda iktisat kongresinin İzmir’de yapılması daha da önemlidir.
Kongre için Hamparsumyan Hanı seçildi
İktisat Kongresi'nin İzmir'de toplanması bir rastlantı değildir. Yunan işgali ve savaş nedeniyle yıkımı yaşayan İzmir, iktisadi kurtuluşun da simgesi olacaktı.
Kongre için şehirde önemli hazırlıklar yapıldı. En önemli sorun kongrenin toplanacağı binanın tespit edilmesinde ortaya çıktı. İlk olarak Karataş’ta bulunan eski İttihat ve Terakki Mektebi binasında kongrenin toplanması gündeme geldi ancak buranın yetersiz bulunması üzerine Gümrük civarında bulunan ve daha önceleri Osmanlı Bankası’nın deposu olarak kullanılan Hamparsumyan Hanı tercih edilmişti. Bina tütün ve incir işletmesi olarak kullanılan bir yapıydı ve büyük bir kullanım alanına sahip olduğu için seçildi.
17 Şubat 1923’te kongre toplandığında henüz Lozan Barışı imzalanmamış ve cumhuriyet ilan edilmemişti.
Kongre salonunun sağ tarafında tüccar grubu, sol tarafında işçiler, merkeze çiftçiler oturuyorlardı. Çiftçilerle işçiler arasındaki bölümde sanayi delegeleri yer alıyordu.
Açılış konuşmasını Mustafa Kemal Paşa yaptı
Fevzi Paşa, Rus Büyükelçisi Semyon Aralov ve Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Abilof'un da izleyiciler arasında olduğu kongrenin açılış konuşmasını Mustafa Kemal Paşa yaptı:
Efendiler!
Yüce heyetinizin bugün toplamış olduğu Türkiye İktisat Kongresi çok önemlidir, çok tarihîdir. Nasıl ki Erzurum Kongresi, Sivas Kongresi felâket noktasına gelmiş olan bu milleti kurtarmak konusunda Misak-ı Millî’nin ve Anayasanın ilk temel taşlarını hazırlamak konusunda etkili olmuş, girişimci olmuş ve bundan dolayı tarihimizde, millî tarihimizde ve millî hayatımızda en kıymetli ve yüksek hatırayı kazanmış ise, kongreniz milletin ve memleketin hayat ve gerçek kurtuluşunu sağlamaya araç olacak kuralların temel taşlarını ve ilkelerini hazırlayıp ortaya koymak şekliyle tarihte en büyük adı ve çok kıymetli bir hatırayı kazanacaktır. Bu kadar kıymetli ve tarihi kongrenizi açmak şerefini bana verdiğinizden dolayı özellikle teşekkürlerimi sunarım. (Türkiye İktisat Kongresi’ni açış söylevi-atam.gov.tr)
Sabotaj girişimine Karabekir müdahale etti
Kongreye Manisa temsilcisi olarak katılan Kâzım Karabekir Paşa, 1135 katılımcının oybirliği ile Kongre Başkanı seçildi. Karabekir Paşa, “Çocuk Davamız” kitabında o günü ve kongrenin ortamını şöyle anlatıyor:
İstanbul'dan gelen delegeler; iki grupla Kemal Paşa'ya ve bana gelerek ihbarda bulundular.
‘Türkler askerlikten başka bir şey başaramazlar’ diye düşünerek kongreyi sabote etmek amacıyla bazı dış kaynaklı entrikacılar faaliyete geçmişler. Bu nedenle benim ya da Mustafa Kemal Paşa'nın mutlaka başkan olmamız icap ediyormuş. Durum Kemal Paşa ile görüşülerek benim kongre reisliğim kararlaştırıldı.
Gerçekten reis seçiminde ilk tahrikler göze çarptı. Başta iktisat vekili olmak üzere altı adaydan hiçbirini kongre beğenmedi. Pek az rey alıyorlardı. Delegeler ise onlara; ‘"Olmaz İstemeyiz!.." diye bağırıyorlardı.
Bunun üzerine benim adaylığım ilan edilince; sağdan soldan kollarıma girdiler, reis kürsüsüne çıkardılar.
Ve ittifakla reisliğimi kabul ettiler. Bunun çok isabetli bir iş olduğunu birkaç gün sonra gördük. Şöyle ki; işçi grubu yok yere bir mesele çıkardılar sonunda da;
‘Mademki dediklerimiz dinlemiyorlar kongreye ne lüzum var’ diye ayağa kalktılar ve gitmeye koyuldular.
Salonda en sol hizada bulunan bu gruba hizama gelinceye kadar ses çıkarmadım. Tam önümden geçerlerken ben de ayağa kalktım ve kürsüye şiddetli bir yumruk indirerek yüksek sesle bir kumanda verdim.
Dur!.. Bir adım daha atan Vatan hainidir!’ Hepsi durakladı. Tekrar bir emir verdim: ‘Geri dönün ve yerlerinize oturun!’
Sanki askerî kıtaymış gibi hepsi geri döndüler ve yerlerine oturdular. Bir alkış tufanından sonra müzakerelere devam ettik. Bir daha münasebetsizlik olmadı….
Kongrenin dağılması millî bir kepazelik olacağından Mustafa Kemal Paşa da hadiseden çok mütehassis oldular (Çocuk Davamız – Kazım Karabekir)
Ekonominin temelleri atıldı
15 gün süren kongre, 98 yıl önce bugün oy birliği ile Misak-ı İktisadi’yi (Ekonomi Andı) açıkladı.
Bir iktisat programı olmaktan çok, zafer heyecanı ve geleceğe dönük umutları yansıtan, çoğaltılarak, ülkenin her bir yanına dağıtılan Misak-ı İktisadî’de alınan kararların bazıları şunlardı:
Ekonomide bağımsızlıktan fedakârlık edilmemeli.
Öncelikle millî kaynaklar değerlendirilmeli.
Yabancı sermaye zararlı olmayacak şekilde gelebilir.
Üretici, sanayici, ihracatçı desteklenmeli
Çiftçiye kredi verilerek, girişimciler teşvik edilmeli.
Kredi ve teşvikleri kurulacak millî banka üstlenmeli.
Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalı.
Demiryolu inşaatı programa bağlanmalı.
İş erbabına amele değil, işçi denilmeli.
Tüm işgücüne sendika hakkı tanınmalı
Uluslararası İzmir Fuarı’nın doğuşunun kongrede düzenlenen ticari ürünler sergisine uzandığını da hatırlatarak yine İzmir’den bir başka konuya geçelim
Kibar'dı Asfalt oldu
“Ulaşım projelerini bir ülkenin gelişmesinin, kalkınmasının, hedeflerine doğru yürümesinin temel altyapısı olarak görüyoruz. Bu anlayışla geçtiğimiz 18 yılda diğer alanlarla birlikte ulaşımda da bir yatırım seferberliği başlattık. Ülkemizin bölünmüş yol uzunluğunu 81 vilayetinin tamamını kuşatacak şekilde 27 bin kilometrenin üzerine çıkardık”
Bu sözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait. 18 yıllık iktidarında en çok övündüğü icraatlarından birisinin yol yapmak.
Osman Kibar da Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi yaptığı yollarla anılan bir siyasetçiydi. O kadar ki adı ‘Asfalt Osman’a çıkmıştı.
Seçilmiş ilk belediye başkanı
Kibar 1960 darbesinde Demokrat Parti İzmir İl Başkanıydı. Tutuklandı. Serbest kaldıktan sonra DP’nin yerine kurulan Adalet Partisi’nin (AP) adayı olarak girdiği 1963’teki yerel seçimlerde CHP adayı Rebii Başol'u geride bırakarak İzmir’in seçilmiş ilk belediye başkanı oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Seçim şarkısı ‘Samanyolu” ile mahalleleri dolaşan Osman Kibar’ın vaatlerinin başında, İzmir’in Arnavut kaldırımı yollarını çamur deryası olmaktan kurtarmak vardı.
“At ve el arabalarını muklaka kaldıracağım”, “Evlere daha çok su vereceğim” ”Her eve havagazı girecek” diyordu.
Seçimlerden sonra da vaatlerini yerine getirmek için kolları sıvadı.
Altın Yol adı verilen ve İzmir'i Karşıyaka, Çiğli istikametine götüren yolu çok geniş açtığı için, "Buraya uçak mı indirecek?" denilerek bazı kesimlerce eleştirilen Kibar, söz verdiği gibi İzmir’de birçok yolu yeniledi.
Bu yüzden Selanik doğumlu, Robert Kolej mezunu Kibar’ın adı ‘Asfalt Osman’ olarak anılmaya başladı.
“Neresi kibar bunun? Asfalt döküyor!"
Asfalt Osman isminin hikayesi ise çok daha ilginç. Gazeteci Erkin Usman Asfalt lakabının Osman Kibar’a nasıl takıldığını 4 Ağustos 2010’daki Yeni Asır gazetesindeki köşesinde şöyle anlatıyor:
Necat Yada, 1960'lı yıllarda Yeni Asır'da belediye ve vilayet muhabiridir. Osman Kibar, İzmir'in tüm yollarını asfaltlama seferberliğine girişmiştir. Yada, o sırada asfalt döken işçilerin yanındadır. Yoldan geçen iki kadından birisi, çorabına asfalt sıçrayınca işçilere söylenir: "Ayıp ayıp bu yaptığınız! Asfaltı döküyorsunuz ama sağınıza solunuza hiç bakmıyorsunuz. Bak çoraplarım perişan oldu. Bir de Belediye Başkanınızın soyadı Kibar. Neresi kibar bunun? Asfalt döküyor!"
Necat Yada, yakından tanığı olduğu haberi ertesi gün Yeni Asır'da, "Kibardı, asfalt oldu!" başlığıyla okura duyurur. Osman Kibar habere çok bozulmuştur. Yada'nın tazminatının verilerek işten atılması gündeme gelir. Öğleden sonra Yada'nın eline bir miktar para verilir ama bu para ikramiye niyetinedir. Haberi okuyan bakanlardan biri hemen telefona sarılmış, kendisine bir türlü ulaşamayan Osman Kibar'a, "asfaltçığım!" diye hitap etmiştir. Ulaşamadığı bakanla dostane konuşma olanağını bulan Osman Kibar bir anda yumuşadığından Necat Yada'nın işten atılma tazminatı bir anda ikramiyeye dönüşmüştür.
Beni indiren Karaoğlan
1973 seçimlerinde belediye başkanlığı için tekrar adaylığını koyan Asfalt Osman CHP'li rakibi İhsan Alyanak’a koltuğu kaybedince siyaseti de bıraktı.
İzmir’in sevilen siyasetçisinin seçimi değerlendirmesini Yavuz Donat, 26 Aralık 2008’de köşesinde şöyle aktarmıştı:
Osman Kibar (Adalet Partisi) öyle karizmatik bir isimdi ki...
İzmir'de kimse onun karşısında duramazdı. Ama bir gün "ters bir rüzgâr" esti ve... "Eski boksör" İhsan Alyanak, "Asfalt Osman'ı" deviriverdi.
Osman Kibar'a sormuştuk:
- Nasıl oldu?
- Beni indiren İhsan Alyanak değil, Karaoğlan. Adam (Bülent Ecevit) fırtına gibi, karşısında dur durabilirsen.
35 yıl önce bugün, 4 Mart 1986’da aramızdan ayrılan Osman Kibar, ünlü müzisyen Melih Kibar’ın da babasıdır.
© The Independentturkish