13 Mayıs 2014’te saatler 15:10’u gösterirken Manisa’daki Soma maden ocağında, yerin 400 metre altında yangın başladı.
İçeride 787 işçi vardı, yalnızca çıkışa yakın olanlar canını kurtarabildi.
301 madenci hayatını kaybetti.
Ölenlerden en genci 18, en büyüğü 53 yaşındaydı.
432 çocuk babasız kaldı...
Sadece Türkiye’nin değil dünya madencilik tarihinin en büyük faciasıydı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Sorumlular hakkında açılan davanın ilk duruşması faciadan 11 ay sonra yapıldı.
Aileler, avukatlar, basın oradaydı.
Ama maden ocağı işletmecisi yoktu.
Soma Holding yönetim kurulu başkanı, tutuklu sanık Can Gürkan mahkemeye getirilmemişti.
Bu durum en az verdiği ilk ifade kadar tepki çekti.
Gürkan; savcıya iş güvenliği uzmanı olmadığını söylüyor, tüm sermayesini bu işe yatırdığından bahsediyor, en büyük mağduriyeti kendisinin yaşadığını anlatıyordu.
İşletme müdürü Akın Çelik ise güvenliği sağladıklarını belirterek “Olayın oluş şekli, olayda gizlidir” diyordu.
Önce bilirkişi raporu yayımlandı.
2015’in ilk günleriydi.
Rapora göre ocakta ihmal de vardı, kusur da.
Yaşananların “önlenebilir” olduğu vurgulanıyordu.
Sadece bu da değil. Madendeki oksijen ve karbonmonoksit seviyesindeki farklılık dikkate alınmamıştı.
Havalandırma sistemi ocağa uygun değildi.
Çok sayıda gaz maskesinin ömrü uzun süre önce dolmuştu.
En dikkat çekici tespit ise planlanandan iki buçuk kat fazla üretim olmasıydı.
O yüzden ilk rapora “Üretim zorlaması var” yazıldı.
İkinci raporda ise kamusal teftişlerin yetersizliğinden dem vurulacaktı.
İddianame facianın 1. yıl dönümüne iki ay kala kabul edildi.
Tutuklu sanıklar için “olası kastla öldürme” suçundan 301 kez 20-25 yıl istendi.
“Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” suçundan ise 162 kez 2-6 yıl hapis cezasından söz ediliyordu.
Davada beş tutuklu sanık bulunuyordu.
O beş sanık haricinde; farklı zamanlarda toplam 3 sanık serbest bırakılmıştı.
Tespitler ortadaydı ama dava bitmek bilmiyordu.
Önce savcı “olası kasıt” yerine “bilinçli taksir” ile ceza istedi.
Bunun anlamı cezaların düşmesi demekti.
Sonra tutuklu sanık Can Gürkan, terör örgütlerini işaret etti.
Soma’da yaşananlar için “Facia PKK, FETÖ gibi örgütlerin sabotajı olabilir" sözleri hafızalara kazındı.
Ailelerin avukatlarına göre asıl bu açıklama bir sabotajdı.
Mahkeme o suç duyurusunu reddetti ama bu bile yargı sürecinin 14 ay daha uzamasına neden oldu.
Madenci yakınlarının öfkeli olduğu tek husus bu değildi.
Mahkeme tarihinin sanığa göre ayarlanmış üç kez ertelenen dava sarkmıştı.
Davanın ilk hâkimi Aytaç Ballı’nın görev yerinin değiştirilmesi, savcı Şükrü Akyol’un üç duruşma boyunca mütalaa vermemesi de tepkilere neden oldu.
Madenci yakınlarının avukatları yeni hâkim Salih Pehlivanoğlu’nu da eleştiriyordu.
Bunda en büyük etken Pehlivanoğlu’nun 2011’de 11 işçinin hayatını yitirdiği Afşin termik santrali davası sanıkları için verdiği bir karardı.
Hâkim Pehlivanoğlu sanıklara 24 ay taksitle ödeme kolaylığıyla 91 bin liralık para cezası vermişti.
Madenci ailelerinin avukatları sanıkların serbest kalabilmek için 5 yıllık tutukluluk süresine ulaşmak istediğini, uzatma çabasının asıl nedeninin bu olduğunu iddia ediyordu.
Karar duruşması için belirlenen gün 9 Temmuz 2018’di.
Ancak mahkeme heyet üyesi Tuğşat Buğra Kıyak iki gün önce hastalandığı gerekçesiyle duruşmaya katılamadı.
Mahkeme başkanı, yedek üyenin konuya hâkim olmadığına kanaat getirdi.
Bu duruşmanın ertelenmesi anlamına geliyordu.
Duruşma salonu çıkışında aileler adına açıklama yapan avukat Can Atalay, şöyle konuştu:
"Bu davayı bizlerden kaçıranlara direniyoruz. Üye hâkimlerden birisinin rahatsızlığı gerekçe gösterilerek duruşma ertelenmeye çalışılıyor. İçeride hep beraber karar verdik. Biz buradayız. Adalet yerini buluncaya kadar buradayız. Gelsinler o kararı yüzümüze okusunlar. 'Çarşamba sabahı' dediler. Çarşamba sabahına kadar aileler ve avukatları biz burada nöbete başlıyoruz. Çarşamba sabahına kadar buradayız. Soma için adalet istiyoruz. Alacağız."
Heyet üyesi ile konuşmak isteyen Aksiharlı gazeteci Vedat Özel hastaneye gitti.
Ve hasta odasındaki boş yatak ve boş çay bardağı dışında bir manzarayla karşılaşmadığını söyledi.
İki gün sonra, 11 Temmuz 2018’de 51 sanık Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı.
Salih Pehlivanoğlu başkanlığındaki mahkeme heyeti kararını açıkladı.
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’a 15 yıl, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru’ya 22 yıl 6 ay, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı’ya 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik’e 18 yıl 9 ay, maden mühendisi Ertan Ersoy 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi.
Bunun yanı sıra Can Gürkan, 3 yıl süreyle maden faaliyetlerinde bulunmaktan men edildi.
Ayrıca tutuksuz sanıklardan emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik’e 11 yıl 8 ay, maden mühendisleri Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık’a 10 yıl 10’ar ay, yönetim Kurulu üyesi Haluk Sevinç, çalışanlardan Hilmi Karakoç, Mehmet Eres, Hüseyin Alkan, Fuat Ünal Aydın’a 8 yıl 4’er ay ve Murat Bodur’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Aralarında Alp Gürkan’ın da bulunduğu 37 kişi ise beraat etti.
Gerekçeli kararın açıklanmasından sonra hem sanıkların hem mağdur ailelerin avukatları, üst mahkeme durumundaki İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne temyiz başvurusunda bulundu.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi davanın temyiz başvurusunu inceledi.
Mahkemenin verdiği kararı onayıp, 15 yıl hapis cezasına hükümlü Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan'ı tahliye etti.
Independent Türkçe