ABD’nin İran petrolüne yönelik ambargosuna devam ettiği bir zamanda Tahran, İran’ın petrol ihracatını gerçekten sıfıra indirmeye doğru giden ağır Amerikan yaptırımlarından kaçışı sağlayacak bir mekanizma araştırmakla meşgul.
İran’ın petrolüne ve ticaretine yönelik Amerikan kuşatmasının şiddetini artırması ile birlikte Tahran, ekonomik sorunlarını ikiye katlayan ve petrol gelirlerinin düşmesine yol açan kriz için çözüm yolları aramaya başladı. Zira mevcut durum, enflasyon ve Amerikan doları karşısında ciddi zararlara uğrayan İran para birimine olan etkisinin yanı sıra dış ticaret işlemlerinde de keskin bir düşüşe sebep oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu esnada Hindistan olaya el atarak İran’a Amerikan yaptırımlarından kaçınmak için mali ve ticari ilişkilerdeki sorunlara bir çözüm olarak mal değişim ticareti önerisinde bulundu.
Birkaç gün önce Hindistan Tahran Büyükelçisi Gaddam Dharmendra, İran Ticaret Odası Başkanı Gulam Hüseyin Şafii ile yaptığı görüşmede, “Hindistan ve İran arasında bankacılık alanında sorunların yaşandığı bir zamanda en iyisi, iki ülkenin takas ticaretini sürdürmesidir” önerisini getirdi.
Hükümetinin planının iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğini kolaylaştırmak için UCO Bank’ın yanı sıra yeni bir bankanın kurulmasına dayalı olduğunu söyleyen Dharmendra, “İran ve Hindistan arasındaki ticari alışveriş hacminin 14 milyar dolara ulaştığına, yeni ürünler eklenebilirse iki ülke arasındaki alışveriş hacminin artacağına” işaret etti.
Gaddam Dharmendra, ticari alışveriş amacıyla Umman Denizi kıyısında yer alan Beheşti ve Çabahar limanlarından faydalanmak için İranlı yetkililerle yaptığı görüşmelerden bahsetti.
Ayrıca takas usulü ile mal alışverişinin ‘Amerika’nın İran’a yönelik yaptırımlarının bankacılık alanında sebep olduğu sorunları aşmada iki tarafa yardımcı olabilecek iyi bir fikir’ olduğunu belirtti.
Yeni Delhi ve Tahran: Çıkarlara dayalı ilişkiler
Geçtiğimiz ayın başlarında Hindistan Ticaret Bakanlığı Genel Sekreteri Arutid Mehta, yalnızca petrol ticaretini sıfıra indirmekle kalmayıp İran’ın tüm ekonomisini kuşatmayı hedef edinen Amerikan yaptırımlarını aşmanın mümkün olduğuna dair belirgin bir işaret vererek Tahran ve Yeni Delhi arasındaki ticari alışveriş değerinin önümüzdeki dört senede 25 milyar doların üstüne ulaşacağını öngördü.
Mehta, İran ve Hindistan arasındaki ticaret dengesinin İran lehine olmakla birlikte iki ülke arasındaki alışveriş hacminin mevcut durumda 15 milyar dolar olduğunu söyledi. Hindistan’ın dünya ile olan ticaret hacmi, yaklaşık 450 milyar dolar olup bunun 300 milyar dolarını Hindistan ihracatı oluşturuyor.
Yaptırımlar, Tahran’ın dünya ile ticaretini tehdit ediyor
Resmi açıklamalar ve rakamlar, 2019’un ilk iki ayında İran’ın ticaretinin gerilediğine işaret ediyor. Nitekim ithalatı, yaklaşık %60’a ulaşarak rekor seviyelere gerilerken bazı ülkelere yönelik ihracatı sıfırlandı.
İran’ın ham petrol ihracatı, ABD’nin 2018 yılında nükleer anlaşmadan çekilmesinden bu yana yarı yarıya düşerek günlük 1.1 milyon varile ulaştı.
İran’ın en büyük ticari ortakları listesinde Çin, ilk sırada yer alırken onu ikinci sırada Hindistan takip ediyor. Hindistan Ekonomi Bakanlığı’nın istatistiklerine göre ülkenin İran’dan yaptığı ithalat, yüzde 30 oranında gerileyerek geçtiğimiz Ocak ayında 718 milyon dolara yaklaştı.
Bununla birlikte Hindistan’ın İran’a yönelik ihracatı, yüzde 64 oranında artarak yaklaşık 332 milyon dolara ulaştı. Tahran’ın pirinç, çay vd. tarım ve gıda ürünlerinin çoğunu Hindistan’dan ithal ettiği biliniyor.
İran petrolünün Batı Asya’daki en büyük ithalatçısı Türkiye. Bununla birlikte Türkiye İstatistik Merkezi’ne göre Türkiye’nin İran’a yönelik ihracatı yüzde 27 oranında geriledi ve geçtiğimiz Ocak ayında 191 milyon dolara ulaştı. Aynı şekilde İran’dan ihracatı da 485 milyon dolara yaklaşarak yüzde 28 oranında düştü.
İran’ın ABD’ye yönelik ihracat değeri de keskin bir düşüş yaşayarak geçtiğimiz Ocak ayında sıfıra ulaştı.
Zararın artacağı yönündeki beklentiler
Müstakbel (Gelecek) Araştırma Merkezi’nin hazırladığı yeni bir araştırma, İran’ın özellikle Amerika’nın son kararından sonra yüzleşeceği pek çok zorluk tespit etti. Söz konusu araştırmanın tahminlerine göre Amerika’nın muafiyetleri kaldırması ile birlikte İran’ın ekonomisinin uğrayacağı zararlar artacak. Zira yabancı paradan yıllık olarak elde ettiği yaklaşık 50 milyar dolarlık gelirden mahrum kalması, ülkedeki ekonomik faaliyetler ve tüm ekonomik değişkenler üzerinde olumsuz etkiler doğuracak.
Uluslararası Para Fonu (IMF), ‘Küresel Ekonominin Geleceği’ adlı raporunda İran ekonomisinin 2019 yılında yüzde 6 oranında küçüleceğini tahmin etti. Daha önceki tahmini ise ekonomide küçülme oranının yüzde 3.6 olacağı ve enflasyon oranının yaklaşık yüzde 37.2’ye ulaşacağı şeklindeydi.
Bununla birlikte Amerika’nın son kararı dikkate alındığında İran ekonomisinin, en az üç veya dört ek puan gerilemesi daha olası. Böylesi bir durumda ekonominin durumu, 2012-2015 yılları arasındaki uluslararası yaptırımlar döneminde olduğundan daha kötü hale gelecektir.
Ya kaçakçılık ya da ortaklardan yardım talebi
Söz konusu araştırma Amerika’nın muafiyetleri kaldırmaya yönelik son kararının, petrolünü uluslararası pazarlara ihraç edebilmesi için İran’ın önüne iki seçenek bıraktığına işaret ediyor. Bu seçeneklerden ilki, uluslararası yaptırımlar dönemindekine benzer olarak yurtdışına petrol kaçakçılığı yapmak.
Bilindiği üzere İran, genelde açıklanmayan deniz rotaları üzerinden petrol sevkiyatı yapıyordu. Bu konuda da gemilerin isimlerini değiştirmek veya başka ülkelerin adına kaydetmek, gemi konumlarını belirleme cihazlarını durdurmak ve denizde veya başka yerde yükü bir gemiden diğerine taşımak gibi yollara başvuruyordu.
Bunun yanı sıra kara yolları üzerinden de kaçakçılık yapılıyordu. Bu noktada bazı değerlendirmeler, İran’ın uluslararası pazarlara günde yaklaşık 200 bin varil kaçakçılık yapabildiğini gösteriyor.
Bir diğer seçenek ise Tahran’ın, bazı ortaklarını sınırlı miktarda da olsa İran petrolünü satın almalarına izin vermesi için Amerikan Yönetimi’nde kendisi için şefaatçi olmaya ikna etmesi. Türkiye’nin durumu bu ikinci seçeneğe açık bir örnektir. Nitekim Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Tüpraş rafineri şirketinin herhangi bir yaptırıma maruz kalmadan İran’dan ham petrol satın almaya devam etmesine izin vermesi için ABD’yi ikna etmeye çabaladığına işaret etti. Hiç şüphe yok ki Ankara veya başka bir petrol alıcısının bunu başarması, kendilerine kazanç getirecek. En azından İran petrolünün ucuz malzemeleri elde edilebilecek.
Hindistan uygun alternatifler buldu
Hindistan’a gelecek olursak İran petrolüne yönelik Amerikan yaptırımlarının yürürlüğe girmesi ve altı aylık muafiyetten sonra Hindistan, uygulamada uygun alternatifler bulduğunu açıkladı.
İran, petrole uygulanan yaptırımlara ek olarak geçtiğimiz yılın sonlarından bu yana bankacılık alanında da Amerikan yaptırımlarıyla boğuşuyor. Bu noktada bankacılık ağının İran rejiminin uyguladığı kara para aklama operasyonlarında kullanılmaya devam edilmesinden endişe ediliyor.
Bu nedenle Hindistanlı bankalar, İranlı iş adamları ile olan mali ilişkilerinde temkinli hareket ediyor. Bu durum da iki ülke arasında İran’dan Hindistan’a mal ihracatı da dahil olmak üzere ticaretin rolünü sınırlandırıyor.
Geçen yıl ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları askıya alma kararı ile birlikte Hindistan Devlet Bankası, İranlı petrol şirketlerine sert para hizmeti sunmayı reddetti.
ABD yaptırımları ayrıca İran ve Hindistan arasındaki dolar ticaretini de engelledi. O zamandan beri Hindistanlı ve İranlı yetkililer ikili alışverişlerde rupi kullanmanın yollarını arıyor.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independentarabia.com/node/23151
Independent Türkçe için çeviren: Aybüke Gülbeyaz
© The Independent