Japonya'da halkın çoğu aşılara güvenmiyor

Uzmanlar bu durumun ülkenin normale dönme süresini uzatmasından endişeli

Japonya'da herhangi bir ilacın onaylanması için deneklerin Japon olduğu klinik araştırmalar yapılması gerekiyor (Reuters)

Japonya, nüfusundan daha fazla sayıda Kovid-19 aşısı almaya yönelik anlaşmalara ve bunu ücretsiz dağıtma planlarına sahip olsa da uzmanlar ülkenin normale dönme süresi konusunda epey endişeli. Zira Japonya, dünyada aşıya güvenin en düşük olduğu ülkelerden biri.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hakemli tıp dergisi Lancet’te yayımlanan bir araştırma, Japonya’daki halkın sadece yüzde 30’undan biraz daha azının aşıların güvenli, önemli ve etkili olduğunu düşündüğünü ortaya koydu. Japon NHK kanalının yaptığı son anket de katılımcıların yüzde 36’sının Kovid-19 aşısı olmayı istemediğini gösterdi.

Ülkedeki bu şüpheci tutum, yakın tarihte sosyal medyada yayılan Batılı aşı karşıtı hareketten öncesine, hükümeti aşılama konusunda pasif bir tutum sergilemeye teşvik eden yasal hükümlere ve aşıyla ilgili geçmiş olaylara dayanıyor.

Tokyo Üniversitesi’nden Halk Sağlığı Uzmanı Haruka Sakamoto, halkın aşılar hakkında çok temkinli olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:

Çünkü eskiden beri muhtemel yan etkilerle ilgili sorunlar bulunuyor. Hükümet, bu sorunla ilgili çeşitli davalara karışmış durumda. Bu da halkın derin endişesini artırıyor.

Söz konusu problemin kökleri kızamık kızamıkçık kabakulak (KKK) aşısına dayanıyor çünkü bazı kişiler aşının 1990’ların başında aseptik menenjit oranını yükselttiğinden şüpheleniyor. Bu olayların yaşanmasından sonra ikisi arasında kesin bir bağlantı kurulmasa da aşılar durdurulmuştu. Japonya hala üçünün birlikte olduğu KKK aşısını önermiyor.

Kitasato Yaşam Bilimleri Enstitüsü’nden Profesör Tetsuo Nakayama’ya göre bir diğer faktör de 1992’deki bir mahkeme kararı. Bu karar, hükümeti aşıya karşı gelişen zararlı reaksiyondan sorumlu kılarken şüpheli yan etkilerin epey zararlı olarak kabul edilmesine de zemin hazırladı. Bu olaydan iki yıl sonra hükümet, aşı yasasını değiştirmiş ve zorunlu aşıları kaldırmıştı.

 

 

Japonya halkının hafızasında insan papilloma virüsü aşısı da büyük bir yer kaplıyor. Şiddetli baş ağrısı ve nöbetler gibi aşının yan etkilerinin olduğu iddiaları medyada yer alınca, Japonya Sağlık Bakanlığı rahim ağzı kanserini önlemede güvenli ve etkili olduğu kanıtlanan aşının tavsiye etmeyi 2013’te bırakmıştı.

Şu an aşıyı talep edenler ona ulaşabilse de ülkedeki aşılama oranı yüzde 70’ten yüzde 1’in altına düştü. Bir araştırmaya göre, bu durum 5 bin 700 kişinin ölümüne yol açmış olabilir.

Yaşananların, aşı riskinin kişinin kendi sorumluluğunda olması gerektiği fikrine yol açtığını belirten Waseda Üniversitesi’nden Profesör Mikihito Tanaka, halka büyük bir yarar sağlayan aşı farkındalığının etkisini yitirdiğini söyledi.

Japonya dikkatli olmalı

The Japan Times’da yer alan habere göre, hükümet bu sebepler yüzünden Kovid-19 aşısını onaylamada ve uygulamada çok dikkatli olmak zorunda. Zira ekonomiyi tekrar canlandırmak için hızlı hareket etmek istese de aşıyı aceleyle onaylamak halihazırda şüpheci Japon halkını aşıdan iyice uzaklaştırabilir.

Profesör Nakayama, halkın bazı tipik yan etkileri nasıl algılayacağının da aşılama oranında önemli olduğunu belirtti. Çünkü aşılardan elde edilen ilk veriler, vakaların yüzde 80’inde bölgesel ağrı, yüzde 50’sinde yorgunluk ve baş ağrısı yaşandığını gösterirken Profesör Nakayama, “Japonya’da bu seviyelerde yan etkiye neden olan bir aşı hiç olmadı” dedi. Bununla birlikte, Profesör Tanaka ise halkın görüşleri üstünde fazlasıyla etkili haber programlarından endişelendiğini söyledi.

Öte yandan, Japonya Sağlık Bakanı Tamura, aşı konusunda şu ifadeleri kullandı:

Aşı olup olmamaya dair nihai kararı halk verecek.

 

Independent Türkçe, The Japan Times

Derleyen: Uğurcan Yıldız

DAHA FAZLA HABER OKU