İran'ın 40 yıl önce devrim adı altında başlattığı 'büyük darbe' programı bölgesel ve küresel gerçeklik kayalarına mı çarptı?
Mevcut İran rejimi, kurup propagandasını yaptığı büyük hayalleri yeniden gözden geçirmeli mi?
Tahran, bugün kullanabileceği kartların yıllar önce sahip olduğu kartlardan daha az olduğunu kabul edebilir mi?
Mevcut rejim, Donald Trumplı yılların, kendileriyle ilgili dosyalarda yadsınamaz bir değişiklik getirdiğini itiraf etmeli mi?
Ortadoğu, her zaman cevap bulamayacağımız sorular bölgesidir.
Bir sabah İran yanlısı bir intihar bombacısının ABD Büyükelçiliği ya da ABD'ye ait herhangi bir bölgeye daldığı ve daha önce Lübnan topraklarında meydana gelenlere benzer şekilde onlarca kişinin yaşamını kaybettiği haberiyle uyanmamız mümkün mü?
İran, daha önce benzerlerini gerçekleştirmeyi başardığı böylesi bir olayın sonuçlarını kaldırabilir mi?
Trump'ın İran'a hitap ederken benimsediği dilin, onu, Trump olmasa bile Amerika'ya bu tür saldırıları yönlendirme yeteneğinden mahrum bıraktığı söylenebilir mi?
Trump'ın görev süresinin sonundaki güç denklemleri, Oval Ofis'e girmeden önceki halinden daha farklı görünüyor.
Bir şeyler mi farklılaştı? Yoksa oyunun kuralları mı değişti?
İran füzelerini Hayfa Limanı'na fırlatabilir mi ve müttefikleri, bunun sonuçlarını üstlenebilir mi?
Bugün bölgedeki durumun, İran'ın Beyrut'taki ABD büyükelçiliğini veya oradaki 'Deniz Kuvvetleri' karargahını bombalamasına olanak sağlayan durumdan tamamen farklı olduğu açıktır.
İsrail için de durumun farklı olduğu açık.
Örneğin bugün İran, İsrail'in derinliklerinde bir intihar saldırısı dalgası başlatmak için 'İslami Cihad' ve 'Hamas'ı görevlendirebilir mi?
Çöküşle mücadele eden Lübnan, İsrail ile yeni bir savaşa katlanabilir mi?
Suriye rejimi topraklarından füze fırlatılmasının sonuçlarına katlanabilir mi?
İran'ın elindeki tüm kartları kaybettiğini söylemek için henüz çok erken. Ancak bölgede bir şeylerin değiştiği açık.
İsrail'in İran topraklarındaki İran hedeflerine yöneltilecek olası saldırılar konusunda yıllardır sürdürdüğü ihtiyatı elden bırakması dikkat çekiciydi.
Tanınmış nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade'ye gerçekleştirilen suikastın koşullarını etkileyici olmaktan ziyade tehlikeli olarak nitelemek gerek.
Tehlikeli çünkü özellikle de güç ve imajı üzerine bahis oynayan ülkeler kulübünde cevaplanmayı hak eden türden bir saldırı.
Durum, Mossad'ın elinin uzunluğunu kanıtlayamıyor. Olay bir düello yani savaş çağrısı gibi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İsrail, bu düello çağrısı için İran için oldukça zor bir dönem seçti. İsrail ve İran arasındaki geniş çaplı çatışma, Trump'ın Beyaz Saray'daki varlığıyla birlikte Tahran için birçok tehlikeye kapı açıyor.
Trump, oyun kurucu ve sürprizlerin adamı. Doğru mazereti bulduğu takdirde durumu tersine çevirmek için son haftaları seçebilir.
İran, ABD ile savaşın eşiğinde kalmak istiyor fakat savaşa girmek istemiyor. Bir gün bir yetkili bu konuda, "ABD ile açık bir askeri çatışmanın, İran'ı onlarca yıl geriye götüreceğini ve devrim konusundaki başarılarımızın bir kısmını ortadan kaldıracağı anlamına geldiğinin farkındayız. Bu yüzden gerçekleşmeyecek savaşı sorduğunuzu söylememe izin verin" demişti.
İran, İsrail'e füze yağdırabilme gücüne sahip. Suriye, Irak ve Lübnan'da komuta edebildiği füzeleri bulunuyor.
Ancak roket fırlatma emri, bir sonrakinin zamanlaması hakkında sorular getiriyor gündeme.
ABD'nin, Beyaz Saray sakinin adı ne olursa olsun bu tür bir çatışmada seyirci olarak bir tutum sergileyeceğine inanmak zor.
Ayrıca İsrail'in, İran'ın Suriye topraklarında 'konuşlanmasına' karşı yürüttüğü savaş da Tel Aviv'in hava üstünlüğünün boyutunu ortaya koydu.
Bu, meselenin yalnızca bir ilk saldırı meselesi olmadığı aksine saldırıya devam etme yeteneği ve kayıp potansiyeliyle ilgili olduğunu gösteriyor.
Rusya, Suriye hava sahasını kapatmayı seçmiş olsaydı, İsrail Hava Kuvvetleri bu resimde yer alamazdı.
Rusya'nın, İsrail'in Suriye topraklarında İran'a karşı yürüttüğü savaşı kabul etmesi, İran'ın bölgedeki konuşlanmasının, Amerika ile çelişen veya rekabet eden büyük ülkeler tarafından mutlaka hoş karşılanması gerekmediğini gösteriyor.
Bu gergin durum muhtemelen devam edecek. İran'ın rahatlaması için Trump'ın Beyaz Saray'dan ayrılması yeterli değil. Mesele daha karmaşık.
Trump'ın yaptıklarının İran dosyası üzerinde net etkileri olacak. Trump, ülkesini İran'la nükleer anlaşmadan çıkararak, nükleer silahların da bir parçası olduğu İran'ın tüm davranış sorununu gündeme getirdi.
Trump'ın yaptıklarının sonuçları, Fransız ve Almanların konuya yaklaşımında oldukça belirgindir.
Burada Trump'ın anlaşmadan çıkmasına karşı çıkan ve her yolu deneyerek buna bağlı kalmaya çalışan iki ülkeden bahsediyoruz.
Bugün iki ülke, anlaşmanın herhangi bir şekilde yeniden canlandırılmasının, İran'ın balistik füze dosyası ve Tahran'ın çeşitli coğrafyalarda milislere verdiği desteğin tartışılmasından geçtiğinin altını çiziyor.
İran'ın yeni müzakerelerin reddedilmesine dayanarak Biden'a nükleer anlaşmaya geri dönme çağrısında bulunması, kapının açılmasını sağlamayacak bir adımdır.
Biden, İran ile yapılacak kapsamlı müzakerelerde başta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olmak üzere bölgedeki ülkelerin katılımının gerekli olduğunun farkında.
Bir yandan İsrail, diğer yandan BAE ve Bahreyn arasında kurulan ilişkileri hesaba katarsak, bölgedeki sahnede meydana gelen değişimin boyutunu anlayabiliriz. Bu, İran'ın çıkarına olmayan bir değişiklik.
Trump, İran rejimine büyük zarar verdi. İran'ın dünyadaki ve bölgedeki davranışı meselesini gelecekteki müzakereleri de etkileyecek şekilde ön plana çıkardı.
Uyguladığı yaptırımlar, kırılganlığı herkese aşikâr olan İran ekonomisine açıkça zarar verdi. Amerika'ya karşı herhangi bir askeri tacizin bedelini İran'ın ödeyeceğini ilan ederek bu zamana kadar ki retoriği değiştirdi.
Trump yönetimi, İran'ın Irak, Suriye ve Lübnan'da gibi başkentlerinde veya kararlarında etkisi bulunduğu ülkelere sunacak çözümleri olmadığını vurguladı.
Vekili olan Husileri komuta etme politikası, İran'ın darbe programına ilişkin endişelerin artmasına neden olduğu da oldukça açık hale geldi.
Tahran'ın oyunun kurallarının değiştiğini kabul edip etmeyeceği önümüzdeki aylarda ortaya çıkacak.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Büşra Abay
© The Independentturkish