Dünya ile beraber Türkiye'yi de etkileyen koronavirüs salgınının, dalgalar halinde yayılmaya devam ettiğine değinen Erdoğan, "Türkiye gibi sağlık altyapısı güçlü, sosyal güvenlik sistemi sağlam ülkelerin, salgının yıkıcı etkilerini daha kolay yönettiğini görüyoruz" dedi.
Yeni hastanelerle sağlık sisteminin güçlendirildiğini kaydeden Erdoğan, ekonomik ve sosyal koruma paketleriyle de girişimci ve ensafa destek verdiklerini kaydetti.
Erdoğan şöyle devam etti:
Kovid-19 salgınında birçok ülke ekonomik bakımdan durgunluk yaşarken, Türk ekonomisi hamdolsun toparlama sürecini başarıyla yürütüyor. Üçüncü çeyrekte elde ettiğimiz güçlü büyüme oranını, ülkemizin bu süreçteki başarısının bir tescili olarak değerlendiriyoruz. Dünyada dengeleri altüst eden bu salgın, bizim gibi üretim kapasitesi yüksek ülkelerin önünde yepyeni fırsat pencereleri açmıştır. Coğrafi konumu, güçlü altyapısı, şoklara karşı kazandığı dirençle Türkiye, bu fırsatları değerlendirme noktasında en avantajlı ülkelerden birisidir.
Tüm dünyada doğrudan yatırımların azaldığı bir dönemde Türkiye'nin, yatırımlarını artıran bir ülke olduğunu da vurgulayan Erdoğan, "Küresel doğrudan yatırımların yüzde 12 gerilediği 2018 yılında, ülkemize gelen doğrudan yatırımlar yüzde 17,3 artarak 13 milyar doları aştı. 2002'den bu yana çektiğimiz 220 milyar dolarlık doğrudan yatırımı, uluslararası girişimcilerin Türkiye'ye güveninin tezahürü olarak görüyoruz" diye konuştu.
"Hukuk ve ekonomide reform başlattık, kimseyi dışlamadan bu süreci yöneteceğiz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son 18 yılda ekonomi, ticaret ve yatırımlarda elde edilen tüm kazanımların demokraside ve hukukta atılan adımlar sayesinde olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
Başarımızın sırrı, büyüme ve kalkınmayı demokrasi ile desteklemek, siyasi güven ve istikrarı, hukuk devletini güçlendirerek tahkim etmektir. Maruz kaldığımız onca saldırıya rağmen daha güçlü, daha müreffeh, daha demokratik bir Türkiye idealinden asla vazgeçmedik. Sivil toplumu işin içine kattık. Kamu kurumlarımızı, bürokrasimizi motive ettik. İstişare toplantıları düzenledik. Tıkanan noktaları açmak için çok büyük çaba harcadık. Sonuçta Türkiye'yi, Cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesiyle tanıştırdık. Bugün elini vicdanına koyan herkes, ülkemizin 18 yıl öncesine göre hayal dahi edilmeyecek bir yerde olduğunu görebiliyor. Elbette ulaştığımız konumu yeterli bulmuyor, 'Her dem yeni dirlikte, bizden kim usanası' diyerek mücadelemizi sürdürüyoruz.
Bu amaçla Türkiye'de hukuk, demokrasi ve ekonomide yeni bir reform seferberliği başlatıldığını, en geniş zeminde, en kapsamlı mutabakatla, kimseyi dışlamadan bu sürecin yönetilmesinin arzu edildiğini belirten Erdoğan, "Türkiye'nin büyümesi ve güçlenmesi için sözü, fikri ve yapıcı eleştirisi olan herkese kapımız açıktır. Ülkemiz, 2023 hedeflerine ancak 83 milyonun hep birlikte omuz ve destek vermesiyle ulaşabilecektir. Güçlü bir ekonomi için soframızdaki ekmeğin daha da büyümesi için 83 milyonun bir ve beraber olması, birlikte geleceğe yürümesi şarttır." dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin hedeflerine ulaşmasında uluslararası doğrudan yatırımların taşıdığı kritik rolün bilindiğini dile getirerek, katılımcılara şöyle seslendi:
Ülkemizi yerli ve uluslararası yatırımcılar nezdinde riski az, güveni yüksek, kazancı tatminkar bir cazibe merkezi haline getirmekte kararlıyız. Önümüzdeki dönemde bu alanda gerçekleştireceğimiz ilave reformlarla yatırım ortamını daha da iyileştireceğiz. Altını çizerek ifade etmek isterim ki 18 yılda uluslararası müteşebbisleri asla 'yabancı' yatırımcı olarak görmedik, görmüyoruz. Kendi insanımıza hangi imkanları sağlıyorsak, Türkiye'ye güvenen, Türkiye'nin yatırım ortamına inanan tüm girişimcilere de aynısını sağlıyoruz. Dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılara 'Gelin, Türk misafirperverliğinin farkına varın.' diyorum.
Independent Türkçe