Boşanma süreçlerinde en büyük uzlaşmazlık konularının başında -şayet varsa- çocuğun velayetinin kimde kalacağı konusu geliyor.
Geleneksel değerlerin de etkisiyle Türkiye'deki boşanmaların ardından çocuğun velayeti çoğunlukla annede kalıyor.
Karşı tarafın çocuğu ne kadar aralıklarla görebileceği ise boşanma protokolünde karara bağlanıyor.
Birçok çift ayrılsa bile çocuğunu diğer tarafın görmesine kısıtlama getirmezken özellikle sorunlu ayrılıklarda bu kimi zaman ciddi sorunlara dönüşebiliyor.
Çocuğu karşı tarafa göstermemeye çalışanlar olduğu gibi protokolde belirtilen sürede dahi görmesine engel çıkartanlar hatta çocuğu diğer taraftan kaçıranlar da oluyor.
Bu olaylar pek çok davalara da konu olmakta.
Çocuğunun ayrıldığı eşiyle görüşmesini istemedi
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019 / 3271 nolu kararında bu konuda emsal olabilecek bir karara vardı.
2. Hukuk Dairesi'nin kararına neden olan süreç boşanmış olan davacı annenin, koşulların değiştiğini öne sürerek çocuğu ile babası arasında kurulan sosyal ilişkinin kaldırılması talebiyle dava açmasıyla başladı.
Anne başvurusunda gerekçesini çocuğu Nisa Deniz'in babasının evlendiği kadınla ve babaannesiyle zaman geçirmek istememesine ve bu görüşmelerden olumsuz etkilenmesine dayandırdı.
Ancak mahkeme konuyla ilgili olarak bilirkişiden aldığı sosyal inceleme raporundaki "Ebeveynlerini uzun süre görmeyen çocukların ebeveynlerden birisine karşı yabancılaşma sendromuna girebilecekleri" vurgusuna atıfta bulunarak davanın reddine karar verdi.
İstinafın temyiz kararını, Yargıtay bozdu
Bunun üzerine dava anne tarafından istinaf mahkemesine götürüldü.
İstinaf mahkemesi ise annenin taleplerinin kısmen kabulüne karar verdi.
Ancak istinaf mahkemesinin temyiz kararının götürüldüğü Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, karar metninde İstinaf Mahkemesinin davacı annenin taleplerini reddine karar vermesi gerektiğini ve kısmen kabulü şeklinde kararının doğru olmadığını belirtti.
Kararda küçük Nisa Deniz'in babasının yeni eşiyle ve babaannesiyle görüşmek istememesinin babayla olan kişisel ilişkisinin kaldırılması ve daraltılması için tek başına yeterli neden olamayacağı kaydedildi.
Ebeveynlerini uzun süre göremeyen çocukların ebeveynlerden birine yabancılaşma sendromuna girebileceğine ve psikoloğun çocuğun babasına da ihtiyacı olduğu yönündeki raporuna da dikkat çeken Yargıtay, temyiz kararını bozarak yeniden görüşülmek üzere istinaf mahkemesine geri gönderdi.
"Bazı ebeveynler çocuğunu ayrıldığı eşinden soğutmaya çalışıyor"
Yargıtay'ın kararını değerlendiren Avukat Cengiz Hortoğlu, Kararda ebeveyne yabancılaşma sendromundan söz edilmesini çok önemli bulduğunu söyledi.
Hortoğlu, "Yaptığım birçok araştırmada bazı ebeveynlerin çocuklarını ayrıldığı eşinden soğutmak için, diğer ebeveynin aleyhinde konuştuğunu ve kötülediğini gördüm. Küçük bir çocuk bu konuşmalardan çok kolay etkilenebilir" dedi.
"Çocuğunu diğer taraftan soğutmak için her istediğini yapıyor"
"Bazı ebeveynler tarafından yapılan bir diğer hata da çocuğun diğer ebeveynden soğutmak için her istediğini alarak, her dediğini yaparak velayetin bir yarış haline getirilmesidir" diyen Hortoğlu, şunları kaydetti:
"Bazen de iki taraftan birinin çocuğun, diğer ebeveynle görüşmesini engellemeye çalıştığını görüyoruz. Bu davranışın kendi çocuğuna telafisi imkânsız zararlar verdiğinin farkına varamıyor. İki hafta bir kez, hem de icra yoluyla çocuğunu görmeye çalışan bir ebeveyn düşünün. Çocuk da ebeveyn de büyük sıkıntı yaşıyor."
"İcra masraflarını karşılayamadığı için çocuğuyla görüşemeyen babalar var"
İcra masraflarını karşılayamadığı için çocuğuyla görüşemeyen babalar olduğunu da öne süren Hortoğlu, "Bu sürelerin çok daha uzun olması gerekir. Ayrıca icra yoluna da gerek olmamalı. Hatta, çocuk veya ebeveyn birbirlerini görmek istediğinde, koşulların elverdiği ölçüde görüşebilmeli" diye konuştu.
Ebeveyne yabancılaşmanın çözümü ortak velayet
Hortoğlu, "Çocukların diğer ebeveynle yeterince görüşememesi ebeveyne yabancılaşma sendromunun önemli bir nedenidir" dedikten sonra sözlerini şöyle tamamladı:
Ebeveyne yabancılaşma sendromunu önlemek için ortak velayet de önemli bir çözüm yoludur. Ortak velayet, her iki tarafın sorumluluğu paylaşmasını da sağlayacak ve velayeti alan ebeveyne de büyük kolaylık sağlayacaktır.
Çocuklarını görebilmek için 9 yılda 300 haciz yaptı
Hortoğlu'nun bahsettiği gibi çocuğunu ayrıldığı eşi nedeniyle göremeyen çok sayıda kişi bulunuyor.
Bunlardan biri de Babasız Bırakılan Çocuklar – Çocuksuz Babalar Derneği Başkanı İbrahim Aksoy.
Çocuklarını görebilmek için 9 yılda 300'e yakın haciz yapıp, bunlar için 23 bin liranın üzerine ödeme yaptığını iddia eden Aksoy, ebeveyne yabancılaşmanın ülkemizde çoğunlukla kadınlardan kaynaklandığını ayrılan kimi kadınların çocuklarını göstermeyerek, babalarından soğutmaya çalıştıklarını öne sürdü.
Bunun sonucunda babaların çocuklarını görebilmek için çocuğun haczedilmesi gibi yöntemlere başvurmak zorunda kaldıklarını belirten Aksoy, bunun hayli meşakkatli ve masraflı bir süreç olduğunu söyledikten sonra sözlerini şöyle tamamladı:
Yani paranız yoksa çocuğunuzu da göremiyorsunuz. Bu ülkede evcil hayvanlar haczedilemez, ihtiyaca binaen kullanılan ev eşyası haczedilemez ama kendi çocuğunuzu görmeniz için haczettirirler. Çocuğun haczedilmesini, Kamu Denetçiliği Kurumu çocuğun istismar edilmesi ve çocuğa psikolojik şiddet ve çocuğun istismarı olduğu, insan hakkı ihlali sebep olduğunu tespit etmiştir.
"Küçük yaşta ayrılmalar çocukta bağlanma sürecini eksik bırakabilir"
Uzman Klinik Psikolog Cansu Yurtseven de uzun süre görmemeleri halinde çocukta ebeveynlerden birine karşı soğuma oluşabileceğini belirterek şöyle konuştu:
Bağlanma konusunda sorun yaratır. Çocuk özellikle 0-6 yaş arasındaysa boşanma bu süreçte gerçekleştiyse çocuğun anne babaya bağlanma süreci tamamlanmamış olabilir. Bu durumda çocuk kimin yanında kalıyorsa ona daha çok bağlanır. Ergenlik ve sonrasındaki boşanmalarda çok sorun olmaz ama küçük yaşlardaki çocuklar açısından sorun. Hele hele babayı haftada bir de olsa görmüyorsa o bağlanma hiç gerçekleşmez.
© The Independentturkish