ABD'nin seçilmiş Başkanı Joe Biden'ın Filistin kökenli bir kadını (Reema Dodin) Beyaz Saray'daki görevlerden birine atamasından Arap basını gurur ve sevinçle bahsetti.

ABD'de en büyük Arap göçmen grubuna sahip Lübnanlılar da ne zaman Lübnan kökenli bir isim, Temsilciler Meclisi ya da Senato üyeliğini kazansa veya önemli bir askeri makama getirilse hemen buna dikkat çekerler.

Bu tepki, özellikle zayıf ve büyük ülkelerin politikaları üzerinde az da olsa bir etki sahibi olmak isteyen halklar için doğaldır.

Ama bu halklar genellikle söz konusu kişilerin öncelikle kendi ülkelerine, politikalarına, değerlerine ve geleneklerine bağlı olduklarını, ilk anavatanlarının bir nostalji, dedelerinden kalmış bir hatıranın izlerinden ibaret olduklarını unuturlar.

Her Amerikan vatandaşının bir kökeni olduğunu, Kızılderililer dışında hepsinin dış kökenli olduğunu da unuturlar.

Kızılderililer dışında, beyaz, siyah ve hispanik, hepsi başka kıtalardan gelmişlerdir. Sözgelimi başkan yardımcısı Kamala Harris, Afrika ve Hint kökenlidir.

Biden'ın kendisi John Kennedy gibi İrlanda kökenli ve Katoliktir. ABD'de yönetimde ve Kongre'de çok sayıda İrlanda kökenli vardır. Keza, İngilizler, Almanlar, Fransızlar ve İskandinavlar gibi diğer Avrupa ülkelerinden de.

Çeşitliliği ile ABD'nin dünyada bir eşi yoktur. Aksine burada asıl vatandaşlar (Kızılderililer) daha az sayıda, nüfuz ve servet sahibi olanlardır.

Ülkenin demografisine Anglo-Sakson (beyaz) unsur hakimdi. Şimdi ise Latin Amerikalılar ya da hispaniklerin, Afrika kıtasından köle olarak getirtilen Afrikalıların sayısı beyazları geçti.

ABD, milliyetlerin ve ırkların kaynaştığı "kazan" olarak adlandırılır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Japon kökenli vatandaşlar sadakatlerinden şüphe duyulduğu için kamplarda göz altına alınmışlardı.

Ama ABD'de nadiren bir Amerikalı, ırkı, dini veya ülkesi nedeniyle vatana ihanetle suçlanmıştır.

İdeolojik nedenlerle çok sayıda insan (İngiltere'de olduğu gibi) sadece Soğuk Savaş ve komünizmin etkili olduğu zamanlarda yargılanmıştı.

Lübnan iç savaşı sırasında Beyaz Saray, krizi çözmek için özel elçi olarak Lübnan asıllı Philip Habib'i atadığında bu, pek çok Lübnanlıyı mutlu etmişti.

Ama sonunda, onların isteklerini ve temennilerini değil, ABD'nin politikalarını uyguladığının farkına vardılar.

Philip Habib bu görevden önce de Vietnam görüşmelerinde ABD tarafının temsilcisi görevini üstlenmiş ve o zaman da sadece ABD'nin talimatlarını yerine getirmişti.

Hollywood'un iki ünlü aktörü Ronald Reagan ile Danny Thomas dostlardı. Reagan başkan olduğunda Thomas dahil herkes, Lübnanlı dostundan etkileneceğini düşünmüşlerdi.

Ama Reagan bir keresinde Thomas'a şöyle demişti:

Şahsen dostluk günlerimizi unutamam. Ama emin ol, Beyaz Saray Hollywood değil.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat