Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Cumhuriyet gazetesinin eski yazar ve yöneticilerinin şikayet başvurusuna ilişkin kararını verdi. Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunduğuna hükmeden AİHM, 8 gazeteciye ayrı ayrı 16 bin euro para cezası ödenmesini kararlaştırdı.
AİHM kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5. Maddesi'nin 1. Fıkrası ve ifade özgürlüğüne dair 10. Madde'nin ihlal edildiğini belirtti.
Kararda yerel mahkemelerin tutuklu yargılama kararlarını sadece şüpheye dayandırdığı da yer aldı.
Kararda AİHM'e başvuran gazetecilerin sorumlu tutuldukları fiilerin siyasi alanda şiddet kullanımını desteklemediği ya da savunmadığının altı çizilirken "Başvuru sahiplerinin terör örgütlerinin yasadışı amaçlarına katkıda bulunma, yani siyasi amaçlar için şiddet ve terörü kullanma isteği taşıdıklarını göstermemektedir" ifadeleri yer aldı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
AİHM'in kararında şu ifadeler kullanıldı:
Başvuru sahiplerinin, gazeteci olarak doğrudan meslekleriyle ilişkilendirilen ve ağır ceza getiren suçlar nedeniyle ceza yargılaması bağlamında tutuklu yargılanmaları, fiili ve etkili bir icbar teşkil etmekle birlikte bu kişilerin ifade özgürlüğü haklarının kullanımına "müdahale" oluşturmuştur.
Türk Ceza Kanunu'nun 100. Maddesi, ilgili kişilerin suç işlediğine dair kuvvetli şüphe uyandıran gerçeklere dayalı kanıtların varlığını gerektirdiğinden, başvuru sahiplerinin ifade özgürlüğünü kullanmasına yönelik müdahale yasa tarafından belirlenmemiştir. Burada böyle bir durum bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, Anayasa Mahkemesi'nin mevcut davadaki gözden geçirmesi alışılagelmiş bir bağlamda "hızlı" olarak tanımlanamamasına rağmen, mevcut davadaki özel şartlarda, geçen süre 5. Maddenin 4. Fıkrasına (tutukluluk halinin hukuka uygunluğunun hızlı bir şekilde gözden geçirilmesi hakkı) aykırı görülmemiştir.
Ayrıca, başvuru sahiplerinin tutuksuz yargılanması emrinin Sözleşmede belirtilmemiş bir gerekçeyle verilmiş olması kesinlikle şüphe götürmemektedir. Bu nedenle, Sözleşme’nin 18. Maddesi (haklar üzerindeki kısıtlamaların kullanımına ilişkin sınırlama) ihlal edilmemiştir.
Davanın geçmişi
31 Ekim 2016 günü Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları, “FETÖ ve PKK’ye üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla gözaltına alınarak tutuklanmıştı.
Mahkemede Akın Atalay 8 yıl 1 ay 15 gün, Orhan Erinç 6 yıl 3 ay, Hikmet Çetinkaya 6 yıl 3 ay, Murat Sabuncu 7 yıl 6 ay, Bülent Utku 4 yıl 6 ay, Önder Çelik 3 yıl 9 ay, Musa Kart 3 yıl 9 ay, Hakan Karasinir 3 yıl 9 ay, Mustafa Kemal Güngör 3 yıl 9 ay, Güray Tekin Öz 3 yıl 9 ay, Aydın Engin 7 yıl 6 ay ve Ahmet Şık 7 yıl 6 ay hapis cezası almıştı.
Karardan önce ve kararla birlikte, farklı aşamalarda, tutuklu yargılanan gazeteciler tahliye edildi. Karardan sonra ise 5 yılın altında ceza alan isimler, Yargıtay’a başvuru hakkı olmadığı gerekçesiyle, cezalarının infazına başlanması zorunluluğu gerekçe gösterilerek yeniden cezaevine konuldu. Yargıtay, yerel mahkemenin kararını “somut kanıt” olmadığı gerekçesiyle bozdu ve beraatlerine karar verilmesi gerektiğine hükmetti. Yargıtay, beş yılın altında ceza alanların dosyasının da birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtince, cezaevine giren isimler tahliye edildi. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi ise yargıtayın bozma kararına direndi. Dosya yeniden Yargıtay'a geldi. Gazetecilerin avukatları, bir süre sonra, tutuklamaların haksız olduğunu belirterek AİHM’ye başvurmuştu.
Independent Türkçe