Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, kenevir konusunda bir kanun değişikliğine ihtiyaç olduğunu belirterek, "Burada bir kafa karışıklığı var, bu da hızlı ilerlememize mani oluyor. Kenevir kısmında bu işin ilaç endüstrisi de olduğu zaman iş çok fizibil hale geliyor. Bu işin sanayisini de oluşturmak belli bir zaman alacak” dedi.
Pakdemirli, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin, dünyada tarım sektörünü en fazla destekleyen ilk 10 ülke arasına girdiğine işaret eden Pakdemirli, tarım sektörüne aktarılan yatırım ödeneklerinin gelecek yıllarda ülke ekonomisine katkısının görüleceğini söyledi.
Pakdemirli, AK Parti hükümetleri öncesinde tarımsal destek yerine müdahale alımları bulunduğunu anımsatırken, AK Parti hükümetleri sonrasında desteklerin genişletildiğini ve müdahale alımlarının kısıtlı şekilde gerçekleştiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile de önemli tarım ürünlerinde regülatif şekilde çalışarak hem destek sağladıklarını hem de müdahale alımları yaptıklarını aktaran Pakdemirli, sözlerine şöyle devam etti:
Sahadaki memnuniyet de bundan kaynaklanıyor. Aktif piyasa takibi yapıyoruz. 50 kadar ürünü çok sıkı takip ediyoruz. Aktif piyasa takibiyle üreticiyi korurken, tüketiciyi de kolluyoruz. Üretici hak ettiği fiyatı alacak, bunun sözünü verdik ve Allah'a şükür bugüne kadar da sözümüzü yerine getirdik. 'Sahada problemli ürün bırakmayacağız' demiştik ve bırakmadık da. Girdi maliyetleri artıyor mu, bu kaçınılmaz mı belli şartlar altında kaçınılmaz. Bu maliyetlerin üzerinde çiftçiyi, üreticiyi koruyacağız. Peki bunun ispatı nerede? Çok basit. Girdi fiyatları endeksi kabaca yüzde 7-8 civarında artmış ama tarım ÜFE'si yüzde 15 civarında artmış. Bunun tercümesi şu, çiftçinin geliri artmış.
"Hasat zamanı ithalat yaptırmam"
Pakdemirli, tarımsal ürün ithalatına yönelik eleştirilere de yanıt vererek, şunları söyledi:
Hasat zamanı ithalat falan yapmadık. Ben yapmam da yaptırmam da. Ama bugünkü şartlarda fiyatlar spekülatif artıyorsa, kurların yükselttiği dönemde fiyatlar artıyorsa tüketiciye fazla paraya bunu yedirmenin alemi yok. Oturup tekrar bu maliyetleri bir gözden geçirmek lazım. Tabii ki hasat zamanı bu tarz operasyonları yapmayalım. Limonla ilgili Ticaret Bakanlığının alması gereken konuydu ama biz elimizi ateşin içine soktuk, niye soktuk, memleket için soktuk. Böyle bir pandemi döneminde de herkesin bir miktar elini taşın altına koyması gerekliydi. Benzer tedbirleri patateste, soğanda da aldık. Baktık bunlar bize hasata kadar yetmeyecek. Biz bunların ihracatına sınırlama getirelim dedik. Aktif ürün takibi, üretimin sıkı takibi ithalatın, ihracatın sıkı takibi yaptık. Pandemi döneminde fiyattan bağımsız en başta vatandaşı aç bırakmayacaksınız. 'Hiçbir eksik yaşatmayacağız' demiştik ve sözümüzü tuttuk. Fiyatlarda da çok aşırı yükselme ve düşme de yaşamadık. Yurt dışındaki marketlerin halini gördünüz.
Sektöre yönelik eleştirilerle çiftçinin moralinin bozulmamasını isteyen Pakdemirli, "Çiftçinin moralini yüksek tutacaksın. Çiftçi tarlasına ve tohumuna küsmezse Türkiye'de üretim devam eder. Devlet olarak biz iyi destek vereceğiz ama marifet iltifata tabidir. Bu sektörü her gün kötülersek 'bu iş bitti, yapılmaz artık' dersek bu sektördeki üreticinin hali ne olur? Her gün ithalat, ithalat deniyor. Bilançonun hep bir tarafı anlatılıyor. Saman meselesi, 2 bin ton saman ithalatını söylerken, 84 bin ton ihracatı neden söylemiyorsunuz? Bilançodan hep böyle cımbızla bir şeyler çekiliyor" değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Pakdemirli, Tarım Kanunu'na göre çiftçiye milli gelirin en az yüzde 1'i oranında destek verilmesi gerektiğine yönelik görüşler üzerine de Ziraat Bankası, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü yatırımları ve verilen desteklerin söz konusu yüzde 1 oranına denk geldiğini söyledi.
Çiğ süt fiyatlarına yönelik eleştirilere de yanıt veren Pakdemirli, fiyatların artan maliyetlerle beraber belli bir noktaya geldiğini söyledi. Pakdemirli, 2 lira 30 kuruşluk çiğ süt tavsiye alım fiyatının süt üreticisinin para kazanacağı bir nokta olmadığını aktarırken, bu fiyatın 31 Aralık 2020'ye kadar geçerli olacağını bildirdi.
Pakdemirli, "Gıda Komitesi'nde bu fiyatın ocak ayına kadar geçerli olmasını konuştuk. Bunun idare etmesi için 40 kuruş destek planladık. Temmuz, ağustos, eylül aylarında 40 kuruş olarak ödeme yapılacak. Bununla beraber bu sıkıntılı dönemin geçirilmesi için TMO tarafından besicilere arpa ve mısırın 3 ay vadeli verilmesi konusunda kolaylık sağlandı. İnşallah ocak ayından itibaren süt üreticimizi daha memnun edecek ortama kavuşmayı hep birlikte hedefliyoruz. Kesim fiyatlarıyla ilgili de geçici bir sıkışıklık var. Ama geçen yıl 25 lira olan kesim fiyatını 37-38 lira seviyesine getiren Bakanlık da biziz" ifadelerini kullandı.
Pakdemirli, kenevir konusunda da bir kanun değişikliğine ihtiyaç olduğunu belirterek, "Burada bir kafa karışıklığı var, bu da hızlı ilerlememize mani oluyor. Kenevir kısmında bu işin ilaç endüstrisi de olduğu zaman iş çok fizibil hale geliyor. Bu işin sanayisini de oluşturmak belli bir zaman alacak. 81 ilde endüstriyel keneviri ektirme konusunda bir sıkıntımız yok ama bir pazar bulunmasıyla ilgili problem var. Bu işin içinde diğer bakanlıkların da mutlaka olması gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Independent Türkçe, AA