Bağımsız Milletvekili Şık: Servet Turgut'un ölümüne helikopterden atılma değil, kitlesel dayak sebep oldu

Şık, Van'daki olayla ilgili rapor hazırladı. Rapora göre Turgut'un otopsisi sırasında, Van Asayiş Kolordu Komutanı Tümgeneral Kurtoğlu ve İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Yiğit sivil kıyafetlerle Adli Tıp Kurumu önünde bekledi

Fotoğraf: Twitter

Bağımsız İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ve çalışma arkadaşı Yılmaz Ruhi Demir, helikopterden atıldıkları öne sürülen Servet Turgut ve Osman Şiban isimli köylülerle ilgili bir rapor hazırladı. 

Olayın yaşandığı mezrada yapılan incelemelerin yanı sıra, tanıklar ve mağdur avukatlarıyla yapılan görüşmelerin yer aldığı raporda, yaralı kurtulan ve tedavisine Mersin'de devam edilen Osman Şiban'ın da anlatımlarına yer verildi. 

Raporda ayrıca, Van Valisi, İl Jandarma Alay Komutanı, Van Cumhuriyet Başsavcısı ve soruşturmayı üstlenen savcı ile de görüşme talebi olduğu ancak reddedildiği bilgisi de yer aldı.

"Bu ihtiyarı dövmeyin, ölecek"

Yaralı kurtulan ve tedavisine Mersin'de devam edilen Osman Şiban, Ahmet Şık'la yaptığı görüşmede, önce Servet Turgut'un ardından da kendisinin gözaltına alındığını ve kötü muamelenin başladığını belirtiyor ve operasyona çıkan 15-20 asker tarafından helikoptere bindirildikten sonra dövüldüklerini anlatıyor:

Helikopterde, tam hatırlamıyorum ama 20 kadar asker vardı. Ne köyden alırken ne de helikopterin içinde bizi suçlayan hiçbir şey söylemediler. Ben öyle bakıyordum askere benim yüzüme yumruğu yapıştırdı. ‘Bakmak yasak, konuşmak yasak, sağa sola bakmak yasak’ diyerek bana vuruyordu. Yüzüme vuruyordu hep. Servet’e de vuruyorlardı. Helikopterin içinde kaç tane yumruk ağzıma vurdular. 

... Telsizden mi ne konuşmalar yapıyorlardı. Birbirleriyle konuşuyorlardı. ‘Van’ın kışlasına getirin’ gibi şeyler söylediklerini duydum. Kışla mı diyordu, öyle bir şey. Telsizin sesi vardı. ‘Kışlaya getirin’ diye. Helikopterin içinde Servet’le konuşma monuşma hiçbir şey yok. Olmadı. Servet’e de bir kez yumruk attıklarını görebildim. Sonra başımız eğik göremedim ama helikopter içinde bizi çok dövdüler. Bir askerin, komutan mı bilmiyorum Servet’i kastederek ‘Bu ihtiyarı dövmeyin, bu ihtiyar ölecek’ dediğini duydum.


"100 - 150 asker üzerimize çullandılar"

Helikopterin indiği sırada yerde 100 - 150 civarında asker bulunduğunu ifade eden Şiban, "Helikopterden atıldılar" şeklinde kamuoyuna yansıyan olayı şöyle anlatıyor:

Helikopter indi. İçindeki askerlerin de hepsi inmiş. Ben de böyle sağa sola baktım. Bizi daha indirmemişlerdi. Helikopterin içinden görünüyor. Baktım dışarıya çok asker var. Belki 100-150 tane asker var. Kuşatmış asker, hazır durumda bekliyordu. Silahı da var üstlerinde. Birisi, ‘O teröristleri indirin aşağıya’ dedi. Baktım, iki asker yukarı geldi. Önce cenazeleri attılar. Sonra bizi de attılar. Helikopterin kapısının ağzından arkamızdan aşağıya itildik. Servet’le betonun üzerine düştük. Servet’i de attılar, o da benim yanımda. Attılar. Hani yere attılar, biz de yere düştük. Biz öylece yerdeydik. Birini duydum, dedi ki ‘Ya bu terörist sağdır’, öyle duydum. Sonra o gördüğüm 100-150 asker üzerimize çullandılar. Tekmeler, yumruklar… Vallahi bizi yere sürdüler. Her birimizin başında 10 kişi, 20 kişi. 10 kişi bir kişinin üstüne geçiyordu, hepsi bize yetişip dövüyordu bizi. Bize ne yaptılar bilmiyorum. Bana ne yaptılar bilmiyorum. Yere attılar, oradan sonra başıma geçtiler. Ezdiler başımdan. Helikopterin içinde de orada da dövdüler bizi. Dayak atarlarken ‘Teröristler’ diyorlardı bize. Biz köylüyüzdür, vatandaşız. Bize de terörist diyorlar. Artık ne kadar geçti bilmiyorum. Yerdeyken başımın üstünden geçti, ne yaptılar ne ettiler ben hatırlamıyorum. Orada ben bayılmışım. 

Tanıklar: Tümgeneral ve tuğgeneral otopsi sırasında Adli Tıp önündeydi

Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık'ın raporunda, 20 gün komada kaldıktan sonra hayatını kaybeden Servet Turgut'un otopsisi Adli Tıp Kurumu önünde bulunan iki tanığın anlatımlarına da yer verildi. Tanıklar, Adli Tıp Kurumu önünde Van Asayiş Kolordu Komutanı Tümgeneral Hüseyin Kurtoğlu ve Van İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Yüksel Yiğit'in sivil kıyafetleriyle 3-4 saat boyunca Adli Tıp Kurumu'nun önünde beklediklerini belirtiyor.

"Helikopterden atıldılar' iddiasının kaynağı jandarma"

Raporda ayrıca, Şiban ve Turgut'un helikopterden atıldıklar ya da atladıkları iddiasının ilk olarak onları hastaneye götüren jandarma tarafından dile getirildiği belirtiliyor. Tıbbi müdahale sırasında, çok sayıda asker tarafından linç edildiği belirtilen Turgut ve Şiban'ı hastaneye götüren sivil jandarma personelinin "Bunlar terörist. Çatışmada aldık ama getirirlerken helikopterden atlayarak kaçmaya çalıştılar” dediği, rapora yansıyan önemli ayrıntılardan...

Raporun sonuç kısmında, jandarma personelinin ilk olarak hastanede dile getirdiği "Helikopterden atladılar" sözünün 'yüksekten düşme' ve 'helikopterden düşme' olarak kayıtlara girdiği belirtilirken, kamuoyuna yansımasının "Helikopterden atıldılar" şeklinde olduğu belirtiliyor.

"Yani faillerin yalanı, müdafilerin gerçeğine dönüşmüş, olayın aslını oluşturan kitlesel bir dayak ve linç işkencesi gölgede kalmış demek yanlış olmayacaktır." denilen raporda, halen tedavisine devam edilen Osman Şiban'ın yere inen helikopterden askerler tarafından arkadan itilerek beton zemine düşürülmesini "Atıldık" diyerek ifade etmesinin "Helikopterden atıldılar" iddiasının yaygınlaşmasında rol oynadığı da belirtiliyor.

Ölüme ve ağır yaralanmaya kitlesel dayak sebep oluyor

Yine raporun sonuç kısmında, Osman Şiban'ın anlattıklarından yola çıkılarak, Servet Turgut'un ölümüne, kendisinin de ağır yaralanmasına neden olan olayın sebebinin helikopterden atılma değil, kitlesel dayak olduğunun anlaşıldığı ifade ediliyor.

Ne olmuştu?

8 Eylül'de bin 40 jandarma personelinin katılımıyla başlatılan "Yıldırım - 10 Norduz" operasyonu sırasında, 10 Eylül'de PKK militanlarıyla girilen çatışmada Yüzbaşı Mahmut Top, Jandarma Uzman Çavuşlar Yusuf Uyar ve Sezen Uçar şehit olmuştu.  

Servet Turgut ve Osman Şiban, üç örgüt mensubunun öldüğü ve üç askerin şehit olduğu çatışmadan sonra, askerler tarafından bölgede yapılan arama tarama faaliyetleri sırasında gözaltına alındı.

Tanıkların anlatımına göre, Şiban ve Turgut gözaltına alınmadan önce Yoğurlu mezrasına 20 kadar askerin içinde olduğu bir helikopter indi ve mezrada o sırada çocuklar da dahil 13 kişi bulunuyordu. Anlatımlarda, mezrada yer alan herkes bir araya toplandı ve diz çöktürüldü. Askerler, kimlik kontrolü sırasında "Buraya kimler geliyor?" ve "Siz teröristlere yardım ediyor musunuz?" sorularını sordu.

İki köylünün 11 Eylül'de gözaltına alındıktan sonra hastanede bulunduktan sonra kamuoyuna yansıyan "Helikopterden atıldılar" iddiasına yönelik ilk resmi açıklama Van Valiliği tarafından yapılmıştı. 21 Eylül'deki Valilik açıklamasında, Servet Turgut'un olay yerinde gözetleme yaptığı ifade edilerek "Şahsın dur ihtarına uymayarak kaçmaya çalıştığı esnada kayalık alanda düştüğü ve yaralandığı gözlemlenmiş, mukavemet göstermesine rağmen yakalanıp usulüne uygun olarak muhafaza altına alınmıştır” denilmişti. Osman Şiban'ın ise yardım ve yataklık suçlamasıyla gözaltına alındığı belirtilmişti. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, 24 Eylül'de TGRT'de katıldığı programda şunları söylemişti:

Çatışma devam ediyor. Birisini daha görüyorlar. Suya bir şey attığını görüyorlar. Onu da kovalamaya başlıyorlar. O arada, yani bu kovalamaca sürüyor, silahı olmayınca öldürmüyorlar ve bu kovalamacanın esnasında orada, bahsettiklerine göre kayalıklardan düşüyor ve yaralanıyor… Bu arada İHA’yla da takip ediliyorlar daha önce. Çünkü bunlar, teröristler evden çıkıp buraya geldiler. Bir evde çıkıp takip edildi bunlar. Bu evle de bunların irtibatları ortaya çıkıyor. Sonra alıyor götürüyor helikoptere koyuyorlar, helikopter iniyor. Helikopter herkesle beraber iniyor. Netice itibariyle yani atılma diyorsunuz da helikopter aşağı iniyor.
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU