Rusya'da Putin muhalifi olarak bilinen siyasetçi Aleksey Navalni, geçen hafta Sibirya'da bir uçuş sırasında rahatsızlanarak komaya girdi.
Navalni'nin yakınları onun içtiği çaya katılan bir maddeden dolayı zehirlendiğini öne sürdü.
Navalni'nin tedavi için getirildiği Almanya'nın başkenti Berlin'de bulunan Charite Hastanesi'ndeki ilk bulgularına göre zehirlendiğinin tespit edildiği öne sürüldü.
Rus siyasetçinin durumunun ciddiyetini koruduğu ama hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi.
Navalni'nin zehirlenip zehirlenmediği, zehirlense bile bunun kendiliğinden mi yoksa dış bir etkenle yani suikast sonucu mu gerçekleştiği net değil.
Ancak geçmişte zehirle yapılan suikast vakaları düşünüldüğünde bu ihtimal göz ardı edilmiyor.
Özellikle Rusya'da son yüzyıl içinde birçok zehirle suikast iddiası ortaya atıldı.
"Zehirle suikast insanlık tarihi kadar eski"
Zehir insanlığın ilk dönemlerinden beri bir suikast aracı olarak kullanıldı.
Bu yönüyle her zaman Adli Bilim'in de ilgi alanına giren bir konu.
Marmara Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Haldun Akoğlu da "Zehir ve Zehirlenmelerin Tarihi ya da Ünlü Cinayetler" adlı yazısında bu konu irdelenmişti.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr.Hamit Hancı, Gazi Üniversitesi Hastanesi Erişkin Acil Servis'inden Doç. Dr. Neslihan Gürbüz ve Ankara Üniv. Adli Bilimler Kriminaliatik Doktora Öğrencisi Av. Alp Aslan, Independent Türkçe'nin soruları üzerine Akoğlu'nun çalışmasından da faydalanarak ortak bir çalışmayla zehir kullanılarak gerçekleştirildiği iddia edilen siyasi suikastlere dair bilgiler verdi.
Toksikolojinin geleneksel olarak zehirbilim olarak tanımlandığını kaydeden Hancı, şöyle konuştu:
Zehirin silah olarak kullanılması insanlık tarihi kadar eskidir. Antik dönemlerde, Roma, Bizans, Avrupa ve Asya Krallıklarında birçok devlet adamının zehirli suikast sonucu öldürüldüğü bilinmektedir. Yine savaşlarda ok ucu ve kılıçlara zehir sürülerek basit yaralanmanın ölümcül olması sağlanmıştır.
"Zehir aylar, yıllar sonrada belirtiler gösterebilir"
Hancı, Navalni'den alınan numunelerin incelendiği ve vücudunda "kolinessteraz inhibitörleri" adı verilen aktif maddeler grubunda bir maddeye rastlandığının belirtildiğini belirterek, "Navalni'nin atropin panzehiriyle tedavi edildiği klinik sonuçlarının henüz belirsiz olduğu ve sinir sistemine etkilerinin olabileceği doktorları tarafından ifade edilmiştir" dedi.
Hancı, zehirlenmelerin ani bir ölüm ile olabileceği gibi aylar hatta yıllar sonra gözlenebilen silik belirtiler olarak da görülebileceğini kaydederek, "Çoğu klasik zehrin günümüzde kolaylıkla tespit edilebilir olması gerçeğine rağmen halen hem cinayet hem de intihar amaçlı kullanılmaya devam edilmektedirler" diye konuştu.
Çar'ı bile avucunun içine alan Rasputin, zehirle ölmeyince vuruldu
Geçen yüzyılın başında Rusya'da yaşayan doğaüstü yeteneklere sahip olduğu iddiasıyla Çar üzerinde bile etki kuran şifacı Rasputin, siyanür ile öldürülmeye çalışılmıştı.
Rasputin'e önceden siyanürle hazırlanmış kurabiyeler ikram edilmişti. Kurabiye içersindeki siyanür dozu insanı öldürecek miktarda olsa da işi garantiye almak için şaraba da siyanür konuldu. Ancak Rasputin iki kurabiye yiyip, bir bardak da şarap içmesine rağmen ölmeyince son çare olarak silahla vurularak öldürüldü.
Stalin karşıtı Azeri siyasetçinin de zehirlendiği öne sürülmüştü
Azerbaycan Komünist Partisi Genel Sekreteri ve Azerbaycan Hükümet başkanı, Stalin karşıtı liderlerden Sultan Galiyef'in yakın adamı Neriman Nerimanov, 1925'de Moskova'da yemeğine karıştırılan bir zehrin etkisiyle öldürüldüğü iddia edildi.
Stalin'in bile zehir kurbanı olduğu öne sürüldü
1953'te ölen Stalin'in de Rus Gizli Servisi KGB Başkanı Lavrenti Beria tarafından zehirlenerek öldürüldüğü öne sürülmüştü.
Doktorlar, Stalin'i zehirlemeye çalışmakla suçlanarak idama mahkûm edilmişlerdi. Stalin öldükten sonra hekimler aklanarak idamdan kurtuldular.
Bir diğer iddia ise Stalin'in, politbüro üyeleriyle birlikte bir akşam yemeğinde zehirlendiği yönündedir. Stalin'in, warfarin ile zehirlenerek öldüğü ileri sürülmektedir.
KGB'nin zehir püskürten şemsiyeleri
Sovyet döneminin efsanevi gizli servisi KGB'nin bazı suikastlerde ucu zehirli şemsiye kullandığı iddia edilmekteydi.
Eylül 1978'de BBC'de çalışan rejim muhalifi Bulgar gazeteci Georgi Markov, Londra'da, KGB tarafından risin emdirilmiş ufak bir saçmayı basınçlı gaz ile püskürtebilen bir şemsiye ile öldürüldü.
Bulgaristan'dan kaçarak İngiltere'ye yerleşen Markov sokakta yürürken, yanından geçen biri, elindeki şemsiyenin ucunu bacağına batırdı. Markov, acıyla döndüğünde, KGB ajanı yanlışlıkla çarpmış gibi özür dileyerek yoluna devam etti.
Hint yağından elde edilmiş risin kullanıldı
Hintyağı bitkisinden elde edilmiş risinle zehirlendiği öne sürülen Markov, 3 gün ıstırap çektikten sonra can verdi, İngiliz Savunma Bakanlığı yaptığı otopside risin emdirilmiş saçmayı buldu.
Doktorlar, Markov'un vücuduna 0,25 mg risin zerk edildiğini açıkladılar. KGB ve Bulgar gizli polisi bu iddiaları reddetti ancak KGB itirafçıları Oleg Kalugin ve Oleg Gordievsky olayda KGB parmağı olduğunu öne sürdü.
Ukrayna liderinin yüzü zehirden tanınmayacak hale geldi
Ukrayna başbakanı Victor Yushchenko‘nun 2004 yılında Tetraklorodibenzodioksin (TCDD) ile zehirlendiği iddia edilmişti.
Yushenko'nun zehirlenme sonucunda yüzünde ciddi bozulmalar ve klorakne adı verilen lekeler oluştu.
Seçim döneminde gerçekleşen bu olayın Holandalı toksikolog Bram Brouwer, Yushchenko'nun kanındaki dioxin seviyesinin beklenenin 6000 katı seviyesinde olduğunu iddia etti.
Yine 2009 yılında İsveçli ve Ukraynalı bilim adamları The Lancet dergisinde Yushchenko'nun vakası üzerinden dioxin (TCDD) zehirlenmesinin ayrıntılarını yazmışlar burada kanındaki dioxinin son derece saf olduğunu bu nedenle ancak laboratuvarda sentezlenmiş olabileceği öne sürdü.
Böylece yaşarken kendisine yapılan süikast girişiminin bir bilimsel yayın haline getirildiği ilk lider de Yushchenko oldu.
Navalni olayında "Sinir ajanı" şüphesi...
Kimyager Fatih Küçükuysal ise tam olarak kanıtlanmamakla birlikte Navalni'nin bir çeşit kimyasal zehir olan sinir ajanıyla zehirlendiğinin iddia edildiğini kaydererek şöyle konuştu:
Çünkü hastanın tedavisinde "atropin" adlı bitkisel kökenli bir alkaloid kullanıldığı belirtilmiştir. Bu kimyasal genellikle sinir ajanlarına karşı antidot (panzehir) olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Haşerelerin öldürülmesi için geliştirildi, suikastlerde kullanıldı
"Sinir ajanı nedir? Bunlar insan bedenine nasıl etki eder? Tarihte başka vakalarda da kullanılmış mıdır?" sorularına ise Küçükuysal şöyle cevap verdi.
Sinir ajanı, sinir sistemini felce uğratarak zehirlenmeye neden olan kimyasal maddelerdir. Savaş kimyasallarının tarihini ve simya-kimyanın evrimini incelediğim kitabım "Karartı"da sinir ajanlarını icat eden kimyagerden de bahsetmekteyim. Bunlardan biri Alman kimyager Gerhard Schrader (1903-1990). Bu madde ilk olarak zararlı haşerelerin öldürülmesi için geliştirilmiş çok güçlü zehirdir. Nazi rejimi tarafından insanlar için kullanılması için de araştırılmış ve birçok insanın ölümüne neden olmuş çok azı bile hayli tehlikeli maddelerdir.
Eski Rus ajanın zehirlenmesinde "Novichok" adlı sinir ajanı kullanıldı
Küçükuysal, en son Mart 2018 yılında eskiden ajanlık yapmış Rus Sergey Skripal ve kızının İngiltere'nin Salisbury kentinde zehirlenmelerinde "novichok" adlı Sovyet yapımı sinir ajanı kimyasalını görmekteyiz.
Küçükuysal, ayrıca Kuzey Kore bağlantılı bir zehirlenme vakasında da VX serisi sinir ajanının kullanıldığını iddia etti.
Çok az oranda bile etkililer
Küçükuysal ayrıca siyanür, risin, fentanil, dioksin gibi biyokimyasal ve polonyum 210 gibi radyoaktif zehirlerin de çok az oranda dahi etkili olmaları, çoğu zaman tat, koku gibi kurbanda iz bırakmamaları, bazen aniden bazen zamanla tesir etmelerinden dolayı tarihte birçok durumda kullanıldığını söyledi.
© The Independentturkish