Beyrut Limanı'nda depolu halde bulunan ve 2 bin 750 ton civarında olduğu iddia edilen amonyum nitratın bilinmeyen bir nedenle patlaması büyük bir yıkıma ve can kaybına yol açtı.
Yaşanan facia, gözlerin gübre olarak kullanılmasının yanı sıra patlayıcı yapımında da kullanılan amonyum nitrata dönmesine neden oldu.
Amonyum nitratın kullanıldığı saldırılara özellikle geçmiş yıllarda Güneydoğu'da da sıklılıkla rastlanıyordu.
Bundan dolayı amonyum nitratın izinsiz olarak sivillere satılması yasaklandı.
Amonyum nitratın nasıl patladığını ve yol açtığı tahribatı konunun uzmanlarına sorduk.
Şırnak'ta alay komutanlığı yaptığı dönemlerde bu saldırılara sıklıkla tanık olan Emekli Kurmay Albay Aziz Ergen'e bu maddeden kaynaklı patlamalara ilişkin ilginç tepsiplerde bulundu.
"Basınç tesiri uzaklardaki insanları bile sağır edebilir"
Ergen, amonyum nitratın PKK tarafından bir düzenekle patlatıldığını belirterek, "Basınç tesiri çok yüksek patlamalar oluyor. Amonyum nitrattan yapılan bir el yapımı patlayıcı, bir tankı havaya kaldırabilir. Basınç tesiri o kadar yüksek ki patlama noktasından uzakta olan insanları bile sağır edip, bazı uzuvların kopmasına neden olabiliyor."
"Olay yerinde bir deney yapılıyor ya da düzenek hazırlanıyor olabilir"
Ergen, buna karşın çok yüksek ısıya ulaşılmadıkça amonyum nitratın kendiliğinden patlamasının mümkün olmadığını öne sürerek, Beyrut'taki olayla ilgili olarak "Muhtemelen amonyum nitratın bulunduğu yerde bir deney ya da düzenek yapılıyordu" iddiasında bulundu.
"Beyrut'taki patlama 5'inci en düşük seviyede" iddiası
Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı ve Liman Tesisi Güvenlik Uzmanı Alp Aslan da Independent Türkçe'nin sorularına ortak bir metin hazırlayarak cevap verdi.
Ortak metinde amonyum nitratın zun süre beklemesinden dolayı patlamasının zor olduğ belirtildi.
"Süre patlama için kriter değildir" ifadelerine yer verilen metinde, "Başka parametrelere bakılmalı. Sıcaklık, saklama koşulları diğer maddelerle etkileşim ve tabi ki sabotaj" denildi.
Beyrut'taki limanda bekletilen amonyum nitratın büyüklüğü göz önüne alındığında her şeye karşın patlamanın olabileceğinden düşük seviyede olduğunu öne sürülen metinde iddiada bulunuldu:
Amonyum nitratın ciddi patlama ve tahribat etkisi vardır. Ancak her patlama aynı şekilde etki yapmaz. Aslında bu patlama beklenenin altında. Pantone renk skalasına göre duman rengi incelendiğinde beşinci seviye yani en düşük seviyede patlama. Dumanda kırmızı mor renk var. En yüksek düzeyde patlamada duman rengi beyaz oluyor.
"Un ve toz da da patlama riski var"
Yaşanan patlama iş yaşamında veya evlerde depolanan başka maddelerin de patlama riski olup olmadığı sorusunu da akıllara getirdi.
Hancı ve Aslan, ortak cevabı yazılarında bu soruya da şöyle cevap verdi:
Un ve buğday tozu yoğun konsantrasyonda kendiliğinden patlayabilir. Toz patlamaları iş sağlığı ve güvenliği açısından önemli bir yere sahiptir. Toz işyerlerinde ölümlü iş kazalarının yanı sıra büyük maddi kayıplara neden olmaktadır. Endüstride toz içeren süreçlerin yüzde 70'ten fazlası yanıcı toz ihtiva etmektedir. Toz içeren süreçleri olan sanayi tesislerinin büyük bir kısmında toz patlaması riski olduğu söylenebilir. Metal, ahşap, gıda ve kimya endüstrisi, toz patlaması riskinin yüksek olduğu endüstrilerdir. Gıda sektöründe un, şeker, nişasta, kakao vb. maddelerin üretiminin yapıldığı tesislerde toz patlaması riski bulunmaktadır. Evde ise bazı yanlış kimyasallarla karıştırılırsa patlama riski olabilmektedir.
Küçükuysal: "Nitratların her zaman patlama riski vardır"
Kimyager Fatih Küçükuysal da içinde nitrat denilen (NO3) azot-oksijen bileşimi olan kimyasalların her zaman patlama riski barındırdığını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Çünkü oksijen gibi yanma için gerekli bir elementin azot gibi aktif yanıcı bir elementle yan yana bulunur. Nitratların birçok tuz türü vardır, bunlardan biri de potasyum nitrat (KNO3) denilen ve Çinlilerin barutu bulmasından beri savaşlarda, maden çıkarmada ve havai fişek yapımında kullanılan patlayıcı bir kimyasaldır.
"Barutlarda kullanılan potasyum nitrata göre şiddeti daha güçlü"
Küçükuysal, amonyum nitratın içindeki azot miktarının daha çok olmasından dolayı barutlarda kullanılan potasyum nitrata göre patlama şiddetinin daha güçlü olduğunu, bu nedenle patlayıcı yapımında tercih edildiğini söyledi.
Kırmızı dumanın nedeni nem çekici stronsiyum klorür mü?
Küçükuysal, patlamadan sonra çıkan kırmızı dumanla ilgili de şu iddiada bulundu:
Depoda bu patlayıcıların nemlenmemesi ve ortamın basıncı absorbe etmesi (emmesi) için stronsiyum klorür (SrCl2) de kullanıldığı görülmektedir ki bu ikinci büyük dumanın kırmızı olmasından anlaşılmaktadır. Stronsiyum (Sr) metal tuzları havai fişeklerde kırmızı renk vermesi için de kullanılmaktadır.
"Kezzapa dikkat…Asit ve bazlarla karıştırıldığında patlama riski var"
Güncel hayatta ne yazık ki hiçbir faydalı amacı olmadan kullanılan havai fişeklerde de bol miktarda patlayıcı nitrat ve zehirli etkisi bulunan metal tuzları kullanıldığına dikkat çeken Küçükuysal, "Eskiden temizlik maddesi olarak daha çok kullanılan kezzap adlı nitrik asit (HNO3) maddesi de diğer güçlü asit ve bazlarla karıştırıldığında patlama riski olabilir. Ayrıca çok tahriş edici olduğundan kullanılmamalı veya çok dikkatli kullanılmalıdır" dedi.
© The Independentturkish