Her insan eski fotoğraflarına zaman zaman bakar.
Hele yaş biraz ilerlediyse eski fotoğraflara bakıp, anıları canlandırmak insana iyi de gelir.
Teknolojinin gelişmesi ile kapalı dolaplardaki taşınması zor albümlerden çıkan fotoğraflar artık cep telefonlarımızın içine girdi.
Hal böyle olunca günün her anı onlara bakma şansı olduğu gibi, nostaljik fotoğraflarını sosyal medya hesapları sayesinde TBT (throw back thursday) etiketiyle arkadaşlarının da beğenisine sunma imkanı da var.
Sürekli eski fotoğraflara bakmak soruna yol açıyor
Ancak bazı sosyal medya kullanıcılarının neredeyse sürekli geçmişine, gençliğine ya da fiziki olarak kendisini daha çekici hissettiği döneme dair fotoğraflar paylaştığı görülüyor.
Uzman Klinik Psikolog Cansu Yurtseven, belirli düzeyde geçmiş fotoğraflara bakmanın kişiye motivasyon olarak destek sağlamakla birlikte, aşırıya kaçıldığında yaşanması olası sorunları şöyle sıraladı.
1. Anda kalmaya engel
Yaşamamız, tadını çıkarmamız ve odaklanmamız gereken bugünü ve bugünden alınabilecek hazzı engelleyebilmektedir. Bu gün hayatımızda var olan süreçleri ve değişimleri değerlendirmek, tüm bunları deneyimlemek yerine geçmiş süreç ve yaşantılara saplı kalmamıza sebep olur. Bu durum ise tatminsizlik ve depresyon meydana getirebilir.
2. Kendini eleştirmeye sebep
Sürekli gençlik fotoğraflarına bakan biri şu anda kendisini eleştirmeye, beğenmemeye ve kendini kusurlu görmeye başlayabilir. İnsan evladı doğuyor, büyüyor ve yaşlanıyor. Dolayısıyla hep aynı kalmıyoruz. Ancak geçmişte fazla saplı kalmak kişinin şimdi ve şu anda kendisini eksik, yetersiz ve kusurlu görmesine sebep olabilir.
3. Hayattan tat almaya engel
Bu saplı kaldığımız anıların içerisinde yer alan mutlu olduğu ve eğlendiği fotoğraflar ise kişiye şu anda hayatının ne kadar eksik, yetersiz, mutsuz ve boş olduğu hissi yaratacaktır. Gerçekten böyle olduğu için değil, yukarıda da bahsettiğim gibi anda kalmaya engel olup, şu anın tadının çıkarılmasını kısıtladığı için.
“Anı yaşayın”
Yurtseven, geçmişin yaşamımızın bir parçası olmasına rağmen bugünün hayatımızın merkezinde yer aldığını belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
Geçmişi anmakta, geçmiş yaşantıları hatırlamakta ve o zamanın anılarına bakmakta herhangi bir problem olmamasına rağmen, o zamanda saplı kalmak ciddi bir problemdir. Unutmayın dün geçti, yarın bize ne getirir bilinmez. Planlarımız gerçekleşmeyebilir ya da planlamadıklarımızı yaşayabiliriz. Bu yüzden bu iki süreci gündemimiz yapmak bize pek çok anlamda zararlar verecektir. An, bu an. Gün bugün. Değerlendirilmesi ve yaşanması gereken…
“TBT merakı artıkça estetik operasyon da artıyor”
Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Cem İnan Bektaş, fotoğraf albümleri ceplerimize girdikten sonra geçen zamanın yüzümüz ve bedenimizdeki etkilerini bugünle kıyaslamanın daha mümkün hale geldiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
Her ne kadar fotoğraf filtreleri gönlümüzü almaya çalışsa da aynalar ‘dost acı söyler’ deyimini vazife ediniyor. Sosyal medyada TBT geçmişe özlemin en somut delili oluyor.
Daha genç yüzler, daha zayıf ve fit bedenler, dökülmemiş saçları gördükçe eskiye dönmek için estetik cerrahi ilk başvurulan noktaların başında geliyor.
Yüzdeki çizgiler, kırışıklıklar için botulinum toxin ve dolgular hızlı bir şekilde değişim sağlamakta, zamanla bazı bölgelerdeki yağlanmalar için Liposuction, sarkan göğüsler için dikleştirme ameliyatları, dökülen saçlar için saç ekimi talepleri giderek artmaktadır.
Her ne kadar zaman geriye çevirilemese de TBT ile gelen geçmişe özlemi, estetik ameliyat ve işlemlerle azaltmak mümkün olabiliyor.
© The Independentturkish