Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ardından bağış toplama konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptığı açıklamayı eleştirdi. Akyol, Diyanet’ten konu hakkında aydınlatıcı bir açıklama beklediğini yazdı.
Akyol, bugünkü köşe yazısında “İslam tarihinde genellikle dini otorite, siyasi otoriteye tabi oldu; bağımsız bir dini kurum gelişmedi” yorumunu getirdi ve şunları yazdı:
Cumhuriyet, aynı geleneğe uygun olarak ‘din işleri’ni devlete bağlı Diyanet kurumuyla düzenledi. Diyanet üzerine çok ağır baskılar da oldu.
Ancak bu manen yüksek ve mesuliyetli görevi üstenen başkanlar, iktidarların günlük siyasi ihtiyaçlarına göre fetva vermekten, açıklamalar yapmaktan uzak durdular. Kanundaki “itikat, ibadet ve ahlak” konularına odaklanmaya özen gösterdiler.
Şimdi öyle mi?
Malum, virüs tahribatına karşı vatandaşlara yardım götürmede iktidarla muhalefet belediyeleri arasında bir yarış var. İktidar belediyelerin yardım toplamasını, hatta aşevlerini ve ekmek dağıtımını bile engelliyor.
Böyle partiler arası “yardım” yarışında Diyanet’in tavrı ne olmalıydı?
Din İşleri Yüksek Kurulu şu fetvayı verdi:
“Zekatların bu günlerde ulusal düzeyde başlatılan dayanışma kampanyaları vasıtasıyla toplanıp hak sahiplerine ulaştırılması da caizdir”
Açıkça iktidarın kampanyasına destek veren bir ‘fetva’ bu!
Misaller çoğaltılabilir… Madem Diyanet “sosyal mesafeli” bir Cuma namazını gerekli buldu, niye eski Diyanet Başkanı muhterem alim Ahmet Hamdi Akseki’nin ismini taşıyan, dahası Diyanet’in bahçesinde bulunan camide değil de Beştepe’deki camide?!
“Hangi fıkıh kitabında, hangi muteber İslami kaynakta, zekat ve diğer yardımların ‘ulusal düzeyde başlatılan kampanyalara verilmesi’ kavramı var?! Belediyelere, başka kurumlara verilirse caiz değil mi?!” diye yazan Akyol, Diyanet’ten konu hakkında aydınlatıcı bir açıklama beklediğini ifade etti.
Karar, Independent Türkçe