Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun İstanbul’daki cezaevlerinde yaptığı incelemeler, tutuklu ve hükümlülerin koşullarını gözler önüne serdi.
Silivri Kapalı Cezaevi ile Bakırköy Kadın Cezaevi’nde kapasitenin üzerinde kişinin barındığı, içme suyu borularındaki pas, kantin fiyatlarının yüksekliği, cezaevine girişte çıplak arama, “hoş geldin dayağı” ve yabancı mahkumlara Türklerden az yemek verildiği iddiaları raporlara yansıdı.
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu üyeleri, Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda ayrı ayrı incelemeler yapıldı.
İncelemeler sonucu, ayrı ayrı rapor hazırladı.
“Silivri’de kapasite üzerinde tutuklu ve hükümlü var”
TBMM’nin inceleme raporları ve muhalefetin eleştirilerinde, Silivri Kapalı Cezaevi’de 1 milyon 35 bin 247 metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen kampüste toplam 22 bin 781 hükümlü ve tutuklu barınıyor.
Komisyona ulaşan şikayet ve Silivri Cezaevi’ne ilişkin tespitler şöyle:
Tutukluluk süreleri uzun:
Komisyona yapılan başvurulardan bir kısmı özellikle tutukluluk sürelerinin uzun veya tutuklama kararlarının haksız olduğu dolayısıyla tutuksuz yargılanma taleplerine ilişkin oldu.
Söz konusu başvurulara, Anayasa’nın 138. maddesi uyarınca herhangi bir işlem yapılamayacağı bilgisi verildi.
İçme suyu boruları paslı:
Kampüste kapasitenin üzerinde hükümlü ve tutuklu bulunduğu, kapasite üzerinde hükümlü ve tutuklu bulundurulmasının fiziki koşullarda yetersizliğe neden olduğu, sağlık hizmetlerinin personel yetersizliği nedeniyle aksadığı, içme ve kullanma suyu boruların eski ve paslı olmasından dolayı kullanıma elverişsiz olduğu ve sağlık sorunlarına neden olduğu tespit edildi.
Cezaevi yönetimi kabul etti:
Kurum yetkilileri tarafından da işaret edilen kapasite üzerinde hükümlü ve tutuklu barındırılması sorunu, incelemeler esnasında komisyon tarafından bizzat gözlemlendi.
Kapasite üzerinde hükümlü ve tutuklu barındırılmasının başta fiziki koşulların yetersizliği olmak üzere beraberinde birçok soruna neden olduğu açık bir biçimde görüldüğü tespiti yapıldı.
Ürünler çok yüksek fiyatlı:
1 Numaralı L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki hükümlü ve tutuklular; verilen yemeklerin yeterli ve besleyici olmadığı, sağlık konusunda ciddi sorun yaşandığı, psikolojik desteğin sağlanması konusunda yine personel yetersizliği nedeniyle psiko-sosyal yardım konusunda yeterince destek olmadığı, birçok ürünün uzun süre kantinden tedarik edilemediği, özellikle son günlerde ürün fiyatlarında ciddi artışların meydana geldiği ve bazı ürün fiyatlarının piyasa rayicinden çok yüksek fiyata satıldığı aktarıldı.
Görüş süreleri kullandırılmıyor:
4 Numaralı L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki hükümlü ve tutuklular; kapasite üzerinde hükümlü ve tutuklu barındırılması, fiziki imkan ve koşulların yetersizliği, yemeklerin yeterli ve besleyici olmaması, sağlık sorunları, temel ihtiyaç maddelerinin kantinden tedariki konusunda yaşanan sıkıntılar, görüş sürelerinin tam kullandırılmaması, spor faaliyetlerinden yararlandırılmama şikayetlerini ifade etti.
Hastane sevkine çift kelepçe:
Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan hükümlü ve tutuklular; görüş süresinin asgari sınırdan belirlenmesinin neredeyse yazılı bir kural haline dönüştüğü, çocuğu okul çağında olan hükümlü ve tutukluların görüş günlerinin hafta içi olması durumunda çocukların devamsızlık yapmadan görüşe gelmelerinin mümkün olmadığı, sohbet ve dilekçe hakkının kullandırılmadığı, kampus içindeki hastane sevklerinde çift kelepçe uygulamasının yapıldığı yönünde şikayet ve taleplerini dile getirdi.
Yeni yaşam alanları:
Silivri Ceza infaz Kurumları Kampüsü’nde yapılan incelemelerde sonucunda, yeni yaşam alanı inşaatlarının önemli bir ihtiyacı karşılayacağı değerlendirmesi yapıldı.
“Bakırköy’de çıplak arama yapılıyor”
Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na ilişkin hazırlanan TBMM raporuna göre, 41 bin 321 metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen kampüste; bin 354 tutuklu ve hükümlü barınıyor. Kurumun kapasitesi ise 950 kişi.
Bakırköy cezaevine ilişkin şikayetler ve tespitler şöyle:
Çıplak arama:
Kurumda barındırılan hükümlü ve tutuklularla yapılan görüşmede aktarılan ilk sorun cezaevine gelişte çıplak arama yapılması oldu.
Hastaneye sevklerin bazı durumlarda 3 ila 4 ayı bulabildiği, revire çıkmada problemlerin olduğu, muayene ve tedavilerin kelepçeli yapılmasının rahatsızlık verici olduğu ve insan onuru ile bağdaşmadığı, kronik hastalığı bulunanların tedavilerinin düzenli olarak yapılmadığı aktarıldı.
Komisyona ayrıca hamileliği ilerlemiş kadınların tutuklu yargılanması, bazı bebeklerin ve çocukların kreşten yararlandırılmaması konularında başvuruda bulunuldu.
Yabancılara daha az yemek:
Yabancılara verilen yemek miktarının Türklere verilenlere göre az olması ve hastalar için diyet yemek çıkarılmaması da sorun olarak milletvekillerine aktarıldı.
Ekonomik durumu iyi olmayan tutuklu ve hükümlülerin temel ihtiyaçlarının karşılanması gerektiği, kurum kantinde bulunan ürünlerin temininde ve özellikle da kişisel bakım malzemelerinin temininde sorunlar yaşandığı belirtildi.
Ayrıca verilen bazı dilekçelerin işleme alınmadığı, bazı dilekçelerin ise işleme alınmakla birlikte cevap verilmediği, kurum idaresi ile iletişimde sıkıntılar yaşandığı vurgulandı.
CHP’den dayak eleştirisi
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi ve Tutuklu ve Hükümlü Hakları Alt Komisyonu Üyesi CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, Silivri ve Bakırköy raporlarına ilişkin komisyon başkanlığına ayrı ayrı muhalefet şerhi düştü.
“Hoş geldin dayağına son verilmeli”
Silivri’ye ilişkin muhalefet şerhinde; sağlık sorunlarının çözümü için Sağlık Bakanlığı ile yeniden protokol imzalanması, hekim sayıları artırılması, diş hekimi istihdamı sağlanması, sevkler ve sağlığa dair şikâyetlerde daha hızlı sonuç alacak çözümler üretilmesi gerektiği belirtildi.
Sosyal faaliyet ve ortak alandan faydalanma haklarının engellenmesine derhal son verilmesi istenildi.
Ziyaretçilerin girişinde yaşanan uzun bekleyiş sorununun çözülmesi ve görüş sürelerine riayet edilmesi gerekliliği üzerinde duruldu.
Kelepçeli muayeneye son verilmesi gerektiği belirtilen şerhte, okula giden çocuklar için hafta sonu görüş günü konulması çözümü sunuldu.
Şerhte şu ifadelere yer verildi:
Hoş geldin dayağına son verilmeli, aksi uygulama yapanlar için etkin soruşturma yapılmalıdır.
Kapasitesinin çok üstünde tutuklu ve hükümlü bulunan cezaevlerinin koşullarını iyileştirmenin yolu yeni cezaevleri yapmak değildir.
Eğitimin iyileştirilmesi, ekonomik ve sosyal adaletin sağlanması sonucu suç ve suçlu oranındaki düşüşle iyileşme sağlanabilir.
Hukukun üstün, adaletin hâkim ve demokrasinin işlediği bir ülkede özgür insanların suçtan uzaklaşacağı aşikârdır.
Üretime yönelik ekonomiye geçiş ile işsizliğin çözüleceği ve suç oranının düşeceği mevcut hükümete hatırlatılmalıdır.
“Kreş temizliği ve çocuk bakımı için personel istihdam edilmeli”
Bakırköy’e ilişkin muhalefet şerhinde; yine sağlık sorunlarının çözümü için Sağlık Bakanlığı ile yeniden protokol imzalanması, hekim sayıları artırılması, diş hekimi istihdamı sağlanması, sevkler ve sağlığa dair şikâyetlerde daha hızlı sonuç alacak çözümler üretilmesi gerektiği belirtildi.
Koğuşlarda yapılan aramalarda özenli davranılması, keyfi uygulama yapılmaması ve özel eşyalara el konulmasının önüne geçilmesi gerekliliği üzerinde duruldu.
Ziyaretçilerin girişinde yaşanan uzun bekleyiş sorununun çözülmesi ve görüş sürelerine riayet edilmesi gerektiği belirtildi.
Şerhte şu ifadeler yer aldı:
Kurum kreşinde dışarıdan istihdam edilen sadece bir personel ile temizlik ve günlük bütün ihtiyaç karşılanmaktadır.
50 çocuk için bu sayı yetersiz kalmaktadır. İvedi olarak kreş temizliği ve çocukların bakımını ve ihtiyaçlarını karşılayacak personel istihdam edilmelidir.
En çok şikayet edilen kelepçeli muayeneye son verilmeli bu hususta ayrıntılı bir düzenleme yeniden yapılmalıdır.
Okula giden çocuklar için hafta sonu görüş günü konulmalıdır.
HDP Siirt Milletvekili Beştaş: Gökyüzünü görmek yok
Independent Türkçe’ye konuşan HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, yaptığı ziyarette cezaevinde birçok sıkıntıya tanıklık ettiklerini ifade etti.
Beştaş, “Hastaneye ulaşım çok ciddi bir problem olarak ortaya duruyor. 6 ay süreyle hastaneye ulaşamayan mahpuslarla tanıştık. İki ve üçlü kelepçe dayatması çok ciddi boyuttaydı. Yemek yetersizliği çok ciddi boyutta. Özellikle fiziki yetersizlik. Havalandırmalarda bile tel örgüler var. Gökyüzünü görmek yok” dedi.
HDP şerh düştü; “Darp ve kaba dayak uygulanıyor”
Beştaş’ın Silivri’ye ilişkin muhalefet şerhi taslağında; cezaevlerinde uzunca bir süredir hak ihlalleri yaşandığı ve insan onurunu ayaklar altına alan düzenleme ve uygulamaların artarak devam ettiği belirtildi.
Tecrit ve işkence iddialarının cezaevlerinin en başat sorunları haline geldiği ifade edildi.
Beştaş’a ulaşan çok sayıdaki başvurularda şu şifayetlerin yer aldığı ifade edildi:
- Tutukluların tek kişilik hücrelere konulduğu,
- Cezaevi görevlilerinin darp ve kaba dayak uyguladığı,
- Yiyeceklerin oldukça az ve hijyene uygun olmadığı,
- Disiplin cezalarının keyfi uygulandığı,
- Cezaevine gönderilen mektupların tutuklulara ulaşmadığı,
- Kalabalık olan koğuşlarda yatacak yer bulunmadığı,
- Hasta mahpusların tedavi süreçlerinin aksadığı,
- Kelepçeli muayene dayatması yapıldığı,
- İlaçların verilmediği,
- Anneleri ile birlikte kalmak durumunda olan çocukların ihtiyaçlarının gözetilmediği,
- Askeri tekmil dayatması yapıldığı,
- Avukat görüşlerinde gardiyanların bulunduğu,
- Çıplak arama uygulaması yapıldığı ve mahrem alanlara kameralar konulduğu
- Silivri’de adaletsizlik ve hukuksuzluğun artık pervasız bir biçimde yok sayıldığına işaret edilen şerhte, komisyon raporunun gerçek sorunları görmezden geldiği aktarıldı.
“Organize insan hakkı ihlali yok, münferit bazı sorunlar var”
Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hüseyin Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman ise Independent Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Biz insan hakları meselesini partiler üstü mesele olarak görüyoruz. İnsan hakkı, siyasetin üstünde bir meseledir. Partimizin, hükümetimizin yaklaşımı bu şekildedir. Şu anda da Diyarbakır Cezaevi'ndeyiz. Bu ziyaretlerimiz sonucu şunu açıklıkla söyleyebiliriz: Türkiye'de artık organize insan hakkı ihlali yoktur. Münferit bazı sorunlar var" ifadelerini kullandı.
Yayman, cezaevleri ziyaretlerinden şu izlenimlerini aktardı:
Görüşme sürelerinin artırılması, yemeklerin iyileştirilmesi, sıcak su ihtiyaçlarının karşılanması gibi bir takım insani talepler olmakla beraber cezaevinde kapasite fazlası hükümlü ve tutuklu olması dışında cezaevlerinde işkenceye sıfır yaklaşımının olması, Türkiye için insan hakları sicili bakımından bir devrimdir.
İnsan hakları meselesini biz kamu diplomasinin en önemli unsurlarından biri olarak görüyoruz. Bir ülkenin insan hakları noktasındaki karnesi aslında o ülkenin dünya ligindeki karnesiyle eşdeğerdir.
“Şerh düşmek için düşmüşler”
CHP ve HDP tarafından düşülen şerhleri değerlendiren Yayman, "O şerhlerde bu cezaevlerinde 'insan hakkı ihlali vardır, işkence vardır, şiddet vardır' değil. Bu şerhler, daha vurgulu biçimde 'yemeklerin verilmesi'... Bizim genel rapora ve şerh düşülen raporlara baktığınızda aynı unsurların olduğunu göreceksiniz. Onlar şerh düşmek için şerh düşmüşler" dedi.
© The Independentturkish