İtalyan fotoğrafçı Giulio Piscitelli’ye savaşın acımasızlığını gösteren Afgan hastanesindeki 6 yaşındaki kız çocuğuydu. Küçük kız, Helmand’daki evlerinin yakınında muhtemelen AK-47 tüfeğinden çıkan iki mermiyle vuruldu. Fakat mermiler karşıt kuvvetler – biri isyancı, diğeri Afgan güvenlik kuvvetleri – tarafından sıkıldı. Piscitelli, “Bu, barışa teşvik edecek ‘haklı’ bir savaşın veya şiddetin bulunmadığının kanıtıydı. George Carlin’in dediği gibi ‘Barış için savaşmak bekaret için sevişmeye benzer’– şiddetin gerçekten bedelini ödeyenler bütün bunların ortasına sıkışmış olan sıradan insanlar” dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Piscitelli geçen sene yaralı kız çocuğuna rastladığı sırada savaşın, yoksulluğun ve kara mayınlarının kurbanlarına ücretsiz sağlık hizmeti veren uluslararası insani yardım kuruluşu Emergency tarafından işletilen Kabil ve Leşkergah’daki cerrahi klinikleri dolaşıyordu. Kız çocuğu, Piscitelli’nin Afganistan’da 18 yıllık savaşın hayatlarını delik deşik ettiği kişilerin hikayelerini paylaşmak için çalışırken karşılaştığı bazı kurbanlardan sadece biriydi.
Piscitelli daha önce başka savaş bölgelerinde çalışmış olmasına rağmen dehşete düşmüştü çünkü bugün Kabil gibi büyük bir şehirde yalnızca savaş yaralılarına ayrılmış bir hastaneye ihtiyaç var. “Dünya utanmalı” diyen Piscitelli, Emergency hastanesinde uluslararası ve yerel personelin tutumundan çok etkilense de hastaneye yatırılan sivillerin sayısıyla şaşkına döndü. Piscitelli, “Onların hepsi savaşın bu ‘aşamasında’ kullanılan bombalarla veya mermilerle vurulmamıştı, çoğu kez geçmişin bitmek bilmeyen artıklarıyla; eski kara mayınları ve patlamamış mermilerle yaralanmıştı. 40 yıllık savaşın mirası ve sonuçları beni gerçekten sarstı. Bazı yönlerden mevcut şiddetten çok daha fazla…” ifadelerini kullandı.
Belki de en çok endişe verici olan, ağırlıklı olarak batıda, savaşın Afganistan’da neredeyse bittiği düşüncesi. Piscitelli savaşın kesinlikle bitmediğinde ve bir süredir de ulusun daimi gerçeği olduğunda ısrar ediyor. “Savaş normalleşmiş ve şiddet günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş görünüyor” diyen Piscitelli, sözlerini şöyle sürdürdü:
Savaşı konuşmaya devam etmek ve acı çekenleri unutmamak önemli. Suriye, Filistin ve diğer yerlerle aynı tuzağa düşme riskimiz var; çok fazla benzer durum mevcut.
Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı’nın bu duruşu yansıttığı görülüyor. Bakanlık teröristlerin “Afganistan’da saldırılar düzenleme ihtimalinin çok yüksek” olduğunu belirtiyor. Zaruri haller dışında Kabil, Hamid Karzai Havalimanı, Panjshir eyaleti ve Bamian kentindeki güvenliği artırılmış bölgeye seyahat edilmemesi uyarısında bulunan bakanlık, Kabil’in diğer bölgelerine ve Afganistan’ın geri kalanına seyahat edilmemesi tavsiyesinde bulunuyor.
Bu yıl içinde The Independent, Ocak 2015’le Eylül 2018 arasında 18 yaşına giren, Birleşik Krallık’a sığınmış 141 çocuğun Afganistan’a sınır dışı edildiğini ortaya çıkardı. Yetişkin olmayanların ötesinde, 4 çocuğu da Birleşik Krallık’ta doğan 47 yaşındaki Zainadin Fazlie, Britanya hükümeti tarafından sınır dışı edildikten sonra memleketi Maidan Wardak eyaletinde Taliban güçleri tarafından vuruldu. Ailesiyle Londra’da 16 yıl yaşayan Fazlie, Nisan 2016’da geri gönderilmeden önce ölüm tehditleri aldığı konusunda uyarmıştı.
Piscitelli insanların Afganların çektiği acılara tamamen kayıtsız olmadığına inanıyor fakat medyada bu tür konulara gösterilen ilginin seviyesinden endişe ediyor. Piscitelli küresel haber döngüsünün yıldırım hızından dolayı bilinçli hissetmek ve okuduklarımızla ilgilenmek için çabaladığımızdan şüphe ediyor. Piscitelli, “Bu, şiddetin neredeyse her gün yaşanması gerçeğinden hareketle Afganistan’dan gelen haberlerin sürekli bir uğultu – sadece günlük haber akışındaki uğultu haline gelmesinden kaynaklanmıyor” diye ekledi.
Piscitelli hastaneleri dolaşırken kurbanların yaşadıklarını paylaşmaya ve yaralarını kendisine göstermeye istekli olduklarını fark etti. Bu kişiler çektikleri acıları Piscitelli’nin sergileme rolü olduğunu ve kamerasının da yaşadıkları vahşet hakkında mesaj iletmenin iyi bir yolu olduğunu düşünüyorlardı. Piscitelli’nin seyahatinin ürünüyse, çapraz ateşe yakalanan masum siviller için savaşın gerçekliğini ortaya koyan bir dizi ikna edici görüntü; hastane yataklarında oyuncak ayılı pijamalarıyla yaralanmış çocuklar, ambulanstaki yaralanmış genç erkekler, rehabilitasyon tedavisi alan 10 yaşında bir çocuk...
Şaşırtıcı bir biçimde, hayatta kalanların bazı görüntüleri yaralanmalarına neden olan şarapnel parçalarıyla yan yana konmuştu. Bu nesnelerin genellikle hastaların klinik belgelerine eklendiğini fark eden Piscitelli, alışılagelen yaklaşımla, sadece kurbanları sergileyen değil aynı zamanda “cellatları” da gösteren iki kanatlı; şiddetli durumun sebeplerini ve etkilerini gösteren tablolar oluşturmaya başladı.
Piscitelli “Bu nesneler savaşın yüzlerinden. Benim için önemli olan amaç, şoke etmek değil gözlemciyi nesneyle kurban arasındaki güçlü bağlantıyı düşünmeye itmekti. Bu, Afgan halkıyla onların hayatındaki savaşın varlığı arasındaki benzer ilişkiyi yansıtıyor” dedi.
Fotoğraflar yardım kuruluşu Emergency’nin 25. yılını kutlamak için Londra’da Brick Lane’deki Old Truman Brewery’de “Zakhem | Yaralar: Savaş Eve Gelirse” (zakhem Dari dilinde yaraların tercümesi) isimli sergi oluşturmak için toplanıyor. Yardım kuruluşu 25 yıllık sürede 10 milyondan fazla kişiyi tedavi etti, bunların 6 milyondan fazlasıysa Afganistan’da.
* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/arts-entertainment/photography
Independent Türkçe için çeviren: Cenk Korkmazer
© The Independent