Gazeteciler Barış Pehlivan, Suat Toktaş ve Kürşad Oğuz için tutuklama talebi

Bilirkişi soruşturmasında gözaltına alınan gazeteci Barış Pehlivan ve Seda Selek ifadelerinde suçlamaları reddetti

Kolaj: Independent Türkçe

Barış Pehlivan, Suat Toktaş ve Kürşad Oğuz'un savcılık sorguları tamamlandı. Üç gazeteci tutuklanma talebiyle hakimliğe sevk edildi.

Barış Pehlivan ifadesinde , Yeni Şafak Gazetesi'nin de söz konusu bilirkişiyle görüşüp haber yaptığını vurguladı. Pehlivan, "Yeni Şafağa suç olmayan röportaj yapma faaliyeti Halk TV’den Barış Pehlivan'a nasıl suç olabilir" diye sordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Gazeteci Barış Pehlivan, emniyetteki ifadesinde 22 yıldır gazetecilik yaptığını, bugüne kadar 5 kitaba, binlerce haber ve yazıya imza attığını belirtti. Pehlivan, Halk TV'de program yorumcusu ve Cumhuriyet Gazetesi'nde köşe yazarı olduğunu söyledi. "Daha önceki tarihlerde hakkınızda herhangi bir adli işlem yapıldı mı, yapıldı ise bunlar nelerdir" sorusuna gazeteci Pehlivan, "Gazetecilik hayatım boyunca bir çok kez soruşturma ve davalara dahil edildim. Bunlardan en önemlisi 2011 yılında devlet içindeki FETÖ örgütlenmesinin yaptığı Oda TV kumpası kapsamında tutuklanmamdır. 19 ay boyunca tutuklu kaldıktan sonra beraat ettim. Sonrasında bu yargılamayı yapan hakim ve savcılardan şikayetçi oldum ve onların yargılandığı davada müşteki oldum" yanıtını verdi. 

Pehlivan'a, soruşturma talimatına konu olan 27 Ocak 2025 tarihindeki Halk TV yayınında paylaşımı yapılan ses kaydının kim tarafından, ne zaman, ne şekilde yapıldığı da soruldu. Pehlivan şu yanıtı verdi:

27 Ocak 2025 günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Saraçhane'deki binasında gerçekleşen basın toplantısına gazeteci olarak davetliydim. O basın toplantısında Ekrem İmamoğlu, CHP'li belediyeleri ilgilendiren soruşturma ve davalarda görev alan bir bilirkişiye dikkat çekti. Ben basın toplantısının konusunu orada öğrendim ve İmamoğlu özetle bu bilirkişinin imza attığı raporlarda hukuksuzluk olduğunu iddia etti.  Basın toplantısını takip ettikten sonra ben acaba bu bilirkişiye ulaşabilir miyim ya da özel bir haber yapabilir miyim diye düşünmeye başladım. Bunun üzerine bilirkişinin cep telefonuna ulaşarak aradım ve kendimi tanıttım, kendisine gazeteci olduğumu beyan ettim. Milyonların izlediği Ekrem İmamoğlu'nun basın toplantısında kendisi hakkındaki iddiaları bizzat kendisine sormak istedim. 

Asıl amacım onu Halk TV ekranlarında ağırlamak ya da yüz yüze bir röportaj yapmaktı. Sonuçta 16 milyon insanın yaşadığı İstanbul'un Belediye Başkanı isim vererek bir bilirkişi hakkında çarpıcı iddialarda bulunmuştu. Ben de bu iddiaların doğru olup olmadığını öğrenmek için kendisini aradım. Bu yaptığım hem Türkiye, hem de dünya literatüründe cevap hakkını kullandırmadır. Sonuçta ben kendisine sorularımı sordum ve İmamoğlu'nun hedefindeki bilirkişi kendisi hakkındaki iddiaları yalanladı. Soruşturmaya da yansıyan tutanakta da görebileceğiniz gibi ben kendisini Halk TV ekranında ağırlamak veya kendisi ile birebir özel röportaj yapmak istediğimi beyan ettim, kendisi bunu kabul etmemekle birlikte bana başarılar dilemiştir. Hatta yaşı ile ilgili bir soruya da esprili bir yanıt vermiştir. Kendisi ile konuşmamız nezaket kuralları içerisinde, mesafeli bir üslupla gerçekleşmiştir. Buraya kadar anlattıklarım benim bu söyleşiyi bu telefon görüşmesini yapma gerekçeme ve amacıma dairdir. 

"Yeni Şafak'a suç olmayan röportaj yapma faaliyeti, Halk TV'den Barış Pehlivan'a nasıl suç olabilir?"

Savcılık makamının suç olarak isnat ettiği eylemlerin hiçbirinde benim sorumluluğum ve dahlim yoktur. Konuşmayı ben kaydetmedim. Ben kimseyle paylaşmadım. Ben yayınlamadım. Ve ben hiç bir yerde yaymadım. Hal böyle iken kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa etmek ve bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs suçlarını işlemem mümkün değildir.  Çünkü benim bu soruşturmaya konu olan meselede tek yaptığım şey iddiaların odağındaki kişiye bir gazeteci olarak soru sormaktır. Onun dışındaki hiçbir eylemde dahlim ve sorumluluğum yoktur. Kaldı ki bilirkişiyi etkilemeye teşebbüsten ziyade bizzat hedefteki isme kendisini ifade etmek hakkı verdim. 

Normalde bunu yaptığım için takdir görmek gerekirken şu an ilgim olmayan bir suçlama ile karşınızdayım. Bununla birlikte bilirkişide röportaj vermeyi yani bana yaptığı eylemin aynısını doğru bir yöntem olarak benimsemiş olacak ki 28 Ocak 2025 tarihli Yeni Şafak Gazetesi'ne de ayrıca konuşmuştur. Şimdi Yeni Şafak'a suç olmayan röportaj yapma faaliyeti, Halk TV'den Barış Pehlivan'a nasıl suç olabilir? Bununla birlikte eğer o ses kaydını yayınlamak suç ise bugün AKP yöneticisi Hamza Dağ'dan AKP'li eski belediye başkanı Melih Gökçek'e kadar birçok ismin de bu suçu işlediğini ifade etmek gerekmektedir. Zira ben bu ses kaydını kendi sosyal medya hesabımdan paylaşmamama rağmen bu isimler ve daha fazlası kendi sosyal medya hesaplarından hiçbir sansüre gerek duymadan paylaşıp yaymışlardır. 

"Gazetecilik refleksi ile hareket ettim"

Özetle ben Türkiye'nin konuştuğu bir isme söz hakkı verdim. Suçlamalarla ilgim yoktur. Bir kez daha ifade etmeliyim ki söz konusu telefon görüşmesini ben kaydetmedim. Ben paylaşıp yayınlamadım ve hiç bir yere de yaymadım. Son olarak ifade etmeliyim ki söz konusu bilirkişiyi etkileme saiki ile hareket ettiğim ileri sürülmekte ise de bilirkişi raporu hazırlanmış olduğu soruşturma dosyalarında bu görevini tamamlamış, kanaatini raporlaştırmış olan bir kişiyi etkilemek suçunu işleme kabiliyetimin de olamayacığını ifade etmem gerekmektetir. 

Zira benim soruşturma dosyalarına raporlarını sunmuş olan bir kişiye yönelik suç işlemem artık mümkün değildir, işlenemez bir suç durumu söz konusudur. Son olarak ben gazeteciyim. Sadece gazetecilik refleksi ile hareket ettim. Yaptığım haberler bir kesimi rahatsız etmiş ya da bunlardan bir rahatsızlık duymuş olunabilir ancak bu durumun gazeteciliğin doğası gereği olduğunu ve gerçek gazeteciliğin halkı aydınlatma ve çağının tanığı olmaktan başka bir düşünceyle hareket etmeyeceğini de belirtmek isterim.  Suç işleme kastım asla söz konusu değildir. Basın mensubuyum sadece gazetecilik yaptım.

Pehlivan'ın yanıtının ardından, "Soruşturma talimatına konu olan 27 Ocak 2025 tarihindeki Halk TV yayınında paylaşımı yapılan ses kaydının tarafınızca alınmadığını yukarıda beyan ettiniz. Bu ses kaydı kim tarafından alınmıştır" sorusu yöneltildi. Pehlivan, şöyle konuştu:

"Ben bütün gazetecilik hayatımca çok sayıda ifade verdim. Bu tarz soruların sonucunda kamuoyunda insanların itibar suikastine uğradığını gördüm. Bu nedenle bu sorunuza verebileceğim yanıt şudur. Her ne kadar bu telefon görüşmesini ben kaydetmesem de ben paylaşmasam da, ben yayınlamasam da, bunda dahli olan kanal yönetiminin tek amacının gazetecilik olduğunu söyleyebilirim."

Pehlivan, "Paylaşımı yapılan ses kaydının bahse konu programa kim ya da kimler tarafından canlı yayında yayınlanmak üzere gönderildiği hakkında ifadenizi veriniz" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

Ben Barış Pehlivan olarak ve diğer meslektaşım Seda Selek de kanalın yayın çizgisi, yayın politikası ve neyin yayınlanacağı konusunda söz sahibi ve sorumluluk sahibi değiliz.

"Bahse konu programda paylaşımı yapılan ses kaydına dair yukarıda sorulan sorulara cevabınızı verdiniz. Başkaca ifadenize eklemek istediğiniz bir husus var mıdır. Var ise nelerdir?" sorusunu, gazeteci Pehlivan, "Özetle bu kaydın kaydedilmesi ve paylaşılmasında dahlim yoktur. Ben sadece röportaj yaptım. Üzerime atılı olan suçlamayı kabul etmiyorum. Serbest bırakılmamı talep ediyorum" diye yanıtladı.

Seda Selek ifadesinde neler söyledi?

Bilirkişi soruşturmasında gözaltına alınan gazeteci Seda Selek, ifadesinde suçlamaları reddederek, "Söz konusu ses kaydının alınması, yayına ulaştırılması ve yayınlanma kararında hiç bir dahlim yoktur. Serbest bırakılmayı talep ediyorum" dedi.

Gazeteci Seda Selek, emniyetteki ifadesinde 23 yıldır gazetecilik yaptığını, 4 yıldır Halk TV'de çalıştığını belirtti. Seda Selek'e, soruşturma talimatına konu olan 27 Ocak 2025 tarihindeki Halk TV yayınında paylaşımı yapılan ses kaydının bahse konu programa kim ya da kimler tarafından canlı yayında yayınlanmak üzere gönderildiği soruldu. Selek, şu yanıtı verdi:

Ben canlı yayında olduğum anda rejiden bana sıcak bir gelişme olduğu yönünde kulağıma bir bilgi geldi, bunun dışında daha öncesinde bir bilgim yoktur. Zaten tanzim edilen çözümleme tutanağında 'evet bir ses kaydı olduğunu söylüyorlar, Barış Pehlivan paylaştı herhalde ben de bilmiyorum' şeklindeki ifademden de yayında dinlenen ses kaydı konusunda haberdar olmadığım anlaşılabilecektir. Ben hafta içi her gün 11.00-13.00 saatleri arasında rutin yayın yapmaktayım. Söz konusu ses kaydının moderatörü olduğum program sırasında yayınlanması tamamıyla İBB Başkanı'nın basın açıklamasından hemen sonra bizim yayına girmemizden kaynaklı tesadüfi bir durumdur. Bu da yine söz konusu ses kaydı konusunda herhangi bir bilgimin olmadığının da bir başka göstergesidir. Ayrıca söz konusu ses kaydının haberleştirilmesi benim şahsen karar verebileceğim bir konuda olmayıp bu konuda ki inisiyatif kanal yönetimine aittir.

"Bahse konu programda paylaşımı yapılan ses kaydına dair yukarıda sorulan sorulara cevabınızı verdiniz. Başkaca ifadenize eklemek istediğiniz bir husus var mıdır. Var ise nelerdir" sorusunu gazeteci Selek, "Üzerime atılı olan suçlamayı ben kesinlikle işlemedim. Söz konusu ses kaydının alınması, yayına ulaştırılması ve yayınlanma kararında hiç bir dahlim yoktur. Serbest bırakılmayı talep ediyorum" diye yanıtladı. 

Selek: İşimizi yaptığımız için suçlandık, suçlanıyoruz

Halk TV programcısı Seda Selek, İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği tarafından “yurt dışı çıkış yasağı” ve “haftada 1 gün imza atmak” şartıyla adli kontrolle serbest bırakıldı. Adliye önünde sevincini sevdikleri ve meslektaşlarıyla kucaklaşarak paylaşan Seda Selek, şöyle konuştu:

"Tanıyan, tanımayan dostlara, izleyicilere ve tüm meslektaşlarıma çok teşekkür ediyorum. İnanın içeride onu hissediyorsunuz iliklerinize kadar. Haberleri geliyor, mesajları geliyor, destek mesajları. Öncelikle teşekkür ediyorum herkese. Zor bir 24 saat oldu. Ama şöyle biraz da açıkçası buruk bir haldeyim. Aklım, gönlüm burada içeride. Gazeteci arkadaşlarımızla ilgili süreç devam ediyor. Onlarla ilgili de süreci takip ediyoruz. Nasıl bir karar çıkacak? Onu bekliyoruz. Yaptığımız iş gazetecilikti, habercilikti. Bunun altını kalın kalın çizmek gerekiyor.

Sormak, sorgulamak bir yanlış varsa, bir adaletsizlik varsa orada olmak ve onun üzerine gitmek bizim işimiz. Ve biz sadece işimizi yaptığımız için suçlandık, suçlanıyoruz. Burada şunu da söylemem gerekiyor. Bu son 24 saatte yaşadıklarımdan, kendi özelimde, kendi yaşadıklarımı açıkçası konuşmak, ön plana koymak istemiyorum. Bu ülkede işini yaptığı için, gazetecilik yaptığı için suçlanan, aylarca cezaevinde kalan arkadaşlarım varken bu ülkede hak arayışı, adalet arayışı diye sokakta olan, adalet talep eden ve bunun için haksız yere içeride aylardır, yıllardır yatan birçok insan varken, bu kadar ağır bedel ödenmişken ben bu son 24 saati yine söylüyorum, kendi özelimde, kendimle ilgili kısmını konu etmek istemiyorum. Ama hep beraber artık çok çok daha güçlü bir şekilde, hep birlikte, gazetecilik suç değildir. Eleştirmek, soru sormak, sorgulamak özgür basın talep etmek hepimizin, tüm vatandaşların, tüm Türkiye'nin ortak talebidir. Ve bu ortak talepte bir araya gelmek ve daha güçlü ses çıkarmak dileğiyle. Herkese bir kez daha teşekkür ediyorum"

Gazeteciler adliyeye sevk edildi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker, Ankara Adliyesi'ne getirildi. Ankara'da, Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde akşam saatlerinde gözaltına alınan Asker, ifadesi alınmak üzere Ankara İl Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Asker'in burada 5 saat sonra ilk ifadesi alındı. Geceyi Ankara İl Emniyet Müdürlüğü'nde geçiren Asker, sabah saatlerinde savcılık ifadesi için saat 09.45 sıralarında Ankara Adliyesi'ne getirildi. Asker, Ankara Adliyesi'nde SEGBİS ile ifadesini verdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca "bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs" ve "kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması" suçlarından haklarında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan gazeteci Barış Pehlivan ile Halk TV sunucusu Seda Selek adliyeye sevk edildi.

Pehlivan ile Selek, sağlık kontrolünün ardından Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi.

Soruşturma kapsamında Ankara'da gözaltına alınan Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker'in ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla ifade vereceği öğrenildi.

Selek ve Pehlivan'ın avukatı Hüseyin Ersöz, İstanbul Adliyesi önündeki Çağlayan Meydanı'nda basın mensuplarına yaptığı açıklamada, müvekkillerinin gazetecilik faaliyeti nedeniyle gözaltına alınmasının ifade hürriyeti ve basın özgürlüğü açısından sıkıntılı bir durum oluşturduğunu iddia etti.

Müvekkillerinin yayına girmeden önce gözaltına alınmalarının özgürlük haklarının ihlali ve orantılı olmayan müdahale olduğunu öne süren Ersöz, iki kişinin savcılıkta serbest bırakılmalarına yönelik taleplerini yineleyeceklerini kaydetti.

Halk TV'de iki gazeteci daha Emniyet'e götürüldü

Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş ve Halk TV Program Koordinatörü Kürşad Oğuz, ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü. Halk TV'den yapılan açıklamada Barış Pehlivan'ın bilirkişiyle yaptığı görüşmeyi Kürşad Oğuz'un kayda aldığı, Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın yayınlanmasına karar verdiği belirtilmişti.

Selek ve Asker'e adli kontrol talebi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hakkında iddialarda bulunduğu bilirkişiyle yapılan telefon görüşmesine ait ses kaydının Halk TV'de yayınlanması gerekçesiyle gözaltına alınan gazeteciler Seda Selek ile Serhan Asker, adli kontrol hükümlerinin uygulanması talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Öte yandan gazetecilerin avukatı Hüseyin Ersöz; gazeteci Seda Selek'in “imza atmak” ve “yurtdışı çıkış yasağı” uygulanmak suretiyle serbest bırakılması talebiyle İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildiğini açıkladı. Ersöz, "Hakimlik önünde savunma yapmak üzere bekliyoruz. Gazeteci Barış Pehlivan’ın durumu ise gözaltına alınan gazeteciler Suat Tektaş ve Kürşat Oğuz’un Savcılık İfadeleri sonrasında belli olacak. Bu süreç neticeleninceye kadar Barış Pehlivan -7. kattaki nezarethanede tutulacak" dedi.

İki gazeteci serbest bırakıldı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca "bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs" ve "kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması" iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında Ankara'da gözaltına alınan Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker’in ifadesi Ankara Adliyesi’nde SEGBİS üzerinden alındı. Seda Selek ise 5. Sulh Ceza Hakimliği karşısına çıktı. 

İstanbul’da aynı suçlamayla gözaltına alınan ve sorguları tamamlanan gazeteciler Barış Pehlivan ve Seda Selek’in de ifadelerinin ardından Savcılık Seda Selek ve Serhan Asker’in mevcut delil durumuna göre adli kontrol talebiyle Sulh ceza hakimliğine sevklerine karar verdi.

İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından Serhan Asker’in SEGBİS üzerinden ifadesi alındı. Seda Selek’in de ifadesinin tamamlanmasının ardından İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliği Serhan Asker ve Seda Selek'i ''yurt dışı çıkış yasağı ve haftada bir gün imza” adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 

Serbest bırakılan gazeteci Seda Selek'ten ilk açıklama

Gözaltından adli kontrol ve yurtdışı yasağıyla serbest bırakılan Seda Selek, adliye önünde açıklama yaptı. Selek şunları söyledi:

Zor bir 24 saat oldu. Ama şöyle, biraz da açıkçası buruk bir haldeyim. Aklım, gönlüm, burada içeride. Çünkü gazeteci arkadaşlarımızla ilgili süreç devam ediyor. Onlarla ilgili de süreci takip ediyoruz. Nasıl bir karar çıkacak? Bunu bekliyoruz.

Yaptığımız iş gazetecilik, habercilik. bunun altını kalın kalın çizmek gerekiyor. Sormak, sorgulamak, bir yanlış varsa, Bir adaletsizlik varsa orada olmak ve onun üzerine gitmek bizim işimiz. Ve biz sadece işimizi yaptığımız için suçlandık, suçlanıyoruz. Bu arada şunu da söylemem gerekiyor. Bu son 24 saatte yaşadıklarımızdan kendi özelimde, kendi yaşadıklarımızı açıkçası konuşmak, ön plana koymak istemiyorum.

Bu ülkede işini yaptığı için, gazetecilik yaptığı için suçlanan, aylarca cezaevinde kalan arkadaşlarım varken, bu ülkede hak arayışı, adalet arayışı diye sokakta olan, adalet talep eden ve bunun için haksız yere içeride aylardır, yıllardır yatan birçok insan varken, bu kadar ağır bedel ödenmişken, ben bu son 24 saati yine söylüyorum kendi öz elimde, kendimle ilgili kısmını konu etmek istemiyorum. Gazetecilik suç değildir. Eleştirmek, soru sormak, sorgulamak, özgür basın talep etmek, hepimizin tüm vatandaşların, tüm Türkiye'nin ortak talebidir ve bu ortak talepte bir araya gelmek ve daha güçlü ses çıkarmak dileğiyle herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.

 

ANKA, AA

DAHA FAZLA HABER OKU