Adalet Bakanı'ndan İmamoğlu'na: 16 milyon İstanbullunun sorumluluğunu kaldıramayan bir şahıs

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti grup toplantısı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı

Adalet Bakan Yılmaz Tunç, Ekrem İmamoğlu'nun kendisinin muhatabı olamayacağını dile getirdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ekrem İmamoğlu'na yönelik soruşturmalara ilişkin konuşan Bakan Tunç şu ifadeleri kullandı:

Cumhuriyet Savcılığı, yapmış olduğu soruşturmayı devam ettiriyor. Hangi fiilleri nedeniyle soruşturma yapıldığı belli. Bunun buradaki hareketlerinin suç olup olmadığını ortaya çıkartacak olan siz de değilsiniz, ben de değilim. Bunu ortaya çıkaracak olan yargıdır. Bakın arkadaşlar, Ekrem İmamoğlu sürekli polemikten beslenmeye çalışan ve maalesef reyting için yargıya dil uzatmaya çalışan bir kişilik. Bunu kabul etmek mümkün değil. Herkes kendi işine odaklanacak. Yargıya, cumhurbaşkanımıza, bakanlarımıza yönelik böyle yakışıksız üsluplarla, seviyesiz üsluplarla, had bilmez üsluplarla konuşmanın hiçbir kimseye faydası yok. Bu hem devlet adabından nasibini almamaktır hem de millet iradesine saygısızlıktır. Herkes kendi işine odaklanacak. 

16 milyon İstanbullunun sorumluluğunu kaldıramayan bir şahıs var. Burada yapmış olduğu açıklamalarla özellikle şahsımıza yönelik bazı ifadeleri oldu. Özellikle bu polemiklerden sürekli beslenmeye çalışan, cumhurbaşkanımıza ve bizlere yönelik hadsiz sözler kullanan bu şahıs benim muhatabım olamaz. Kendi görevini yapsın ve İstanbullu tarafından verilen sorumlulukları yerine getirmeye çalışsın. Sürekli yargıya ve yargı mensuplarına yönelik söylediği yakışıksız sözler kabul edilebilecek sözler değildir.

"Ülkemizde basın hürdür"

Bakan Tunç, Halk TV'de çalışan gazetecilerin gözaltına alınmasını ilişkin de "Gazetecilik faaliyeti nedeniyle Türkiye'de tutuklu tek bir gazeteci yok" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

Gazetecilik faaliyeti ile kimse tutuklanmaz. Hepiniz gazetecisiniz. Ülkemizde basın hürdür. Düşünce ifade hürriyeti alabildiğince geniştir. Ama gazeteciler de dokunulmaz değildir. Bir suç işlendiğinde savcılık devreye girer. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının başlatmış olduğu bir soruşturma var. Bilirkişi ile yapmış olduğu bir telefon görüşmesinin rızası olmadan yayınladığınızda bunun Türk Ceza Kanunun 132'nci ve 133'üncü maddeleri gereği haberleşmenin gizliliğinin ihlalidir. Bir kişi ile görüşme yaptığınızda o görüşmeyi karşı tarafın rızası olmadan yayınlarsanız Türk Ceza Kanunun 132 ve 133'üncü maddeleri ihlal edersiniz ve bu iddia nedeniyle başlatılan bir soruşturma. Yine aynı şekilde 277'nci madde 'Bilirkişiyi etkileme' suçu kapsamında aynı dosya kapsamında başlatılan bir soruşturmadır. Dolayısı ile burada gazetecilik faaliyeti nedeniyle yapılan bir soruşturma söz konusu değildir. Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı bir soruşturma bunu hep beraber bekleyeceğiz. Burada sizler de gazetecisiniz. Bir kişiyle telefon görüşmesini onun rızası dışında ifşa edebilir misiniz? Sizlerde gazetecilik fakültelerinde okudunuz. Gazetecilik sorumluluğu var. Basın meslek ilkeleri var. Karşı tarafın rızası olmadan bunu yayınlamanız mümkün mü? Yayımlanmışsa bunun suç olarak görüldüğü yer de Türk Ceza Kanunudur. Tabii bunun suç olup olmadığını, bu iddiayı değerlendirecek olan bizler değiliz. Adalet Bakanı olarak ben değilim. Yargı bağımsız ve tarafsız bir şekilde bunu değerlendirecektir. Bu hareketin bu fiilin suç olup olmadığına yargı karar verecektir.

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU