Kuzey-Doğu Suriye’de yaşamlarını yitiren Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ı anarak başlayan Bakırhan, son beş yılda bölgede 13 gazetecinin öldürüldüğünü ve 7'sinin yaralandığını söyledi. Türkiye'nin SİHA'ları ile katledildiği iddiasıyla gazetecilere ve barolara açılan soruşturmaları eleştiren Bakırhan, "Gazetecilik suç değildir" diyerek, bu mesleğin baskı ve zulümle susturulamayacağını ifade etti. Bakırhan, gerçekleri daha yüksek perdeden ifade etme çağrısı yaptı ve hakikate karşı vicdani bir duruş sergilenmesi gerektiğini vurguladı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Halep'te çaldığınız mehre marşı durduysa, tefekkür edin"
Konuşmasında Suriye'de yeni bir döneme girildiğine işaret eden Bakırhan; "Rejim değişikliğinden sonra küresel ve bölgesel güçlerin spot ışıkları Irak'a çevrilmiş durumda. Belli ki artık önümüzdeki Irak'a müdahale olacak" dedi. Baas rejiminin çöküşünün sadece Suriye için değil, tüm bölge için bir dönüm noktası olduğunu belirten Bakırhan, "Afrika Boynuzu'ndan Lübnan'a, Irak'a ve Afganistan'a kadar jeopolitik manzarayı yeniden şekillendirecek bir süreçle karşı karşıyayız...Suriye'de barışın yolu Şam'dan, Kobani'den, Halep'ten, Lazkiye'den ve Süveyda'dan geçiyor" ifadelerini kullandı.
Bakırhan sözlerini şöyle sürdürdü:
Suriye savaşı bize bir kez daha gösterdi ki, demokrasisi olmayan, toplumsal barışı olmayan ve emekçinin hakkını hukukunu almadığı ülkelerin yaşama şansı yoktur. Kürt düşmanlığında yeni bir zemin yaratmak için Halep'te çaldığınız mehter marşı bittiyse, iktidarı Ortadoğu'daki gerçekler üzerine tefekkür etmeye çağırıyoruz. Çözümün adresi dışardan müdahale değil Suriye'nin kendi halkıdır. Suriye Suriyelilerindir. Bir Arap atasözü var. Diyor ki sevinciniz bittiyse hemen ardından tefekkür etme zamanıdır. İçeriyi konsolide etmek için bu ekonomik krizi örtmek için Kürt düşmanlığında yeni bir zemin yaratmak için Halep'te çaldığınız mehter marşı durduysa iktidarı Ortadoğu'da gerçekler üzerine tefekkür etmeye çağırıyoruz.
Sayın Kalın ve Fidan, Kobani'ye de ortaklık zeminini güçlendirmek için gitsenize. Niye orayla diplomatik ilişki geliştirmiyorsunuz? Oraya gazeteleri katletmek için İHA gönderiyorsunuz.Suruç'un öte yanında Kobani var, Nusaybin'in öte yanında Kamışlo var. 10 dakikada geçebilirsiniz, oradaki yönetimle de konuşabilirsiniz. BM'ye üye yaklaşık 205 ülke var, bu 205 ülkenin dışında Türkiye'nin dışında Kürtlerin haklarına karşı çıkmıyor. 204 ülke o yiğit kadınlara sempatiyle bakıyor, sadece bizimkiler terörist diyor, teröristan diyor. Tablo bu kadar netken, kimse bize terör parantezi açmasın. Fizikte bir kural vardır, hacim genişledikçe merkezden uzaklaşılır. Son yüzyılda birçok tarihsel örnekte mevcuttur, kendi gerçekliğini, kendi sorunlarını bırakıp başka yerlerde sorun yaratırsanız bumerang gibi gelir sizi bulur. Bu yayılmacı barış, hem iç barışı zedeler hem de ekonomiyi çökertir. Elinde çekpas sapıyla ekranlarda çizgi çizen, halkları düşman ilan eden tüm kirli zihniyetleri kınıyorum. 2025 yılı halkların yılı olsun diyoruz. Toplumun en büyük arzusu barıştır. DEM Partisi olarak 2025'i barışın yılı yapmak için çalışacağız.
"Oraya attığınız her bomba..."
Bakırhan, Türkiye'nin Suriye politikası hakkında çarpıcı eleştirilerde bulundu. "Türkiye bir yandan 'bu yüzölçümü ile yetinmemeliyiz' diyor, diğer yandan Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılıyız diyor," diyerek, Türkiye'nin bu çelişkili tutumunu eleştirdi. Ayrıca, Türkiye'nin SMO gibi güçleri ve paralı askerleri kullandığını iddia ederek Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ne saldırılar düzenlediğini ve bölgenin istikrarını bozduğunu iddia etti. Özerk yönetimin müzakere çağrılarına sert yanıtlar verildiğini ifade eden Bakırhan, "Özerk yönetim defalarca müzakere elini uzatmasına rağmen bu ele SİHA'larla, tanklarla yanıt veriliyor," şeklinde konuştu. Türkiye'nin, tarihi bağlardan bahsederken, Suriye'deki Kürtlerle olan gönül bağını neden göz ardı ettiğini sorguladı ve "Oraya attığınız her bombanın Türkiye'de Kürtlerin yüreğinde infilak ettiğini görmüyor musunuz?" dedi.
Bakırhan, MİT Başkanı'nın Şam'a yaptığı ziyaretle ilgili, "Eğer MİT başkanı araçla 5 saat yolculuk yapıp Şam’a gidebiliyorsa, iktidar temsilcilerinin iddia ettiği gibi bir güvenlik sorunu yoktur," dedi ve Türkiye'nin Suriye politikasındaki çelişkilere dikkat çekti. Suruç ve Nusaybin örneklerini vererek, sınırdaki yakın mesafelere işaret eden Bakırhan, Kürtlerin sesinin sınırlar ötesinden duyulabileceğini belirtti:
Suruç'un ötesi Kobani, Nusaybin’in ötesi Kamışlo. Sınırın bu tarafından seslenseniz diğer taraf çok rahatlıkla duyar.
Kürtlerin uluslararası alandaki konumuna da değinen Bakırhan, "Lütfen herkes şunu iyi bilsin. Bugün Birleşmiş Milletler’e üye yaklaşık 205 ülke var. Türkiye dışında tek bir ülke Suriye'deki Kürtlere karşı değil," diyerek Türkiye'nin izolasyonuna vurgu yaptı. Kürt halkının haklarına karşı savaş açan tek ülke olarak Türkiye'nin durumunu eleştirdi ve "Tüm dünyada bir tek Türkiye, Kürt halkının haklarına karşı savaş ilan ediyor, tehditler savuruyor," şeklinde konuştu. Bakırhan, kimse için "terör parantezi" açmaması gerektiğini, "Kürt düşmanı değilim" denmemesi gerektiğini belirtti, çünkü bu durumun artık inandırıcı olmadığını savundu.
Independent Türkçe