Şam, Tahran ve yeni savaş

"Şam'ın Tahran'a borcu yok, aksine karşılıklı çıkarları var. Şam ağır bedeller ödedi ve bunlara katlandı ve uzlaşmanın, anlaşmazlıkların sona ermesinin, zararlı ittifaklardan uzaklaşmanın zamanı geldi"

Fotoğraf: AA (Arşiv)

Tarihsel olarak Şam, Bağdat'ı dengeliyor. Bu rolü Irak cumhurbaşkanı el-Bekir ve ardından Saddam'a karşı oynadı, daha sonra Bağdat'ı işgal ettiğinde de ABD'ye karşı oynadı.

Şam, silahlı muhalefetin kuluçka merkezi ve hareket ​noktasıydı. Bu nedenle İran, birinci müttefiki Irak'ın güvenliğini sağlamak için Suriye'yi memnun etmeye gayret etti.

Suriye'deki iç savaş sırasında (2011-2018) askeri ve ekonomik olarak Şam'ın yanında duran yegâne ülkeler İran ve Rusya idi.

Bu yıl, Suriye'de bulunma amacı 6 yıl önce ortadan kalkan İran'ın varlığının sona erdirilmesi gerektiği konuşuluyordu.

Ancak geçen cuma günü İdlib'ten sonra Halep ve şimdi de Hama düştü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Silahlı grupların birbirini izleyen ve şaşırtıcı zaferleri, kartları karıştırdı.

Suriye savaşı, Gazze ve Lübnan savaşlarının yansımalarından biri olduğundan zamanlamayı göz ardı edemeyiz.

Saldırı, Şam'ın müttefikleri İran ve Hizbullah'ın kaybettiği Lübnan'daki ateşkes anlaşmasından iki gün sonra başladı.

Buna önlem olarak Tahran, Şam'a askeri yardım sağlamayı teklif etti.

Geçmişteki savaşın aksine neredeyse Arap hükümetlerinin çoğu siyasi olarak Şam'ın yanında dururken, Moskova ve Pekin de kendisi ile dayanışma içinde olduklarını ilan ettiler.

Ankara ve Washington ise suçu Suriye hükümetine yüklediler ve çözülmemiş sorunların çözümü için müzakere talep ettiler.

Saldırının zamanlaması zor bir döneme denk geldi; Suriye, Hizbullah ve Hamas'ın İsrail'e karşı savaşlarında “tarafsız" askeri pozisyonunu korumuştu.

Şam, bölgesel ve uluslararası ilişkilerini reforme etmeye ve İran'ın müttefiki sınıflandırmasından kurtulmaya çalıştığı diplomatik turlarda bulunmuştu.

Memnuniyetsizliklerini dile getiren İranlılar ile arasında anlaşmazlık işaretleri görülmeye başlamıştı.

Hatta İran basını, "İç savaş sırasında rejimi savunmamızın bedeli olarak bize 40 milyar dolar tazminat ödenmeden Suriye'den ayrılmayacağız" yorumunu yapmıştı.

Elbette kimse bu astronomik bedeli ödemek için elini cebine atmayacaktı.
 


İran'ın Suriye'deki fedakarlığının büyük olduğunu itiraf etmeliyiz.

Devrim Muhafızları'nın üst düzey liderlerini burada kaybetti ve Lübnan'dan, Afganistan'dan, Pakistan'dan, Irak'tan ve başka yerlerden on binlerce milis kuvvetini getirip finanse etti.

Peki, şimdi savaşın geri dönmesiyle birlikte İranlılar Şam rejimini savunmak için savaşmaya geri dönecekler mi?

İran'ın desteğinin, Suriyelilerin parasını ödemek zorunda olduğu bir halıyı satmaya benzemediğini anlamalıyız.

Destek öncelikle İran'ın stratejik bir amacıydı ve bir hayırseverlik eylemi değildi. Suriye'de savaşırken varlığını ve bölgesel müttefikini savunuyordu.

Suriye'deki nüfuzunun önemi, eski ABD başkanı Obama'yı İran ile masaya oturmaya sevk etmişti.

Bunun sonucunda biri Şah'ın eski mevduatlarından olan ve 120 milyar doları bulan mali haklar ve tazminatlar elde etmişti.

Dahası Suriye'deki zaferi onu daha önemli bir oyuncu haline getirdi.

Bu konudaki ikinci gözlemim, Suriye'nin, yine bir İran projesi olan Irak'taki Amerikan işgaline karşı yürüttüğü faaliyetin bedelini 2011 ayaklanmasında ödediğidir.

Suriye hâlâ Tahran ile ittifakının bedelini "Sezar Yasası" gibi yaptırımlarla ödüyor.

Şam'ın Tahran'a borcu yok, aksine karşılıklı çıkarları var.

Şam ağır bedeller ödedi ve bunlara katlandı ve uzlaşmanın, anlaşmazlıkların sona ermesinin, zararlı ittifaklardan uzaklaşmanın zamanı geldi.

Silahlı grupların yeniden hayata ve savaşa dönmesiyle ortaya çıkan bu çarpıcı kriz, bir uzlaşma ve çözülmemiş sorunları çözme çığlığıdır.

Milyonlarca mülteci, sürgün muhalif gruplar ve büyük komşu Türkiye'nin talepleri silahlı muhalefeti kendisine karşı çevirdi.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU