Roma Katolik Kilisesi'nin her 25 yılda bir kutladığı "Jübile Yılı" münasebetiyle yayımladığı "Umut Asla Hayal Kırıklığına Uğratmaz: Daha İyi Bir Dünya Yolunda Hacılar" başlıklı yeni kitabında Papa Francis, Gazze'de yaşananları değerlendirerek, soykırım olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirtti ve insan onuruna saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Bu sözler, dünyanın en büyük ruhani liderlerinden birinin, sürmekte olan katliamları durdurmak konusunda kendisine hiçbir yaptırım ya da caydırıcılığın uygulanmadığı İsrail işgal makamlarına yönelik etkili bir tokadını mı temsil ediyordu?
İtalyan La Stampa gazetesinin geçen pazar günü Papa Francis'in yeni kitabından yayımladığı alıntılar, Vatikan duvarları arkasında yaşayan fakir için Gazze'de yaşananların ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Kendisi, 1980'lerde ortaya çıkan ve ezilen halkları kurtuluş ve insanlık onurunu korumak için çalışmaya, emperyalist güçler ve küresel sömürgecilik tarafından haklarından mahrum bırakılmalarına karşı koymaya teşvik eden Katolik bir hareket olan "Kurtuluş Teolojisi"nin anavatanı olan Latin Amerika'dan geliyor.
Bu, Papa Francis'in Gazze'deki mağdurlara yönelik sempatisine dair ilk güçlü işaret değildi.
7 Ekim'de, yani trajedinin birinci yıl dönümünde Papa Francis, kendi deyimiyle uluslararası toplumun Ortadoğu'daki savaşı sona erdirmedeki "utanç verici yetersizliğini" eleştirdi ve şöyle ekledi:
En çok ihtiyaç duyulan ve en çok arzu edilen şeye, yani diyalog ve barışa çok az insanın önem verdiği görülüyor.
Papa, "Şiddetin hiçbir zaman barış getirmediğini, tarihin felaketlerinin de bunu kanıtladığını" vurguladı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bundan yaklaşık 1 hafta önce, 29 Eylül’de ise Papa Francis Gazzeliler için "hüzünlü bir şarkıcının ağıtı"na benzeyen bir açıklama yaptı.
Açıklama şöyle başlıyordu:
Ben sizinleyim ey Gazze halkı. Uzun süredir acı çeken ve büyük sıkıntılara maruz kalan sizler, kalbim sizinle ve sizin için her gün dua ediyorum.
Şöyle devam ediyordu:
Evlerini, eğitimlerini, işlerini terk etmek zorunda kalan, bombardımanlardan sığınacak yer aramak zorunda kalan sizlerleyim. Gökyüzünden ateş yağacağı korkusuyla yukarı bakmaya korkan sizlerleyim.
Yeni kitapta Gazze halkına ilişkin satırlar İsrail işgal makamlarında ciddi rahatsızlık yarattı mı?
Papalık makamında bulunan kişinin genellikle tarafsız olduğu biliniyor.
Ancak Balıkçı Petrus'ın halefi bazı anlarda sessiz kalamaz, aksine, dünyanın 6 kıtasında yankılanacağının ve dünya çapındaki yaklaşık 1 milyar 400 milyon Katolik’e ulaşacağının farkında olarak sesini hak ve hakikat için yükseltmelidir.
Papa Francis, İsrail'in gıda yardımlarının girişini reddetme konusundaki inadı nedeniyle açlıktan ölen Gazze halkını özel olarak düşünüyor.
İsrail’in bu inadı karşısında sessiz kalmıyor. Bir yandan, yardım kuruluşları, bu çağda Hz. İsa’nın "iki balık ve beş somun" mucizesini taklit etme çabasıyla on binlerce euro yardım sunarken, diğer yandan bazı uzmanlara göre Papa, Gazze'de yaşananların soykırım niteliği taşıdığına, hukuk uzmanları ve uluslararası kuruluşlar tarafından formüle edilen soykırımın teknik tanımını karşılayıp karşılamadığının belirlenmesi için dikkatle araştırılmaları gerektiğine inanıyor.
Bu sahnede ilginç olan husus, kendisi hakkında "toprağı her ulustan insanlar için bir meskene çevirirken, asıl sahiplerini ondan mahrum ediyorlar" şeklindeki sözün geçerli olduğu İsrail içindeki aşırı sağcı seslerden önce, Wall Street Journal ve diğerleri gibi Amerikan basının Papa'yı hedef almasıydı.
Bunu neden mi söylüyoruz?
Bunun nedeni, basitçe birkaç hafta önce Papa Francis'in, Gazze Şeridi'ndeki Hamas Hareketi tarafından tutulan bir grup İsrailli rehineyi Vatikan Devleti’ndeki konutunda kabul etmesidir.
O gün eski rehineler, üzerinde hâlâ rehin tutulan kişilerin isimlerinin yanı sıra "Onları evlerine geri getirin" cümlesinin yazılı olduğu fotoğrafları kendisine gösterdiler.
Papa Francis, onları kutsadığı anlamına gelen bir işaretle elini bu fotoğrafların üzerine koydu.
Görüşmenin ardından İsrail'in Vatikan Büyükelçiliği "X" platformundaki hesabından görüşmeyi "etkili" olarak nitelendiren bir açıklama yayımladı.
Papa Francis'in orada bulunanlara yakınlığını ve geri kalan rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik kararlılığını ifade ettiğini de sözlerine ekledi.
Buradan bir özet çıkarılabilir mi?
Dünya, özelde İsrail diplomasisinin, genelde Batı diplomasisinin, özellikle de konu Filistinlilerin hakları olunca, ki bunlardan ilki bağımsız devlettir, izlediği çifte standarttan bıktı.
Buna karşılık Vatikan, 2017 yılında başkentinde Ebu Mazen tarafından Filistin Devleti elçiliğinin açıldığı ilk ülkelerden biriydi.
Gazze ağıtı, Papa Francis'in Kutsal Topraklarda aşağılanan ve yaralı Filistinliler için onurun hâkim olduğu bir adalete doğru demir alması ve yelken açmasıdır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.