Yeni dünya düzeni: BRICS Zirvesi, semboller, stratejiler ve gelecek...

Mayis Alizade Independent Türkçe için anlatıyor

Fotoğraf: Reuters

Efendim, bölgemizde cereyan eden olaylar çerçevesinde öncelikle 22-24 Ekim tarihlerinde Rusya Federasyonu'na bağlı Tataristan Özel Cumhuriyeti'nin başkenti Kazan'da yapılması planlanan BRICS zirve toplantısına olan ilgi artmış durumda.
 


Putin'in sembolik stratejileri

Vladimir Putin, bu tür toplantıları genelde Müslümanların bölgelerinde, onların cumhuriyetlerinde ve özel bölgelerinde gerçekleştirir. Bunun, Moskova ve Kremlin için, özellikle de Vladimir Putin için sembolik bir anlamı olduğu düşünülebilir.

Çünkü onun iktidarına en büyük desteği, Moskova ve St. Petersburg'un elit Rus kesimi değil, Müslüman bölgeler veriyor. Örneğin, Çeçenistan'da seçim sonuçları genelde %99 çıkar.


BRICS Zirvesi ve temsil

BRICS'te 30'un üzerinde ülkenin 25 ülke devlet başkanı düzeyinde temsil edilmesi bekleniyor.

Devlet başbakanı ve dışişleri bakanı düzeyinde Suudi Arabistan temsil edilecektir. Moskova'nın açıklamalarına, özellikle Vladimir Putin'in basın sözcüsü Dmitry Peskov'un beyanatlarına baktığımızda, burada yeni bir dünya düzeni oluşturulmak istendiği görülüyor.


Yeni dünya düzeni anlayışı

Zirve sırası Rusya'ya gelmişken, bu yeni dünya düzeni anlayışı daha önce de ifade ettiğimiz gibi, demokrasiyle iktidarın el değiştirdiği ülkeleri dışarıda bırakmak üzerine şekilleniyor.

Seçim yapılmayan, demokrasi olmayan, milli gelir konusunun tartışılmadığı, mahkemelerin ve basının susturulduğu bir ortamda, çift kutuplu bir dünya hedefleniyor.


Güney Afrika ve Brezilya örnekleri

Ancak ilginç olan, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin BRICS'e üye ülkelerden biri olmasıdır.

1994 yılında gerçekleştirilen seçimle, siyahların ülkeyi yönetmesi sağlanmıştır ve insan hakları ihlalleri yaşanmamıştır. Brezilya'da Lula, dört kez aday olmuş ve reformlarıyla iktidara gelmiştir.

Eski Sovyet coğrafyasında, Putin'in hedeflediği ideallerin bu tür örneklerle örtüşmediği aşikardır.


Türkiye'nin zirveye katılması

Hindistan'a baktığımızda ise 650 milyon seçmenin bulunduğunu ve seçimlerin bir ay sürdüğünü görüyoruz.

Demokrasi sayesinde iktidarlar el değiştiriyor. Türkiye'nin bu zirveye katılması bekleniyor.

Sayın Cumhurbaşkanı'nın katılacağı yazıldı. Rus yazarlar ve Sovyet dönemi gazetecileri, Türkiye'deki durumları Aydınlık Gazetesi üzerinden değerlendirmekte ve hükümetin büyük bir baskı kurduğunu iddia etmektedir.


Şanghay İşbirliği Örgütü tartışmaları

2009 yılında, dönemin Rusya Başbakanı Vladimir Putin Samsun'a geldiğinde, Türkiye'nin Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye olmasını isteyen program yapımcılarıyla bir tartışma yaşanmıştı.

Üye ülkelerin, örneğin Özbekistan'ın gayri safi milli hasılasını ve kişi başına düşen milli geliri sorguladım.

Bir ülke kendi refahını artırmak için daha ciddi ittifaklara yönelirken, neden belirsiz bir ülkeye katılmayı düşünsün?

Türkiye'nin BRICS'e katılması, Sayın Cumhurbaşkanı ve Rusya Cumhurbaşkanı arasında farklı konuların konuşulmasına neden olacaktır.


Birleşmiş Milletler ve Türkiye'nin pozisyonu

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri de zirveye katılacak. Türkiye'nin, "Dünya 5'ten büyüktür" anlayışıyla BRICS'e katılmasının anlamı sorgulanabilir.

Katılan ülkeler bile bu yeni dünya düzeninin ne olduğundan emin değil. Yeni dünya düzeni, geçmişte yaşanan soğuk savaşın ideolojik iki kampının savaşıydı.


Türkiye'nin hedefleri ve NATO üyeliği

22-24 Ekim'deki zirveye dair şahsi beklentim yok. Türkiye, 1950'de çok partili sistemi benimsemiş ve iktidarlar demokratik seçimlerle el değiştirmiştir.

Türkiye'nin hedefleri, 1952 yılında NATO'ya üye olması ve Avrupa Birliği üyeliği uğruna mücadele etmektir.

Haksızlıklar elbette var, ancak Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin kurucu üyesi olması ve BRICS'e katılma kararı önemli bir mesele.


Gürcistan ve Azerbaycan üzerine değerlendirmeler

Gürcistan ise 1918'de demokratik cumhuriyet ilan etmiş, fakat Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte mafyaların iktidara gelmesiyle demokrasi konusundaki ilerlemeleri geri adım atmıştır.

Gürcistan'ın iktidarını perde arkasında yöneten Zina İvanışvili, ülkeyi Rusya'ya yaklaştırma çabasında. Batı ise Gürcistan ile ilişkilerini koruma çabasında.

Azerbaycan'da ise 11-22 Kasım tarihleri arasında BM İklim Zirvesi'ne hazırlıklar sürüyor. İçerideki gazetecilere yönelik baskılar artarken, bu durum oldukça ironik bir hal almış durumda. 320'nin üzerinde siyasi tutuklu olduğu bildiriliyor.


Kafkasya'nın geleceği

Sonuç olarak, Kafkasya'nın geleceği açısından 26 Ekim'deki Gürcistan parlamento seçimleri büyük bir önem taşımakta. BRICS zirvesinden sonra Kafkasya'nın durumu dikkatle izlenecek.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU