Hatimoğulları, Narin'in mezarının başında konuştu: Bu cinayet tıpkı Susurluk gibi mafya ve siyasetin nasıl iç içe geçtiğini deşifre etti

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Diyarbakır’ın Tavşantepe Köyünde katledilen Narin Güran’ın mezarını ziyaret etti

Hatimoğulları, Narin'in mezarına karanfil bıraktı. Okunan duaların ardından açıklama yapan Hatimoğulları, açıklama yaptı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kadını ve çocukların şiddete maruz kalmasını engellemek için oluşturulan 6284 sayısı yasayı tartışmaya açmış bir iktidar olduğunu söyleyen Hatimoğulları, Narin'in mezarının başında şunları söyledi:

Sevgili Narin’den güzel haberi 19 gün boyunca bekledik. Onun yaşadığına dair güzel haberi almak için bütün Türkiye 19 gün bekledi. Ama ne yazık ki 19 gün sonra acı haberle hepimiz yüzleştik. Narin’in ölümü üzerinde devasa bir sır perdesi var. Maalesef Türkiye’de yüzlerce Narin var. Hikayesi bilinmeyen, yaşadığı cinsel istismarı en yakınındakine söyleyemeyen, yaşadığı şiddeti en yakınındakine söyleyemeyen binlerce çocuk var. Binlerce çocuk bu şekilde katlediliyor. Katil erkek egemen sistemin ta kendisidir, bu sistemin ve iktidarın ta kendisidir ve yerellerdeki mikro iktidarcıklardır.

"Çocuklar toplumun geleceğidir"

Konuşmasında kamunun görevini hatırlatan Hatimoğulları sözlerini şöyle sürdürdü:

 İstanbul Sözleşmesi bizleri korumak içindi. 6284 çocukları ve kadınları korumak içindir. İşte bunları tartışmaya açtılar. Çocuk cinayetleri de Narin’in katledilmesi de kadın cinayetleri de politiktir. Çocuklar bu toplumun geleceğidir. Çocukların mutlu bir şekilde eğitim görebilecekler ve oyun oynayabilecekleri ortamın sağlanması başta büyüklerin, toplumun ve kamunun görevidir. Çocukları korumak kamunun görevidir. Çocukları koruyacak yasalarda ısrarcı olmak kamunun görevidir. Çocukların yaşayabileceği, istismara uğramayacağı bir toplum düzeni kurmak kamunun görevidir. Biz büyüklerin de görevidir böyle bir toplum yaratmak. Bunu yaratamadığımız için Narinlere sahip çıkamamış olduk. 

Narin’in ölümünü diğer ölümlerden ayıran çok önemli bir özellik olduğunu dile getiren Tülay Hatimoğulları şu ifadeleri kullandı:

Bu olayın Tavşantepe’de olması, Tavşantepe’nin adeta sır olan bir olayın ev sahipliğini yapması. Yine bu köyde bugüne kadar devletin uygulamış olduğu politikalar cinayetin başka bir yüzü olduğunu da göstermektedir. Çocuklar toplumun geleceğidir, evet ama aynı zamanda çocuklar çocuk olarak da toplumun öznesidir, parçasıdır. Onlara yapılan müdahaleleri, hele Tavşantepe’de doğmuşsanız işte kaderleri Narin gibi... Ancak biz bu kaderi değiştirebiliriz. Bizlere Narin’in ölümünü siyasi olarak ifade etmeyin diyorlar. Külliyen yanlıştır bu yaklaşım. Bizler başından beri soruşturma sürecini etkilememek için gözlemlerimizi kamuoyuyla paylaşmadık. 19 gün geçtikten sonra Narin’in nasıl ve kimler tarafından öldürüldüğü neden gizleniyor? Tavşantepe’de neleri gizlemektedirler? Bunları koruyan anlayış, bunları koruyan kolluğun içindeki örgütlenmeler, derin devletin içindeki örgütlenmeler bu soruları sormamızdan rahatsız. Bunun farkındayız. Ama biz bu soruları sormaya devam edeceğiz. En profesyonel mafyanın işlediği cinayeti bile açığa çıkarabilecek alt yapıya sahip olan kolluk, bütün birikimini ve kriminal bilgisini Narin’in cinayetinin, nasıl katledildiğinin, niye katledildiğinin açığa çıkmasını engellemek için kullanmıştır. 

Bu cinayet tıpkı Susurluk gibi devlet mafya ve siyasetin nasıl iç içe geçtiğini deşifre etmiştir. O kirli organizasyonu nasıl Susurluk ortaya çıkardıysa, Narin’in katledilmesi de paramiliter güçlerin ve devletin buradaki politikasını deşifre etmiştir. Burada korunan ne Narin’dir ne tek başına amcası ve yengesidir. Akrabalar arası -adına ne derseniz deyin- yaşanan bir olay olmuş olsaydı, tek başına bu konu çoktan açığa kavuşurdu. 

"Çocuklar konuşsun, bağırsın"

Galip Ensarioğlu'nun açıklamalarını da hatırlatan Hatimoğulları şu vurguları yaptı:

Bir siyasi partinin milletvekili nasıl çıkıp, “Biliyoruz olayları ama aile arasıdır, konuşmayız,” diyebilir? Aileden kastettiği Güran ailesi mi devletin kendisi midir? Bunu açıklasın. Bu bir soruşturma konusudur. Bugüne kadar bu iktidar partisi milletvekilinin soruşturmaya tabi tutulmaması da suçtur. Buradan suç duyurusundan bulunuyoruz. Kamuoyuna yaptığı açıklamadan dolayı suç duyurusunda bulunuyoruz. Yetkilileri onunla ilgili işlem başlatmaya davet ediyoruz. 

Narin nasıl katledildi, kim katletti, bu katilleri kim ve neden korumaktadır? Bu sorunun bir diğer başlığı. Küçük Narin katledildikten sonra bütün delilleri yok etmek amacıyla adeta suyun altında adeta mezar yaparak onu gömen anlayış kimdir? Bu teknik bilgileri onlara kim vermiştir, fiili kim gerçekleştirmiştir? Sevgili Narin’in, 8 yaşındaki çocuğun ölümünün ardında bütün toplumu ilgilendiren devasa sorular ve sorunlar kalmıştır. Sevgili Narin’in katilleri açığa çıkarılana kadar, bütün bu sorular yanıtlanana kadar biz bu davanın takipçisi olacağız. Bu davayı bırakmayacağız. Bu dava çocukları yaşatmak için takip edilecek. Bu dava çocukların istismara uğramaması için takip edilecek. Çocuk konuşmaz, çocuk bağırmaz, çocuk şikayet etmez derler ya; hani hep biz ebeveynler böyle telkin ederiz ya çocuklarımıza… Sizlerden ricam lütfen bırakın çocuklar konuşsun, bağırsın. Gördükleri şiddet karşısında susmasın çocuklar. 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU