Erkeklerde kanser oranlarının gelecek birkaç on yılda hızla artmasının beklendiği, yeni bir çalışmada ortaya kondu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hakem denetiminden geçmiş çalışmaya göre, erkeklerde kanser oranlarının 2022'den 2050'ye kadar yüzde 84 oranında artacağı tahmin edilirken, kanser ölümlerinin aynı zaman diliminde yüzde 93,2 oranında artması bekleniyor.
Bulgular pazartesi günü Amerikan Kanser Derneği'nin akademik dergisi CANCER'da yayımlandı.
Çalışmaya göre, cinsiyetler arasındaki bu farklılık kısmen erkeklerin sigara ve alkol gibi risk faktörlerine daha sık maruz kalmasından kaynaklanıyor. Çalışma ayrıca, erkeklerin zararlı kimyasallar, radyasyon ve asbest gibi kansere yol açan işyeri tehlikelerine kadınlardan daha fazla maruz kaldığını gösteriyor.
Çalışmaya göre, 65 yaşında olan, nadir görülen bir kanser türüne sahip olan veya "düşük İnsani Gelişme Endeksi olan" bir ülkede yaşayan erkeklerin ölme olasılığı da daha yüksek.
Araştırmacılar ayrıca, rahim ağzı kanseri gibi kadınları etkileyen kanserler için daha fazla erken teşhis olanağı bulunduğunu belirtti.
Çalışmaya göre, 'Prostat veya testis kanseri gibi erkeklere özgü kanserler için benzer programlar mevcut değil'.
Yazarlar, erkekler arasındaki kanser ölümlerinin azalmasını sağlamak için çeşitli önerilerde bulundu.
Önerileri arasında testis ve prostat kanserleri için erken teşhis programlarının teşvik edilmesi, evrensel sağlık hizmetlerinin uygulanması ve çalışanları işyeri tehlikelerinden korumak için daha güçlü düzenlemelerin yapılması yer alıyor.
Çalışmaya göre bu adımlar "kanser eşitsizliklerini azaltmak ve küresel olarak erkekler arasında kanser eşitliğini sağlamak için çok önemli".
Araştırmacılar, "Bu çabalar nihayetinde kanser yükündeki eşitsizlikleri azaltacak ve dünya genelinde erkekler için kanser önleme ve bakımında eşitlik sağlayacak" diye yazdı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Çağatay Koparal
© The Independent