Son Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde aşırı sağın yükselişi, ekonomik ve siyasi faktörlerin yanı sıra, göç meselesinin de katkıda bulunduğu bir tür kültürel çatışmayı yansıtıyordu.
Kültürel çatışmalar, dünyanın tanık olduğu birçok dönüşümün dolaylı da olsa her zaman önemli bir nedeni oldu.
Bu nedenle UNESCO, 21 Mayıs'ı Diyalog ve Kalkınma için Dünya Kültürel Çeşitlilik Günü olarak belirledi.
UNESCO, dünyadaki mevcut çatışmaların yüzde 89'unun kültürlerarası diyaloğun olmayışından kaynaklandığını tahmin ediyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Kuruluşun verilerine göre kültür ve yaratıcılık sektörü dünya çapında 48 milyondan fazla kişiye iş imkânı sunuyor ve bunların yarısını kadınlar oluşturuyor.
Ancak küresel çatışmalar hâlâ mevcut ve bu ise yaşananların yeni bir olgu olmadığını doğruluyor.
Bu çatışmaların farklı etkenleri ve kaynaklar için rekabetten dini, etnik ve politik anlaşmazlıklara kadar uzanan bir yelpazeden oluşan nedenlerinin ve sonuçlarının çeşitliliğinden ötürü, dünya bunları engellemek için imkanlarını ne kadar seferber ederse etsin, çağlar boyunca yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor.
Bu çatışmalar birçok durumda gördüğümüz gibi gerilimlere ve eşitsizliklere yol açsa da aynı zamanda farklı kültürler arasında öğrenme, gelişme ve anlayış için fırsatlar da sunuyor.
Bu bağlamda, mesafeleri yaklaştırmanın, anlayış ve iş birliği köprüleri kurmanın bir yolu olarak kültürel diyaloğun ve etkili iletişimin önemi ortada.
Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte, bu araçlar halklar arasındaki karşılıklı anlayışı ve yakınlaşmayı geliştirmek için kullanılabilir.
Bu ise, daha uyumlu, bağlantılı ve barışçıl bir dünya yaratılmasına katkıda bulunacaktır.
Mesafeleri yaklaştırmanın, anlayış ve iş birliği köprüleri kurmanın bir yolu olarak kültürel diyaloğun ve etkili iletişimin önemi ortadadır.
Kültürlerarası çatışmaların ekonomik, dini, sosyal ve politik olmak üzere pek çok nedeni bulunuyor.
Sınırlı kaynaklar için rekabetin yoğun olduğu durumlarda ekonomi bunun önemli bir etmeni olabilir.
Farklı inançlar birbiriyle çatıştığında dini etmenler büyür ve bu da dini dayatma veya kendisine karşı çıkma girişimlerine yol açar.
Sosyal etmen ise ayrımcılık, ötekileştirme, gelenek ve göreneklerdeki farklılıklar yoluyla ortaya çıkar.
Siyasi çatışmalar ise bir grup, tahakküm, gözdağı veya zorlayıcı güç yoluyla siyasi kazanımlar elde etmek amacıyla başka bir grup üzerinde kendi kontrolünü dayatmaya çalıştığında belirir.
Farklı kültürel geçmişe sahip grupların çarpışması sonucu çatışmalar ortaya çıkabilir. Bu etkileşim iş birlikçi veya çatışmacı olabilir.
Bir kültürü diğerine empoze etme girişimleri olduğunda veya bir insan grubunun üyeleri kendilerini tehdit altında veya aşağılanmış hissettiklerinde çatışma hızla ortaya çıkar.
Aynı şekilde göç de farklı kültürlerin birbirleriyle temasa geçme olasılığını artırır, bu da çoklu çatışmaların oluşmasını ve büyümesini şiddetlendirir.
Tarihe dönecek olursak Haçlı Seferleri eski dünyanın en kötü çatışmalarından biri sayılabilir.
Kökleri, Doğu İslam kültürü ile Batı Hıristiyan kültürü arasındaki çatışmaya uzanan siyasi bir çatışmaydı.
Modern çağımızda Filistin/İsrail çatışması, siyasi, dini ve kültürel yanları iç içe geçtiği için en karmaşık çatışmalardan biri olarak kabul edilebilir.
Çatışmaların her biri dini ve etnik gerginlikler, süregelen siyasi anlaşmazlıklar gibi kalıcı etkiler bırakmakta ve tüm dünyadaki sosyal ve kültürel ilişkileri etkilemektedir.
İçinde bulunduğumuz yüzyıl, dünyayı benzeri görülmemiş şekilde birbirine bağlayan muazzam teknolojik ilerlemenin bir sonucu olarak, kültürel çatışmalarda artışa tanık oluyor.
İnternetin yaygınlaşması ve kültürler arası iletişimin artması çatışma olasılığını artıran faktörler.
Pek çok bölgede siyasi, dini ve etnik gerilimlerin açıkça görülmesi, içinde bulunduğumuz yüzyılı kültürel çatışmaları körükleyen bir çağa dönüştürüyor.
Günümüzde yapay zekanın hayatın her alanına hâkim olduğu göz önüne alındığında, yapay zekâ, siyasi propagandanın yayılmasını ve aşırı ideolojilerin desteklenmesini de içerdiği için kültürel çatışmaların yoğunluğunda keskin bir artış ve çeşitlenme göreceğiz.
Yapay zeka aynı zamanda karşılıklı anlayışı teşvik ederek kültürleri bir araya getirmenin ve bilgiyi yaymanın bir aracı da olabilir.
Dolayısıyla halkların bu tehlikeden kurtulma gücü, modern teknolojinin çatışmayı körüklemek yerine diyaloğu geliştirmeye katkıda bulunacak şekilde nasıl yönlendirildiğine ve kullanıldığına bağlı olabilir.
İçinde bulunduğumuz yüzyıl, dünyayı benzeri görülmemiş şekilde birbirine bağlayan muazzam teknolojik ilerlemenin bir sonucu olarak kültürel çatışmalarda artışa tanık oluyor.
Herhangi bir kültürel çatışma sonuçta iki şeye bağlıdır; ya farklı kültürler arasında anlayışa ve barış içinde bir arada yaşamaya ya da bir kültürün diğerine hâkim olmasına.
Bundan en çok etkilenenler genellikle en zayıf veya en az temsil edilen kültüre mensup kişilerdir; çünkü bunlar ötekileştirilmeye, kimlik kaybına ve ayrımcılığa maruz kalırlar.
Kültürel çatışmaların devam etmesi nedeniyle toplumlar bir bütün olarak sosyal ve ekonomik düzeyde büyük kayıplara maruz kalmaktadır.
Çağlar boyunca karmaşık ve iç içe geçmiş insanlık tarihi, kültürel çatışmalardan kurtulamadı.
Bu nedenle, bunun etmenlerini ve nedenlerini anlamak, farklı veya savaşan kültürler ve dinler arasında barış içinde bir arada yaşamayı teşvik edecek çözümler bulmaya yardımcı olabilir.
Günümüzde yenilikçi sosyal medya platformlarının çatışma alanları ve bölünme araçları haline gelmesine izin vermek yerine, bu platformları farklı kültürler arasındaki diyaloğu ve anlayışı geliştirmek için kullanma ihtiyacı zaman zaman artıyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Bu makale Independent Türkçe Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.