Filistin sorunu: Diriliş mi, çöküş mü?

Fotoğraf: AFP

Bizim mahallede Mısır adında bir bina var.

Aralarında mülkiyet anlaşmazlığı olan İsrailli aile ile Filistinli ailenin yaşadığı bir diğer binaya komşu.

İsrailli aile daha önce Mısır binasının bir katını işgal etmişti.

Daha sonra Mısır bu katı kurtardı ve o aileyle bu durumu pekiştirecek bir barış anlaşması yaptı.

Şimdi Amerikalıların da desteğini alan İsrailli aile, Filistinli aileyi binadan çıkarıp Mısır'ın daha önce özgürleştirdiği kata göndermek istiyor.

Bu aslında Mısırlılar olarak binamızın yeniden işgal edilmesi ve barış anlaşmasının inşa edildiği temelin çökmesi anlamına geliyor.

Bu nedenle Mısırlılar, aralarındaki barış yanlıları da dahil, bu eylemin -eğer gerçekleşirse- "barışın kazanımlarına" karşı bir darbe ve eski statükoya geri dönüş sayılması yönünde fikir birliğine vardılar.

Buna bir de bir halkın kendi topraklarından sürülmesi suçu ekleniyor.

Mısırlıları ilgilendiren aile içi bir konuşmaya geçmeden önce bu noktanın vurgulanması gerekiyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Satrançta kriz, seçeneklerin daralmasıyla başlamaz, baştan itibaren her hamle bir galibiyete veya mağlubiyete yol açabilir.

Mevcut krizde Trump'ın devreye girmesinin dengeleri bozduğunu biliyorum ama bu artık ABD dış politikası için şaşırtıcı değil.

Bush Irak'a saldırmış, Obama kaosu desteklemişti.

Bu artık oyunun bir parçası haline geldi ve erkenden öngörülmesi gerekiyor.

Krizle başa çıkarken almamız gereken ilk dersimiz budur.

ABD ve diğer aktörlerde artan siyasal ve kültürel değişimleri izlemek ve dinlemek gerekiyor.

Sosyal medya iyi, bilgili, seçkin bir makalenin yerini tutamaz. Büyük takımlar açıkları bulabilmek için maç sonrası analizler yaparlar.

Bunu Filistin-İsrail sorununa uyguladığımızda, asıl açığın zararlı söylemler sunan ve olumsuz davranışlar sergileyen bir tarafa sabır göstermek olduğunu görürüz.

Bu taraf emirlerini İran'dan, direniş ekseninden ve düşman Müslüman Kardeşler'den alıyordu.

Filistinlileri zayıflatan, davalarını çarpıtan bir iç savaş başlattı ve Fetih hareketini Gazze'den kovdu.

Bütün bunlara rağmen onu izole etmedik ve onunla bağımızı koparmadık.

Doğduğu andan itibaren birincil amacının barış ihtimallerini havaya uçurmak olduğunu bilmemize rağmen, barış ve güvenlik dosyalarında ilerleyişte onun onayına bahis oynadık.

Dahası aydınlar ve medya kuruluşları onun argümanlarını benimseyerek kamuoyunu yönlendirdiler.

Bu, İsrail'in de barış görüşmelerinde inatçı davranmadığı ya da Filistin devletinin kurulmasının önüne engel koymadığı anlamına gelmiyor.

Dünya bunu da kınadı. Ancak siyasi sürecin kendi kontrolleri ve sınırlamaları vardır.

Teklif edilenleri her zaman reddedebilirsiniz, ancak elinizdekileri geliştirmekten ve bu sorumluluğa hazır olduğunuzu göstermekten asla vazgeçmemelisiniz.

Teröre başvurmak diğer taraftaki radikalleri güçlendirir. İsrail'de daha önce Rabin, Peres ve Ehud Barak öne çıkmıştı, şimdi bu kamp ortadan kayboldu ve karşı tarafın argümanı daha da güçlendi.

Öne sürdüğü argüman da basit; yanınızda Hamas'ın yönettiği bir devlet mi istiyorsunuz? Tüzüklerini okuyun. Kendi halklarından olan hasımlarına neler yaptıklarına bakın.
 


Bir diğer açık ise barışı, birçok tarafın çıkarlarını onun sürdürülebilirliğine bağlayan ön projelere dönüştürmemektir.

Mısır ile İsrail arasında burada sıralayamayacağımız kadar çok potansiyel ekonomik ve güvenlik çıkarları bulunmaktadır.

Buna Körfez ülkeleriyle yapılan barış planlarını da eklersek liste daha da uzar.

Harita bize bölgesel güçlerin hareketlerini gösteriyor.

Türkiye Libya'da mevcut ve Suriye'de İran nüfuzunu miras almaya çalışıyor.

Güney sınırlarımız istikrarlı değil ve Nahda (Hedasi) Barajı önemli bir tehdit oluşturuyor.

İran'ın milisleri Kızıldeniz'in girişinde ekonomik çıkarlarımıza zarar veriyor.

Aşırı dikkatli olmamızın bizi gelecekteki bölgesel kalkınma projelerinden yavaş yavaş soyutlamaya yol açmasından korkuyorum.

Ama en ağır krizlerin ortasında bile mutlaka faydaların olduğundan eminim.

Bu krizin -eğer iyi sonuçlanırsa- ilk faydası, kamuoyunun bilinen örgütlerin peşinde olduğu asıl hedefi kendi gözleriyle görmüş olmasıdır.

Daha önce Filistin'in, asıl amaçlarına ulaşmak için kullandıkları bir kürdandan ibaret olduğu söylenmişti, şimdi pratikte bunu ispatlamış oldular.

Trump'ın sınır dışı etme planlarında ısrar etmesini, Mısır ile ABD arasında bir çatışmayı körüklemek istiyorlar; çünkü bu, kendilerini bu "pragmatik" planları uygulamaya koyabilecek, "sınır bir topraktır" kitlesine pazarlayabilecek bir iktidar alternatifi olarak sunma fırsatıdır.

Yine kamuoyu, ulusal çıkarları koruyanların slogan ülkeleri veya onlara bağlı örgütleri değil, ılımlı ülkeler olduğunu gördü.

Üçüncü fayda, hepimiz bu çatışmanın, mevcut koşulları ve Hamas'ın bu çatışmadaki konumu göz önüne alındığında, bize ne kadar zarar verebileceğinin farkına vardık.

Bu faydalar bir araya gelerek, tüm taraflar için daha iyi bir yaşamı garantileyen farklı gelecek önerisi için uygun bir ortam yaratıyor.

Bu süreç ise 3 noktaya dayanıyor:

  1. Barış söylemini ve barışın herkes için önemini artıran, kamuoyunun bu çatışmanın karmaşıklığını anlamasına yardımcı olan bir medya.
  2. Hamas'ın resmin dışında bırakılması.
  3. Barışın ekonomik ve stratejik çıkarlara bağlanması.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU