15 Mayıs günü Slovakya Başbakanı Robert Fico, Handlova'da hükümet toplantısından ayrıldıktan sonra şehrin Kültür Evi önünde saldırıya uğradı.
Ateşli silahla gerçekleştirilen bu "hareket", bir "suikast" mı, bir "siyasi eylem" mi yoksa bir "öfke nöbeti sonrası gerçekleşmiş nevrotik bozukluk" mu diye hüküm vermeden önce bu semptomu biraz daha derinlemesine düşünmek gerekir, diye düşünüyorum.
Henüz daha çok geçmeden Independent Türkçe okuyucuları için; "İstihbarat Operasyonlarında Siyasi ve Politik Suikastlar" yazı dizimin üzerine böyle bir olay olması kötü bir tesadüf mü yoksa işlevsel bir örnek mi bilemeyeceğim ancak ben bu olaya "istihbarat bilimi ve disiplini" ile bakacağım.
Önce bu "Kontroverziyal hedef olan Robert Fico" ile ilgili düşünmekte fayda var.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Çok uzun yıllardır Slovak siyasi ve politik dünyasında oldukça önemli bir yere sahip olan Fico, birçok tartışmalı karar ve demeçleriyle sık sık gündeme geliyor.
Rus yanlısı ve Macar Başbakanı Viktor Orban'ın hayranı olduğunu açıkça belirten Fico, ocak ayında Ukrayna'ya yapılan yardımları kesmişti.
Nisan ayında ise Slovak Kamu Yayıncısı RTVS'yi lav edeceğini duyurdu.
Bu iki karar da günlerce protesto edildi. Yolsuzluğa yönelik cezaları hafifletmeye yönelik bazı kararlar aldı ve bu konuda çalışan savcılık dairesini dağıttı.
2018'de üst düzey yolsuzlukları araştıran gazeteci Jan Kuciak'ın öldürülmesindeki sessizliğini koruması üzerine başlayan protestolar sonunda istifa etmek zorunda kaldı.
Tekrar seçildi. Ve seçim propagandalarında "keskin - sert ve nefret dili temelli" ifadeleri sebebiyle birçok kişinin tepkisini çekti.
Batı tipi demokrasi yanlısı olan Slovak toplumu içinde bu "keskin - sert ve nefret dili temelli" ifadeler bir kesim tarafından taktirle karşılanırken diğer kesim tarafından kendisi daha da nefret objesi haline dönüştü.
Gerilimler yükseldi. Kutuplar belirlendi. Çizgiler çizildi. Slovakya'nın en büyük haber portalı Dennik K'nin G.Y.Y. Matus Kostolny'nin dediği gibi; "Ülkemizin demokratik batı geleneklerine bağlı ülkelerden olup olmayacağını Fico olayından sonra daha net göreceğiz" diyerek ülkede gerilimin ne boyutlarda olduğunu gösterdi.
Birçok defa Slovakya'da bulundum. Ve Bratislava Havalimanı'na inmeyi, oranın 50 kilometre batısında çok daha büyük ve daha geniş imkânlara sahip olan Viyana Havalimanı'na inmeyi tercih ederdim.
Bratislava daha huzurlu gelirdi bana. Daha temiz, steril ve kötü kokudan arınmış… Havaalanından çıkar çıkmaz gözlerim ilk "Bryndzove Halusky" tezgâhı arardı.
Bratislava'ya özgü, küçük patatesler, bol tuzlu bir peynir, kavrulmuş soğan ve isteğe göre domuz yağı ile karton bardaklar içinde servis edilen bir sokak lezzetidir.
Onu yiyerek taksi ile şehir merkezine gitmek beni konsere gitmiş gibi eğlendirirdi. Ancak işler belli ki son zamanlarda oldukça değişmiş.
Küçük, sevimli ve soğuk Bratislava'da durumlar çirkinleşmeye başlamış.
Ve sanırım güzel Bratislava'nın ve Slovakya'nın bu halde olmasında yanlış yok suçlu var…
Peki, bu suçlu sizce, Başbakan Fico'ya 5 el ateş edip, ciddi politravma sebebiyle hayatını tehlikeye atan 71 yaşındaki şair ve aktivist Juraj Cintula olabilir mi?
Peki Juraj Cintula yabancı bir istihbarat servisine çalışan yerli bir unsur olabilir mi?
Yine yabancı bir istihbarat servisi tarafından angaje edilmiş silahlı bir 'yalnız kurt' eylemcisi olabilir mi?
Profesyonel eğitim almış bir suikastçı olabilir mi?
Evet, böyle olsa sanki olay daha renkli, aksiyon dolu hatta fantastik olabilirdi ancak ne yazık ki öyle değil (gibi).
Olayın gerçekleştiği andaki video görüntüleri söylüyor bunu bize, ben uydurmuyorum.
Başbakan Fico yaklaştığı anda, bariyerin arasından kalabalığı aşması, silahını doğrultuşu, namlu pozisyonu, Juraj Cintula'nın yüz afektleri, duruşu, beden dilindeki tedirginlik, hedefe bakışı ve panikle tetiği çekişi…
Çektiği anda yaşadığı telaşe, imha kaygısı ile seri atışları?
Uzman bir suikastçı o kadar yaklaşmaz, seri atış yapmaz ve asla paniklemez.
Buradan yola çıkarsak Juraj Cintula'nın bu eylemi için bunun bir "istihbarat operasyon türü olan siyasal ve politik suikast" sınıfına sokamayız.
Ama bu yaşandı. Önceki gün oldu.
Peki, neydi bu?
Juraj Cintula geçmişine bakıldığında oldukça karmaşık verilere ulaşılıyor.
Neo-Nazi eğilimleri de var yıllar öncesine dayanan. Hatta "Slovenski Branci" adı ile bilinen, geçmiş yıllarda diğer çalıştığım gazetelerde işlediğim; Rus hükümetinin paramiliter gruplarından olan "Gece Kurtları" ismiyle anılan motosiklet kulübünün Slovakya şubesi ile organik bağları olduğuna dair izlerde görülüyor.
O zaman, bu minvalde olaya bakarsak Juraj Cintula'nın bu olayını "Siyasi bir Eylem" sınıfına sokabilir miyiz?
Evet, mantıklı. Ancak Slovenski Branci isimli kulüp / paramiliter örgüt 11 Ekim 2022 tarihinde resmen faaliyetlerinin son verdiğini duyurdu.
Ve 200 kişilik çete dağıldı. Ve Juraj Cintula'nın içinde olduğu tek siyasi hareket buyken ve onlarda kendi kendilerini lav etmişken ne yazık ki bu olaya da resmi bir "siyasi eylem" diyemeyiz.
Peki, neydi bu olan?
Yaşandı. Tüm dünya gördü ve önceki gün gerçekleşti.
Kimse bunu inkâr edemez. Olan şuydu; siyasi eğilim ve ideolojik olarak "nefret" ve "tahammülsüzlük" ile dolu olan bu şahıs, gerek sosyal medya gerekse kendi düşüncesine yakın hissettiği medya organları tarafından iyice dolduruldu.
Şişirildi. Bilendi. Sosyal medyada "dezenforme edilmiş, manipülasyon ve propaganda temelli" laboratuvarda oluşmuş birçok bilgi ile yüklendi.
Gerçekliğinden şüphesi yoktu orada gördüklerinin. Her sabah sosyal medya hesabına girdiğinde kendi temel ideolojileri ile çelişen ve onu kızdıran birçok ürün ile doldu taştı.
Yazılı ve görsel basında Fico karşıtı birçok "etki ajanlarının" spekülatif ve gerçek dışı iddiaları ile öfkesi daha da besili hale geldi.
Ve gün oldu… Silahlar hazırlandı, planlar yapıldı ve bu öfke, bu nefret namludan beş kurşun olarak çıktı.
Çok normal bir operasyondu bu. Hayır hayır, Juraj Cintula'nın olayı için "normal" demiyorum.
Hasım unsurların, yabancı istihbarat servislerinin, bir bedel karşılığı çalışan etki ajanlarının odak ülkedeki muhtemel anahtar hedeflerine karşı sivil unsurları, "dezenforme edilmiş, manipülasyon ve propaganda temelli" laboratuvarda oluşmuş ürünler ile doldurması, taşırması, yalan ve gerçek dışı bilgilerle donatmasıdır çok normal olan.
Bu bir "istihbarat operasyonu" çeşidi ve hatta türüdür. Etik dışı değildir. İşlevsel, ucuz ve uzun vadeye yayılıp yine uzun vadede sonuç beklendiği için bir "örtülü istihbarat faaliyetidir" hatta.
Juraj Cintula tek suçu ise o gördüklerinin, okuduklarının, izleyip, dinlediklerinin üretilmiş bir istihbarat ürünü olduğunun farkında olmamasıdır.
Dert etmeyin aynı operasyonlar bizim üzerimizde de uygulanıyor.
Serkan'lar, Ayşe'ler, Mehmet'ler, Banu'lar, Kemal'ler de o ürünleri görüyor sosyal medyalarında ve inceden inceye kuruluyor, doluyor ve karşı fikir ve ideoloji için nefret tohumlarının meyvelerini topluyor.
Slovakya şuan ince ve kırmızı bir çizginin üzerinde… dengesi stabil değil, değerler hassas ve insanlar tedirgin.
Peki, biz?
Biz farklı mıyız sanki?
Kendi fikrimize göre imal edilmiş sahte bilgileri alkışlarken ve doğruluğundan asla şüphe etmezken, karşı tarafın imal edilmiş sahte bilgilerini yuhalıyor ve onların yalan -sahte- gerçek dışı olduğunu iddia ediyoruz.
Ve bunu yaparken de pek insaflı değil son derece acımasız - kaba ve gözü kapalı olabiliyoruz.
Slovakya ile aramızdaki fark şu; Onlarda şu an "suçlu" var. Bizde ise "yanlış" var.
Ve bu yanlış ne hepimiz çok iyi biliyoruz… Bu yanlış çok yakında birçok suçluyu doğurabilir…
Propagandanın öncülerinden, Dr. Paul Joseph Goebbels'e ait olduğu düşünülen ancak resmi bir kanıt olmayan fakat konu ile bütünleşik bir söz ile bitirelim;
Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım…
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish