Lionel Shriver, J.K. Rowling'in trans meselelerindeki duruşuna karşı çıktığını açıkça söyleyen Harry Potter oyuncularına dair görüşlerini paylaştı.

58 yaşındaki Rowling, toplumsal cinsiyet kimliklerine dair yorumları nedeniyle son yıllarda pek çok tartışmaya yol açıyor.

Dünya çapında sevilen büyücü romanlarının yazarı, İskoçya'nın yeni nefret suçu karşıtı yasayı yürürlüğe koymasının ardından yakın zamanda İskoç polisine sataşarak kendisini tutuklamaları için meydan okumuştu.

66 yaşındaki Amerikalı yazar Shriver, Telegraph'a verdiği yeni röportajda Rowling'le kitaplarından esinlenen filmlerin yıldızları arasındaki uçurum hakkında konuştu.

Kevin Hakkında Konuşmalıyız'ın (We Need to Talk About Kevin) yazarı ifade özgürlüğüne ilişkin fikirlerden bahsederken "belki de onlarca yıllık geçmişi olan bireyler arasındaki kişisel sadakatsizliği" eleştirdi.

Daha sonra görüşünü Harry Potter kadrosu ve J.K. Rowling bağlamına oturttu. Film serisinin yıldızı Daniel Radcliffe'in 2020'de "trans kadınların kadın olduğunu" ilan ettiği bir açık mektup yayımlaması dikkat çekmişti.

Ayrıca seride Harry'nin en yakın arkadaşları Ron Weasley ve Hermione Granger'ı canlandıran Rupert Grint ve Emma Watson da Rowling'in görüşlerine alenen karşı çıkıyor. 

Film yıldızlarının Rowling'in görüşlerinden duyduğu hoşnutsuzluğu dile getirmesi hakkında Shriver "Bunu izlemek gerçekten iğrençti" dedi.

Neredeyse her zaman, solda yer alan biri biraz sağda olan birini reddediyor.

Shriver'ın bu senaryoyla ilgili kişisel bir deneyimi var; 10 yılı aşkın süredir arkadaş olduğu biri Shriver'ın 2019'da katıldığı Question Time programının ardından yazarla arasına mesafe koymuştu. Shriver bu programda "kitlesel göçü" sorgulamış ve Boris Johnson'ın peçe takan Müslüman kadınları posta kutularına benzettiği yorumları savunmuştu.

Yazar şöyle dedi:

Benimle arkadaşlığını bitiren özellikle bir kişi vardı... Tamamen siyasi nedenlerle. 13 yıldır arkadaştık ve birdenbire arkadaşlığımızı bitirdi. Her zaman alttan alta benimle ilişkilendirilmeyi göze alamadığını düşündüm.

Shriver, 3 Nisan Çarşamba günü yayımlanan röportajın başka bir yerinde çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık girişimlerine karşı çıkarak erkeklerin bu girişimler nedeniyle dezavantajlı duruma düştüğünü öne sürdü.

Yazar bunu şöyle açıkladı:

Uzun süredir devam eden DEI [çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık] işi nedeniyle... Halihazırda erkek olmanın kariyer düzeyinde bir dezavantaj olduğunu söyleyebilirim.

Daha sonra "tüm bu eşitlik mevzuatına çok düşman olduğunu" ekleyen Shriver "ırkçılığın yasalara aykırı olmaması gerektiğini" çünkü bunun, insanları "gruplara ilişkin algılara ve bazen de yanlış algılara" sahip olma hakkından mahrum bıraktığını iddia etti.

Yazar "Bu nefret söylemi mevzuatı kötücül. Neyi söyleyip söyleyemeyeceğinizi kontrol etmekle ilgili" diye bir iddiada bulundu.

İnsanların her zaman iyi olmadığı bir dünyada yaşama fedakarlığını yapmaya hazırım çünkü gerçek dünya bu.

Shriver, "Bilirsiniz, ırkçılık içsel bir durum olarak yasalara aykırı olmamalı" diye ekledi.

Hepimiz insan gruplarıyla ilgili algılara ve bazen de yanlış algılara sahibiz. Ve buna hakkımız var. İçsel durumları kriminalize etme yolunda halihazırda epey ilerledik.

The Independent daha fazla yorum için Lionel Shriver'ın bir temsilcisiyle temasa geçti ancak henüz yanıt alamadı.

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/arts-entertainment/films/news

Independent Türkçe için çeviren: Büşra Ağaç