Şarku'l Avsat, kendisine ‘Irak İslami Direnişi’ adını veren bir grubun nasıl ortaya çıktığının perde arkasına dair kapsamlı bir araştırma yürüttü. Irak sahnesindeki yetkililer ve başlıca aktörlerle yapılan onlarca röportaj, İran'ın, sadık silahlı gruplar ile hükümeti yöneten Şii Koordinasyon Çerçevesi koalisyonundaki liderler arasında angajman kuralları olmaksızın doğrudan bir çatışmayla sonuçlanan rol değişimi planını ortaya çıkardı. Araştırma kapsamında, Kasım 2023'ün başından geçtiğimiz ocak ayının sonuna kadar yaşanan olayların zaman çizelgesi incelenecek.
Kendilerine İslami Direniş Grupları adını veren bu grup geçtiğimiz kasım ayından bu yana 160'tan fazla saldırının sorumluluğunu üstlendi. İranlı yetkililer Şii hizip liderlerini bölgeyi yönetmenin bir yolu olarak Kudüs'ün gizlice kurtarılması konusunda Şii tekeline teşvik etti. En-Nuceba Hareketi ve Ketaib Hizbullah gibi oluşumlar da bu gruba katıldı. Çünkü İran, Suriye'de yıllardır bu gruba bel bağlamış durumda faaliyet gösteriyor. İran, Rusya'nın Ukrayna savaşıyla meşgul olmasının Şam cephesini zayıflatabileceğini hissettiğinde böyle bir adım attı.
Bu gruplarda aktif olan yetkililer ve isimler Şarku'l Avsat'a şunları aktardı:
“Tahran, Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin gelişinden bu yana Irak'a yönelik özel bir operasyon tasarladı. Bu operasyon, iktidarı paylaşmayan grupların önderlik ettiği şiddetli bir gerilim ile hükümette resmi temsili olan Şii partilerin üstlendiği ABD baskısının hafifletilmesi arasında rollerin dağılımını içeriyordu.”
Araştırmada, Irak coğrafyasını her biri sahada taktiksel işlevlere sahip üç bölgeye ayıran ‘mevzilenme alanının’ yanı sıra, saldırıları gerçekleştiren grupların nasıl oluştuğu, hareket ve gizlenme yöntemlerine ilişkin saha detayları da sunuldu.
Yapılan görüşmelere göre 2023 yılının son iki ayında meydana gelen değişiklikler, Erbil ve Suriye'deki askeri üsleri vurmak için gerekli mesafeyi sağlayan lokasyonlara yeniden konuşlanmayı gerektiriyordu.
Saldırıların artmasıyla birlikte, İran'ın ‘rol değişimi’ planı, (İran'ın ABD’lilerle ilişkilerde esnek kalabilmek için Irak hükümeti üzerindeki baskıyı azaltma yönündeki önerilerini reddetmesi üzerine) ABD ile silahlı gruplar arasındaki doğrudan çatışmanın hızlanmasına katkıda bulundu.
Tahran'ın reddettiği fikirler arasında ‘ABD’lilere Irak'taki çatışmadan geri çekilmeleri için bir günah keçisi sunulması’ da vardı.
Yetkililer Şarku'l Avsat'a, İran'ın, siyasi güç fazlası ve 450 milyar dolardan fazla mali bütçeye sahip olan hükümetin ‘direniş karakterini’ yenene kadar meseleleri zorladığını aktardı.
Rol değişimi stratejisinin, sadık tarafların liderleri arasında rekabete kapı açmasının ardından Tahran açısından geri teptiğine ve yolun ya büyük bir çöküşe ya da yenilikçi bir anlaşmanın müzakeresine açık olduğuna inanıyorlar. Ancak ikincisi umut verici olarak görülmüyor.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.