İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 17 Eylül genel seçimleri için yürüttüğü kampanya kapsamında Tel Aviv yakınlarındaki Aşdod’da bir miting düzenledi.
Netanyahu kürsüdeyken Gazze'den atıldığı belirtilen roketler nedeniyle Aşdod ve Aşkelon kentlerinde uyarı sirenleri çalmaya başladı.
Bunun üzerine mitingin yapıldığı salonda kısa süreli panik yaşandı ve korumaları Netahyahu'yu kürsünden indirerek, salondan çıkardı.
Sirenlerin susmasından kısa bir süre sonra Netanyahu mitingin yapıldığı salona dönerek, konuşmasına kaldığı yerden devam etti.
Öte yandan İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Gazze'den atıldığı kaydedilen roketlerin "Demir Kubbe" hava savunma sistemi tarafından havada imha edildiği belirtildi.
"ABD ile konuşmadan yapmayacağız"
Gün içerisinde İsrail televizyonuna konuşan Netanyahu, gelecek haftaki seçimleri kazanması durumunda yeni hükümetin kurulmasının hemen ardından Ürdün Vadisi’nde ve Ölü Deniz'in kuzeyinde “İsrail’in egemenliğini sağlama niyeti” olduğunu söyledi.
Netanyahu, “Ortadoğu barış planını” açıklamaya hazırlanan ABD Başkanı Donald Trump işe görüşmeden bu ilhakın gerçekleşmeyeceğini de sözlerine ekledi.
İsrail Başbakanı, bölgede yaşayan 2 milyon Filistinli’nin durumunun ne olacağı ile ilgili ise konuşmadı.
Birleşmiş Milletler: Yasal etkisi olmaz
Netanyahu’nun açıklamasına gelen ilk resmi tepki biri Birleşmiş Milletler’e aitti.
BM’den yapılan açıklamada Netanyahu yeniden seçilmesi durumunda yerine getireceğini söylediği vaadin hiçbir “uluslararası yasal etkisinin” olmayacağı ifade edildi. Açıklamada böyle bir hamlenin “yeniden canlanan” bölgesel barış görüşmeleri ve iki devletli çözüm için yıkıcı olacağı söylendi.
Seçim öncesi her türlü yasadışı, hukuksuz ve saldırgan mesajları vermeye devam eden Netanyahu’nun seçim vaadi ırkçı bir Apartheid devleti. Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukukunu sonuna kadar savunacağız.
— Mevlüt Çavuşoğlu (@MevlutCavusoglu) September 10, 2019
Türkiye adına açıklamayı ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yaptı. Netanyahu’nun açıklamasını Güney Afrika Cumhuriyeti’nde 1948 - 1994 yılları arasında süren Apartheid rejimine benzeten Bakan Çavuşoğlu şunları söyledi:
Seçim öncesi her türlü yasadışı, hukuksuz ve saldırgan mesajları vermeye devam eden Netanyahu’nun seçim vaadi ırkçı bir Apartheid devleti. Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukukunu sonuna kadar savunacağız.
“Yüzyılın Anlaşması” İsrail seçimlerinden sonra
Batı Şeria’da yer alan Ürdün Vadisi, verimli tarım arazileriyle biliniyor.
1967’den bu yana İsrail işgali altındaki Ürdün Vadisi, Batı Şeria’nın yüzde 30’unu kaplıyor.
Vadi, Filistinliler için ise Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ni kapsayan devlet planlarında “ülkenin doğusu” anlamını taşıyor.
İsrail, Filistinlilerle hangi barış sağlanırsa sağlansın bu bölgede askeri kontrolu elinde tutmayı planladığını uzun zamandır söylüyor.
ABD’nin “Yüzyılın Anlaşması” olarak nitelenen Ortadoğu barış planı İsrail seçimlerinden sonra açıklanacak.
Beş ayda ikinci seçim
Ülke, 9 Nisan’da yapılan ancak hükümetin kurulamadığı seçimlerden beş ay sonra bir kez daha seçime gidiyor.
Nisan seçimleri öncesinde de “Ürdün Vadisi’ni ilhak edeceğim” söz veren Netanyahu’nun Likud partisi, 120 sandalyeli parlamentoda 35 sandalye kazanmıştı.
Netanyahu’nun hükümeti kuramamasıyla, İsrail tarihinde ilk defa hükümeti kurma görevi verilen bir kişi bunu başaramamış oldu.
Ancak İsrail'de hiç tek bir parti bugüne kadar tek başına hükümet kuracak sayıda çok milletvekilliği kazanamadı ve ülke daima koalisyon hükümetleri tarafından yönetildi.
İsrail Parlamentosu Knesset’te en az 61 milletvekilini bulacak kadar çok partiyi bir araya getiren isim, başbakan olabiliyor.
Independent Türkçe
