Pentagon bütçesi: ABD gerçek savaşlara mı hazırlanıyor?

Önleyici savaşlardan haklı savaşlara, efsane sona ermeden küresel bir yaratıcı kaosa giden yollar açılıyor

Fotoğraf: Reuters

ABD Başkanı Joe Biden, geçen cuma günü Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa Tasarısı'nı imzalayarak yasalaşmasını sağladı.

Özellikle ABD'nin barış içinde olduğu bir zamanda tasarının içerdiği bütçe tutarı, rekor sayılıyor ve şu soruya kapıyı ardına kadar açıyor:

ABD sadece silahlanma yarışına değil, gerçek savaşlara mı hazırlanıyor?

886 milyar dolar, yani yaklaşık bir trilyon.

Bütçe için açıklanan rakam bu.

Komplo düşüncesi dahil olmak üzere farklı yorumlara sahip olanlara gelince, her halükarda var olan ve açıklanmayan gizli programlar için istedikleri rakamı biçebilirler.

Yaklaşık 33 trilyon dolar borcu olan bir cumhuriyetin savunması için 1 trilyon dolar tahsis etmesi bizi şunu sorgulamaya itiyor:

Washington, büyük güçlerin geleneksel emperyalist gerileme döneminden önce son çare olarak başvurdukları gibi daha fazla savaş yoluyla ileriye doğru mu kaçıyor?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Her şeyden önce dikkat çeken şey, ABD'nin daha fazla militarizasyon ve silahlanmaya olan ihtiyacı konusundaki net fikir birliği.

Zira Senato tasarıyı 13'e karşı 87 oyla, Temsilciler Meclisi ise 118'e karşı 310 oyla onayladı.

Hem de ABD Nüfus Sayımı Bürosu'nun 2022 sonunda yayımladığı yıllık verilerin, 2020'de yüzde 11,5 olan yoksulluk oranının 2021'de yüzde 11,6'ya yükseldiğini gösterdiği bir zamanda.

Verilere göre, 2021 yılında yoksullukla mücadele eden kişi sayısı 37,9 milyona ulaştı. 2019'a göre yaklaşık 3,9 milyonluk bir artış söz konusu.

Bütçe, kontrolsüz olsa bile ABD'ye yüksek bir güç standardı garanti ettiği sürece, "sosyal adalet" konusu generaller grubunun endişe duyduğu bir konu gibi görünmüyor.

Bu bütçenin sırrı nedir?

Bu soruya cevap vermek için gizli raporların derinliklerine gömülen sırlara, bilmecelere gerek yok gibi görünüyor.

ABD Savunma Bakan Yardımcısı Kathleen Hicks'in şu sözlerinde belki tatmin edici bir cevap bulabiliriz:

Bizim burada en sık kullandığımız en büyük başarı ölçütü, Çin Halk Cumhuriyeti liderliğinin uyandığı her gün, saldırganlığın tehlikeleri hakkında düşünmesini ve o günün saldırganlık için uygun olmayacağı sonucuna varmasını sağlamaktır.


Aynı mesaj, "bu yüksek talebi yararlı bir başlangıç ​​noktası olarak" gören Senato Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Senatör Jack Reed tarafından da dillendirildi.

Bilhassa Çin, ABD'yi konvansiyonel ya da nükleer silahlanma yarışına itmeyi başardı mı?

Diğer bir deyişle Washington'un, Moskova'yı kesin bir Sovyet yenilgisiyle sonuçlanan benzer bir gidişata yönlendirmesi gibi, tarih tekerrür mü edecek?

Uyduların özellikle Çin'in kuzeybatısındaki çölde, Pekin'in 1964'te ilk nükleer testini gerçekleştirdiği yerde, çok derin bir mesafedeki inşaat faaliyetlerini görüntülemesinden sonra buna neredeyse inanılabilir.

Görüntüler, Pekin'in benzer deneyler yapmayı planladığı yönünde bir kanaat yarattı ve bu da, Çinlilerin 2030 yılına kadar yaklaşık bin nükleer savaş başlığına sahip olmaya çalıştığına ilişkin Amerikan istihbarat bilgileriyle neredeyse tutarlı.
 


Washington'un Çin'in gelecekte askeri açıdan kendisini geride bırakabileceği yönündeki endişesi anlaşılabilir, ancak bu, bütçede Rusya ile yaşanan çatışmanın da bir yeri ve etkisi olmadığı anlamına gelmiyor.

Pentagon'un 2024 bütçesi içerisinde, atmosferin üst katmanına fırlatılan ve gelişmiş olsalar bile radar sistemlerinden kaçabilen hipersonik füzeler gibi yeni silahların geliştirilmesine 145 milyar dolar ayrılıyor.

Özellikle Ukrayna ile açık çatışmalarda hipersonik silahlarını gerçek bir savaşta test etmesinden sonra, Rusya'nın da  bu bütçenin onaylamasında bir etkisi olmuş görünüyor.

Biden, Eylül 2021'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu önündeki ilk konuşmasında, kendi deyimiyle "Amerikan savaş tutkusu döneminin sonundan" bahsetmiş ve "ABD önümüzdeki dönemde dünya çapında karşılaştığı her sorunun çözümü olarak askeri güce başvurmaya devam etmeyecektir" diye eklemişti.

Görünüşe göre Biden, zayıf değil güçlü bir örnek olsa bile ülkesinin bir örnek ve önder olarak dünyaya liderlik etmesini arzuluyor.

Ancak bu tür bir bütçe bizi zorla, idealler ve ahlakla değil, güçle caydırıcılık kavramları çemberine geri götürüyor.

Bu ise, Amerikan gücünün keyfi kullanımının Amerikan yönetim sanatlarının ayırt edici bir özelliği olarak geri dönme ihtimalinin çok yüksek olduğu anlamına geliyor.

Bunu söyleyen ünlü Amerikan dergisi "Foreign Affairs".

Biden, ilk iki bütçesinde nükleer silahlara aşırı bağımlılığın azaltılması çağrısında bulunan 2020'deki kendi kampanya vaatlerini ve Demokrat Parti platformunu göz ardı etti.

Bugün Biden yönetimi, stratejik nükleer üçgenin üç ayağının yanı sıra iki yeni taktik silah için de fon sağlama yolunda ilerliyor.

2024 bütçesinin öncelikli yararlanıcısı kim?

Bu "gizli Amerikan eğlencesinden", bilhassa ordunun maaşlara yapılan yüzde 5,2 oranında zam ile ikna edilmesinin ardından, "Lockheed Martin", "Raytheon Technologies", "Boeing", "Northrop Grumman" ve üçgeninin diğer tarafları tarafından temsil edilen askeri endüstri kompleksi yararlanacak.

Yeni önleyici Amerikan savaşlarına yakın mıyız?

Yoksa Washington bir kez daha yapısı ve "Augustinus tarzı" anlamı ile "haklı savaş"ın (Bellum Iustum) sınırlarına yaklaşıp, adil bir barış kurma bahanesinin arkasına mı saklanacak?

Önleyici savaşlardan haklı savaşlara, efsane sona ermeden küresel bir yaratıcı kaosa giden yollar açılıyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU