Aynı ekip içinde uyumlu çalıştığınız, birlikte proje geliştirdiğiniz mesai arkadaşınız terfiinizden sonra değişti.
Uyumda zorlanmaya, mazeretler bulmaya, ortamınızdan uzaklaşmaya başladı.
Hafifletemediği kıskançlık duygusuyla "Neden ben değilim de o?, "Benim eksiğim ne?" sorusuna cevap aramaya başladı.
Cevap bulamadıkça ya mesafeli olmayı tercih etti ya da bu olumsuz duyguyla baş etmeyi…
Gerek iş gerek özel hayatınızda başarınızı kıskananların; mesai arkadaşlarınız, dostlarınız, akranlarınız, hatta kardeşlerinizin olması üzücü olsa da gerçektir.
Kıskançlığını aşamayan yöneticilerin, departman müdürlerinin de kötü muamele ile işinizi itibarsızlaştırması, projenizi başlamadan sonlandırması da olası.
Mikro ifadelerinin ve pasif agresif davranışlarının birçoğu kıskançlık kaynaklı.
Kendilerini başkalarının başarı tehdidi altında hissedenler, sahip olamadıklarıyla başkalarının başarılı olmasını istemez, kişiyi buna layık görmezler.
Gıpta ettiklerinin başarılarını küçümserler. Çok istedikleri bir şeyi başkaları gerçekleştirdiğinde kıskançlık, güvensizlik ve eksiklik duygularını ortaya çıkarırlar.
Karşılaştırma ve rekabetle ilgili kültürel takıntılarımız yeni bir şey değilken kariyer elde etmek için işlerini daha iyi yapmak yerine zamanlarını ve enerjilerini başkalarının motivasyonunu, verimini düşürmeye ayıran mutsuz bireyler her zaman var.
Oysa iş arkadaşlarını kıskanmak yerine potansiyellerini ortaya koymak için daha çok çabalamaları, kendilerini geliştirmeye motive eden rol model gibi görmeleri daha iyi olmaz mı?
Yükselmeyi, sevilmeyi, aranan kişi olmayı sadece kendileri için istemeleri bencillik sayılmaz mı?
Başarılı olanlara düşen zor olmasına karşın kıskançlığa nasıl tepki verecekleri üzerinde çalışmaktır.
Bunun için yapabilecekler ise şunlar:
- Kıskançlık hissedildiği anda "yıkıcı kıskançlığa" dönüşmeden önlem alınmalı. Çalışma ortamını bozmasına izin verilmemeli.
- Başarılı kişiler iş yerinde nasıl bir tutum sergilediklerini gözden geçirmeli. İş arkadaşlarında kıskançlık duygusuna sebep olacak davranışlarda bulunmadıklarından emin olmalı. Daha mütevazı olmaya ve arkadaşlarının başarılarını takdir etmeye çalışmalı.
- İletişim şekillerini değiştirmeli. "Siz" veya "sizin" gibi kelimeleri kullanmamalı. Kendilerini süreçlerin üstünde görmemeli, "biz" ile başlayan cümlelere yönelmeli.
- Şans verdikleri ancak tavır değişikliği görmedikleri kişilerle başarıları hakkında daha az şey paylaşmalı. Duygusal enerjilerini düşüren "toksik insanlarla" sınırlarını çizmeli. Albert Camus’un dediği gibi "Sizi yıpratan insanlardan sessizce uzaklaşın."
- Kapsayıcı ve destekleyici olmalı. Ekip üyelerine işlerin bir parçası olma imkânını sağlamalı. Bu kişilere öne çıkma ve tanınma fırsatı sunmalı. Örneğin; düzenlenen bir etkinlikte birlikte ev sahipliği yapılmasına olanak tanınmalı, konuşma fırsatı vermeli.
- İşlerini "gerçekçi bir şekilde" patronları ya da departman yöneticileri önünde övmeli.
- Yönetimler iş yerinde açık iletişimin yaygınlaştırılması yoluyla kıskançlığın ortadan kaldırılmasına veya azaltılmasına yardımcı olmalı.
- İş dışı nedenler yüzünden çalışanlar arasında yapılan ayrımlar kıskançlığı körüklemektedir. Departman müdürleri ve patronlar kimi çalışanlarını kayırmak yerine adil davranmalı.
- Başarılı çalışanları değersizleştirmeye yönelik dedikodular iş yerinde gruplaşmalara yol açmaktadır. Kıskançlığın etkisiyle dedikodu yapanlara, söylentiler yayanlara aynı şekilde cevap verilmemeli. Bu kişileri görmezden gelmeli, keyifli ve çalışkan bir çalışan olmaya devam etmeli. Şayet yapılanlar işleri sabote etme, üretkenliğe engel teşkil etme şeklinde çatışmacı bir halde büyürse her suç için günlük tutulmalı. Her suçun tarih, saat ve detayları yazılmalı. Konuyu yöneticilere veya insan kaynakları yetkililerine bildirmeden önce mümkün olduğunca kanıt toplanmalı.
- Kıskançlığı en aza indirgemenin bir başka yolu, yüksek performans gösteren kişileri kıskançlıktan ziyade hayranlık hedefleri haline getiren mentor rollerine sokmaktır.
Başarılarını etrafındakilerle karşılaştırarak ölçenlerin hayal kırıklığına uğrayacakları ortada.
Hepimize düşen başkalarının başarılarına bakmayı bırakmak, kendi hedeflerimize ve başarılarımıza odaklanmaktır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish