Gazze'deki acının bir başka boyutu: Gıda krizi

Gazze’de gıda fiyatları katlanarak artarken ekmeğe ulaşmak dahi zorlu bir mücadele haline geldi

Han Yunus'ta ekmek almayı bekleyen Filistinliler / Fotoğraf: Reuters

Savaştan önce ve hatta savaşın başında doğrudan fırınlardan ekmek alırdık. Ancak doğalgazın kesilmesi, fırınların hedef alınması, un ve maya fiyatlarının artması, fırınların kapılarının kapanması nedeniyle normal fiyatın dört katını aşan maliyetlerle evde ekmek yapmak zorunda kaldık.

Gazzeli Abdülhekim Abdülal, günlük ana öğünlerde vazgeçilemeyecek temel gıdalardan biri olan ekmeği ailesine temin etmeye çalışarak geçirdiği günlerini böyle tanımlıyor. İsrail'in, Gazze Şeridi'ndeki savaşın başladığı 7 Ekim'den bu yana bölge sakinleri un, pirinç, şeker ve konserve de dahil olmak üzere, bir ailenin ihtiyacını karşılayacak büyük miktarlarda temel gıda malzemelerini elde etmek için ticari komplekslere ve dükkanlara akın etti. Bu yoğunluğun nedeni temel gıda maddelerinin piyasalarda kıtlaşması sonucu teminin sağlanamaması ya da fiyatların artması yahut ailelerin çocuklarına yiyecek ve içecek sağlamak için harekete geçememeleri beklentisi. Ne var ki savaşın iki aydan fazla sürmesini beklemiyorlardı.

Gazze Şeridi daha önce bir dizi İsrail savaşına, saldırısına ve kara işgaline maruz kalmıştı; önceki en uzun savaş 2014'te 51 gün sürmüştü ancak bu onları şehirlerinden zorla kaçmaya mecbur bırakmadı. Bazı insanlar şehrin başka bölgelerine kaçıyordu ya da İsrail bombardımanında evleri yıkılanlar, kendilerini savaşın sonuna kadar kabul eden barınma merkezlerine, okullara kaçmak zorunda kalıyorlardı.

Piyasalarda gıda arzı kıtlaşmaya başladı ve bu durum bazı tüccarların, özellikle de piyasada en çok talep gören un, maya, tuz, şeker ve konserve gibi ürünlerin fiyatlarını artırmasının yolunu açtı.

Şarku’l Avsat’ın Al-Majalla’dan aktardığına göre vatandaşlar tarafından büyük miktarlarda gıda malzemesi satın alınmasının ardından tüccarlar, mallarla dolu depolar açmak ve halkın ihtiyaçlarını karşılamak için piyasada ihtiyaç duyulan miktarları ticari komplekslere tedarik etmek zorunda kaldı. Ancak savaşın başlamasından yaklaşık bir hafta sonra, İsrail ordusu, sakinlerden Gazze Şehri'ni ve Beyt Hanun, Beyt Lahya kasabalarını ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye kampını güney yarısına kadar boşaltmalarını istedi. Bu durum, bazı sakinlerin İsrail'in ağır askeri saldırıları altında, depolamaya çalıştıkları gıda malzemelerini taşıyamadan bulundukları yerleri derhal tahliye etmelerine yol açtı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Gazze'nin güneyindeki şehirlere ve kamplara sığınan bölge sakinleri, kısa sürede tekrar evlerine döneceklerine inanarak kendilerine birkaç gün yetecek gıda malzemesi satın almak zorunda kaldılar. Abdülal (61 yaşında), İsrail bombardımanından kaçmak ve çocukları, torunları ve ailelerinin korkusu nedeniyle evlerini tüm eşyalarıyla terk edip Gazze'den ayrılmak zorunda kalan aile reislerinden biriydi. Güneydeki Deyr el-Balah şehrine sığındılar. Abdülal duruma dair şunları söyledi:

“Un, şeker, konserve ve daha birçok ihtiyaç malzemesi almıştım. Zamanımızın olduğunu ve rahatsız edilmememiz için evi iyi tutmam gerektiğini biliyordum. Ama her şeyi bırakıp yeniden gıda aramak zorunda kaldık.

Piyasalarda gıda arzı kıtlaşmaya başladı ve bu da bazı tüccarların özellikle un, maya, tuz, şeker ve konserve gibi piyasada en çok talep gören malların fiyatlarını artırmasına olanak tanıdı. İçecekler ve bisküviler de bile artış oldu.

Abdülal, kuruyemişlerin bir kısmından vazgeçmeye başladıklarını ve kuruyemiş alışverişlerini çocuklara yönelik birkaç taneyle sınırlandırdıklarını belirtiyor. Ancak durumun uzaması ve fiyatların artmasıyla kuruyemişten tamamen vazgeçmek zorunda kaldıklarını ifade eden Abdülal, “Cipsin yanı sıra kola, çikolata ve bisküvinin fiyatı da normal fiyatının 4 katından fazla arttı ve bu bize yük oldu. Çocuklar bu ürünlere alıştıktan sonra onları nasıl memnun edebilir ya da zapt edebiliriz?” diye sordu.

Fırınların kapatılmasıyla birlikte vatandaşlar evde ekmek hazırlamak zorunda kalırken, marketlerde un alım satımına talep arttı.

En büyük sorun, temel gıda tedarikiydi. Zira bu olmadan hayatlarını sürdüremeyecek ve hayatta kalamayacaklardı. İsrail hükümetinin savaşın başlangıcından bu yana geçişleri kapattığını duyurması, yakıt ve yemeklik gaz dahil malların taşınmasını engellemesi ve Gazze Şeridi'ndeki elektriği kesmesi ile birlikte fırınlardaki kriz, daha da kötüleşti. Fırınların kapılarının önünde oluşan uzun kuyruklar da cabası…

Abdülal, “Oğlum sabah saatlerinden öğleden sonra sırası gelene kadar ekmek kuyruğunda beklerdi. Fırınlar kapanana kadar bütün gününü ekmek satın almak için sırada beklemekle geçirirdi” açıklamasında bulundu.

Fırınların kapatılmasıyla birlikte vatandaşlar evde ekmek hazırlamak zorunda kalırken, marketlerde un alım satımına talep arttı. Bu da un fiyatlarını 25 kilogram un başına yaklaşık 13 dolardan, aynı miktar için 120 doların üzerine çıkardı ve bazen fiyatı 150 doları aştı. Öte yandan, gazın fiyatı (bulunabilirse) 12 kilogram başına 20 dolardan aynı miktar için 100 doların üzerine çıkarken mayanın fiyatı da bir buçuk dolardan 10 dolara yükseldi Vatandaşların evlerinde yemek pişirmek için ateş yakmaya alternatif olarak kullandıkları odunun bile kilogramının fiyatı çeyrek doların altından bir dolara çıktı. Abdülal şu açıklamada bulundu:

Gıdanın vazgeçilmez maddesi olan tuzun fiyatı kilogram başına çeyrek dolardan 100 gram başına iki dolara çıktı. Bu, yerinden edilme, evsizlik ve evlerimizi ve iş yerlerimizi kaybetmenin yanı sıra İsrail ve ordusu tarafından kasıtlı cinayetlere maruz kaldığımız bir dönemde satıcıların ve insanların ihtiyaçlarını sömürenlerin çılgınlığıdır.

164337.jpeg
Refah'ta yiyecek fiyatları artmaya devam ediyor / Fotoğraf: AFP

 

İsrail'in özellikle ticari geçişleri kasıtlı olarak kapattığı bir dönemde, yaklaşık bir ay sonra, yardım malzemeleriyle dolu kamyonların Mısır'dan Refah Sınır Kapısı’ndan geçmesine izin verildi. Bunlar Arap ülkeleri ve kurumlarının Gazzelilere destek amacıyla gönderdiği tırlardı. Bu tırların girişine izin vermek elbette kolay bir iş değil. Bu izin daha ziyade, günde 20 kamyonu geçmeyecek şekilde az sayıda kamyonun giriş yapmasına yönelik birçok uluslararası ve Arap kurumlarının baskısından sonra geldi. Tırların çoğu içme suyu, birtakım konserve yiyecekler ve tıbbi malzemelerle doluydu.

Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) ve diğer uluslararası kuruluşlar daha sonra un, mercimek ve şekeri zorla yerinden edilmiş olanlara dağıttı. Ancak bu kurumların bombardıman altında hareket edememesi ve bazı bölgelere ulaşımın engellenmesi nedeniyle dağıtım çalışmaları yavaş ilerledi. Vatandaşların acil temel ve gıda malzemesi ihtiyacının yanı sıra, bazı soyguncuların UNRWA depolarından gıda malzemelerini çalıp vatandaşlara ‘çılgın’ fiyatlarla pazarlarda satması da cabası.

Yoksulluk oranı yüzde 65'in üzerine çıktı, ayrıca pek çok bankanın hedef alınması nedeniyle çoğunluk bankadaki hesaplarından paralarını çekemedi. Abdülal, işyerlerinin çalışmayı durdurduğu ve vatandaşların günlük gıda ihtiyacını karşılayamadığı bir dönemde fiyatların artmasının krizi daha da kötüleştirdiğini söylüyor. Abdülal:

Emekli bir çalışanım. Maaşım ancak yetiyor. Bu kadar masrafı nasıl karşılayacağım?Çocuklarımın çoğu kapanan ticari şirketlerde çalışıyordu ve o şirketlerin sahipleri de işlerini kaybetmiş durumda. İlk ayda maaşlarının yarısını aldılar ama işveren ikinci ayda maaşlarını ödeyemedi.

Gazzeli vatandaşların sorunu artık, eğer varsa ve pazarlarda mevcutsa, yiyecek ve içecek temini değil, savaş nedeniyle gelir kaynaklarının neredeyse olmaması. Savaş öncesinden bu yana yaklaşık 2 milyon 300 bin nüfusa sahip olan Gazze Şeridi'nde resmi istatistikler ve Filistin Merkezi İstatistik Bürosu verilerine göre işsizlik oranı yüzde 60'ın üzerine çıktı. Yoksulluk oranı yüzde 65'in üzerine çıkarken, birçok bankanın hedef alınması nedeniyle çoğunluk banka hesaplarından paraların çekemez hale geldi. Yakınlarına bomba atılması ve bankaların nakit para sağlayamaması nedeniyle ATM'ler hasar gördü ve çalışmayı durdurdu.

164342.jpeg
Tüplerin doldurulması dahi büyük çaba ve mücadele gerektiren bir iş haline geldi / Fotoğraf:  AFP

 

Gazze Şeridi'ndeki Hamas Tedarik Araştırma Kurumu, saha gezileri ve satıcıları geri getirme yoluyla piyasalardaki fiyat artışını kontrol etme girişimleri üzerinde çalıştı. Kurumun çalışmaları yurt dışından gelen yardımları ele geçiren soyguncuların peşine düşmenin yanı sıra satıcıları normal fiyatlara yakın fiyatlarla mal satmaya zorlayacak noktaya geldi. Ancak kurumun piyasalar üzerinde kontrolünü sağlayamaması ve fiyat artışını kontrol altına alamaması, İsrail ordusunun katliam ve yıkımlarından yorulan Gazzelileri yıprattı.

Abdülal durumlarına dair şunları söyledi:

İnsanlar füzelerden değil, açlıktan öleceğinden korkuyor. Yüksek fiyatlar nedeniyle gıdanın karneye bağlanması vücutlarımızı zayıflattı, bağışıklığımız içler acısı bir duruma geldi. Tabi bu gıdanın her zaman mevcut olması durumunda geçerli!

 

*Bu haber Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al-Majalla dergisinden çevrildi.

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU