Bazı insanlar öyle güzel eğlenir ki sadece onları izlemek bile karşısındakine enerji verir. Onların bitmeyen coşkusu ve hayranlık uyandıran hayat enerjisi ister istemez size de yansır. Bora Uzer de böyle biri. Sahneye çıkıp müziğini yaparken öyle iyi vakit geçiriyor ki insan gözlerini ondan alamıyor. Ve Uzer'e bakıp kendisi için en doğru mesleği seçtiğini düşünmemek elde değil. Resmen müzik için yaratılmış! Onu kıpır kıpır DJ setinin başında ya da elinde gitarıyla şarkı söylerken izlediğinizde, sahneye ne kadar yakıştığını görüyor ve her hücresiyle oraya ait olduğundan emin oluyorsunuz.
"Ben çocukluktan beri hep böyleydim" diyor Uzer. Ve yüksek enerjisinin, onu müziğe yönlendiren etkenlerden biri olduğunu söylüyor:
Bence gençken beni müziğe iten, yeteneğimin yanında aynı zamanda böyle hareketli, kıpır kıpır bir yapıda olmam.
Kimileri onu Hayal Kahvesi'nde ya da Bodrum'un en sevilen mekanlarından Mavi'de sahne aldıkları yıllarda Kangroove'un solisti olarak tanıdı. Kimi multienstrümanist kimileri de DJ olarak… Uzer kendini "Müzikle bir olma yolunda müzik aşığı bir ruh" diye tanımlıyor. Ona hak vermemek elde değil.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Uzun yıllardır hayatını yurtdışında sürdüren Bora Uzer'in verimliliği de övgüyü hak ediyor. Uzer; Neymar, Drake, Beyoncé, Nicole Scherzinger, Sylvester Stallone ve Elle Macpherson gibi ünlü isimlerin İbiza'daki uğrak mekanı Blue Marlin'de dünyaca ünlü DJ'leri ağırladığı OJO partilerinde müzikseverleri coşturuyordu. Etkinlik serisi olarak başlattığı OJO'yu bir üst seviyeye taşıyarak aynı adlı plak şirketini hayata geçiren Uzer, geçen ay da yeni şarkısı I Will Find You'yla şirketinin kuruluşunu taçlandırdı.
Yeni şarkı fırtınalar estiriyor
Çiçeği burnunda plak şirketinden çıkan parçasıyla çok güzel tepkiler aldığını söyleyen Uzer'in heyecanı her bir kelimesinin içini dolduruyor:
Şarkı, çıktığı hafta Apple Music listelerine girdi. Onun dışında sadece dinleyenlerimden değil, DJ'lerden de büyük ilgi gören bir şarkı oldu. Konserlerde de çok yüksek tepkiler alıyorum.
OJO'nun çok uzun zamandır aklında olan bir proje olduğunu söyleyen Uzer, plak şirketinin doğuşunu şöyle anlatıyor:
Elektronik müzik yapmaya başladıktan sonra fark ettim ki yaptığım işler, şovlarımın hepsi aslında Bora'nın dünyası. Ve bu dünya çok geniş. Ben, bu dünyanın sadece bir parçasıyım. OJO ise benden daha büyük, daha kapsamlı. Hem kendi parçalarımı hem de birçok müzisyenin birlikte yarattığı şovları OJO plak şirketinden çıkartacağım… Hepsi bu markada toplanıyor.
Komünite kurma hayali
Yaratmak istediği OJO'nun, tamamen bir komünite kurma hayalinin parçası olduğunu söyleyen Uzer, hedefini de şöyle açıklıyor:
Zaten yıllardır birlikte yürüdüğüm, hem yaratıcılık anlamında hem de insani değerler açısından kendime yakın gördüğüm bir topluluk içinde bulunuyorum. OJO'yla, bu topluluğu bir kademe daha artırarak birlikte başka birçok deneyimi paylaşabileceğimiz bir alan kurma peşindeyim. OJO markasının, farklı kollarıyla hep birlikte OJO'yu zenginleştirecek ve ileride belki başka kolları da içine alarak daha da büyüyecek bir marka haline gelmesini hedefliyorum.
"Evim havaalanı oldu"
Uzer'in hızına yetişmek mümkün değil. Tulum, İbiza, ABD, turneler, partiler, etkinlikler derken neredeyse her gün dünyanın farklı bir yerinde.
"Dün Mexico City'de konserim vardı. Şu an Miami'deyim. Yarın da New York'a başka bir şov için uçuyorum" diyor. Renkli sosyal medya hesabına bakıldığında, yurtdışında yaşadığı 5 yılı dopdolu geçirdiğini gözden kaçırmak mümkün değil.
"Türkiye'den taşındıktan sonra gerçekten nerede yaşadığımı anlamadığım yıllar geçiyor" diyen Uzer, hayatının yollarda geçtiğini ama bundan gayet memnun olduğunu anlatıyor:
Meksika'da yaşarken Güney Amerika'da çok fazla şov yaptığım için çoğunlukla o civardaydım. Miami'ye taşındıktan sonra artık nerede yaşadığımın bir önemi olmadığını anladım çünkü son üç yıldır evim havaalanı oldu diyebilirim. Haftanın en az üç günü yollarda geçiyor. Dolu dolu ve bir o kadar da hızlı geçti son 5 yıl. Her anlamda çok öğrendiğim, beslendiğim ve mümkün oldukça bu edinimlerimi şarkılarımda yansıttığım zamanlardan geçiyorum. Bu yüzden de keyfim yerinde.
"Yeni yılda Tulum'da çalıyorum"
Bora Uzer, "Türkiye'den çıkarken kendimi tüm olasılıklara açmıştım" diyerek ekliyor:
Yoksa seneler önce biri bana ‘Tulum'da yaşar mısın' dese, muhtemelen ‘Ne alaka?' derdim. Şimdiyse ‘İyi ki taşınmışım' diyorum. Yeni yılda yine Tulum'da çalıyorum. Ocak ayının yarısı Meksika'da geçecek gibi duruyor.
Uzer, Meksika'yı terk edip Miami'ye taşınma sebebiniyse şöyle özetliyor:
Meksika'dan taşınmamın nedeni lojistik olarak Kuzey Amerika ve Avrupa'ya daha yakın olmakla ilgiliydi. Elektronik müzik dünyasında tanındıkça ve dolayısıyla dünyanın her yerinden teklifler gelmeye başlayınca Miami'de olmanın seyahatlerim açısından beni rahatlatacağı düşüncesiyle taşındım.
"Şu ara elektronik müziğin yoğun olarak icra edildiği yerlerde olmak beni besliyor" diyen Uzer, bulunduğu yerden mutlu olduğunu söyleyerek Türkiye'ye dönmeyi henüz düşünmediğini anlatıyor:
Şimdilik zamanımın çoğunu Amerika ve Avrupa'da geçirmekten memnunum.
"Türk mutfağını çok özlüyorum"
Ama memlekete her adımını attığında birkaç kilo almadan dönmediğini de ekliyor Uzer:
Türk mutfağını çok özlediğimden ziyaretlerimde her öğün lahmacun, kebap, mezeler ve ne özlediysem hepsinden tıka basa yiyorum. O birkaç günlük ziyafet beni yurtdışındayken birkaç ay idare ediyor.
Yaptığı yemek organizasyonlarında arkadaşlarıyla özlem giderdiğini anlatan Uzer, "O zaman anlamı oluyor uzun sofraların. Yanında da bir büyükle Türkiye özlemini gideriyorum" diyor.
"Hazır olun"
2024'ün ilk aylarında Avrupa turnesinin müjdesini veren Uzer'in Türkiye'deki hayranlarına da bir mesajı var:
Şu an Türkiye'de henüz kesinleştirdiğim bir şovum yok ama ekip olarak gelen teklifleri değerlendiriyoruz. O yüzden yeni yılda her an karşınıza çıkabilirim. Hazır olun!
İlgilendiği her alanda büyüyüp gelişmeye inanan 43 yaşındaki Uzer, çalışkan bir yapısı olduğunu saklamıyor:
Çocukluktan beri neye elimi atsam o konuda onun en iyisi olmak için çalıştım. Çok çalıştım. Hâlâ da çok çalışıyorum. Bence bir sanatçının kendini geliştirmesi kaçınılmaz.
"Geçen şovumda durmadan 5 buçuk saat çaldım"
Peki bu kadar çalışkan bir müzisyen, çalışmadığı zamanlarda neler yapıyor? Uzer, çocukken kaykaycı olduğunu söyleyerek ekliyor:
Şimdi de zaman buldukça kaymaya çalışıyorum. En yoğun sporu şovlarım sırasında yapıyorum aslında. Hiç durmadığım için şov sonrası tişörtümden bir kova su çıkıyor. Geçen şovumda 5 buçuk saat çaldım durmadan. 5 buçuk saatlik kardiyo gibi düşünebiliriz onu.
"En iyi versiyonum olmak istiyorum"
Anlardan beslendiğini sıkça vurgulayan müzisyen, "Kendimi bildim bileli anları kaçırmadan acele etmeden o anın gerektirdiği hangi duygu, hangi düşünce varsa onu yaşamaktan kaçmamayı seçtim" diyerek ekliyor:
Bu yüzden şu anda olduğum yer benim için çok değerli ve bundan dolayı her gün şükrediyorum.
Hâlâ yapmak istediği birçok şey olduğunu söyleyen Uzer, sözlerini şöyle noktalıyor:
Hayal olarak net bir hedef vermekten ziyade hem özel hayatımda hem kariyerimde olabileceğim en iyi versiyonum olmak istediğimi söyleyebilirim.
© The Independentturkish