Özellikle 26 Temmuz'da Nijer'de kaydedilen darbenin ve Malili yetkililer ile Azavad hareketleri arasındaki gerginliğin ardından, saldırıların bir süre bölgesel ve uluslararası arenada hakimiyetini sürdürmesi üzerine Sahel bölgesindeki terör gruplarının sesi azaldı.
Teröristlerin kendi mantıklarını empoze etmeye devam ettiklerini düşünenlerin yanı sıra, saldırıların artık eskisi kadar kapsamlı olmadığına, dolayısıyla Afrika bölgesindeki durumun her an patlamaya açık olduğuna inananlar da var.
Gözlemciler, Mali ve Nijer'deki gergin durumun ardından Sahel'deki terör eylemlerinin artacağı beklentisinde.
Ancak en azından medyada bölgedeki terör saldırılarına ilişkin konuşmaların azalması ise burada gündeme getirilen durumun gerçekliğine ilişkin sorulara neden oluyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ezher Aşırılıkla Mücadele Gözlemevi, Mali, Burkina Faso ve Nijer'in eylül ayında 204 kişinin ölümüne, 32 kişinin yaralanmasına yol açan 13 terör operasyonuna tanık olduğunu bildiren bir rapor yayımladı.
Bu ülkeler, hükümet güçlerini, bölge sakinlerini veya Birleşmiş Milletler güçlerini hedef alan günlük terör saldırılarına maruz kalıyor.
Uzmanlar, Sahel'deki terör operasyonlarının yükselişini BM güçlerinin ve Fransız askerlerinin halkın baskısı dolayısıyla aniden geri çekilmesine bağlıyor.
Zira halk, söz konusu bölgeleri hükümet ordularına teslim etmeden ayrılmalarını talep etti.
Bu durum teröristlerin geniş alanları kontrol etmek amacıyla faaliyetlerini yoğunlaştırmak için yararlandıkları bir güvenlik açığına neden oldu.
Ancak bölgedeki radikal faaliyetlere eşlik eden mevcut sessizliğin farklı gerekçeleri mevcut.
Çeşitli sebepler
ABD'de ikamet eden ve uluslararası ilişkilerle ilgilenen araştırmacı Muhammed Dalumi, Independent Arabia'ya verdiği demeçte, "Nijer'de darbe öncesi ve sonrasında var olan terörist faaliyetlerin hızı son zamanlarda önemli ölçüde azaldı. Bunun çeşitli nedenleri mevcut. En önemlisi Sahel orduları liderleri bu grupları ortadan kaldırmak konusunda ısrarcı. Mali, Burkina Faso ve Nijer güvenlik servisleri arasında lojistik ve istihbarat işbirliği mevcut. Terör olgusunun azalmasının en önemli nedeni radikal grupların bazı Batılı ülkelerden destek alamamasıdır" ifadelerini kullandı.
Malili yetkililerin Paris'i silahlı terörist grupları desteklemekle suçladığını belirten Dalumi'nin hatırlattığı üzere Bamako, 2022'de Fransız savaş uçaklarının hükümetin askeri hedeflerini belirlemek ve silahlı grupların yararına casusluk yapmak amacıyla ülkenin hava sahasına girdiğini doğrulayan kanıtları elinde tuttuğunu bildirmişti.
Malili yetkililer daha önce Güvenlik Konseyi'ni bu kanıtları sunmak için acil bir toplantı yapmaya çağırmış, ancak Fransız vetosu bunu engellemişti.
Terörist grupların engellenmesine katkıda bulunan Rus Wagner güçlerinin varlığı ve bu güçlerin Sahel ülkeleri orduları ile koordinasyonu da bu noktada önemli.
Tamamen kaybolmadı
Nijeryalı Demokrat ve Cumhuriyetçi Yenilenme Partisi siyasi büro üyesi Ömer el-Ensari ise terör gruplarının tamamen ortadan kalkmadığını ve saldırılarının durmadığını söyledi.
Ensari, "Geçten çarşamba günü asker ve sivillerin hayatını kaybettiği kanlı bir terör saldırısı yaşandı. Büyük ihtimalle terör örgütü IŞİD tarafından gerçekleştirildi. Açıkçası Nijerya'da, Mali'de ya da Burkina Faso'da bir değişiklik görmüyorum. IŞİD 26 Temmuz darbesinden ve Kuzey Mali'de olayların patlak vermesinden bu yana El Kaide'ye karşılık Nijer'de yayılıyor. Son dönemde aralarında çok sayıda çatışmanın kaydedilmesine rağmen bölgenin geleceği IŞİD ile El Kaide arasında bir terör meselesi haline geldi. Nijer'de durum iyiye işaret değil. Darbecilerin tüm çözümleri reddetmesinin ardından ülke kuşatma altında. Makul bir geçiş aşamasına öncülük etmek için başka bir darbe bekleniyor" açıklamalarında bulundu.
Medyanın sesi kısıldı
Güvenlik işleriyle ilgilenen gazeteci Ammar Karkud ise Afrika kıyısındaki terörist hareketlerin faaliyetlerinde azalma olduğu düşüncesini reddetti.
Bu hususta, "Güvenlik açısından bölgedeki huzursuzluğuna rağmen terörist hareketlerin medyadaki seslerinin olağandışı bir şekilde kısıldığını, sahada ise terörist faaliyetlerin hala devam ettiğini görüyoruz" ifadelerini kullanan Karkud, nedenini Rusya-Ukrayna savaşına ve Gazze'deki duruma bağladı.
Başta Cemaat Nasrülislam vel Müslimin ve Büyük Sahra IŞİD'i olmak üzere silahlı grupların gerçekleştirdiği saldırıların son yıllarda şaşırtıcı bir artış gösterdiğine dikkat çeken Karkud, Burkina Faso, Mali ve Nijer sınırlarında yayıldıklarını ifade etti. Karkud, bu grupların artık yabancılara değil, faaliyet alanları ve saldırı koordinasyonunda yerel liderlere bağlı olduğunu açıkladı.
Sahel'de terör finansörlüğü
Uluslararası Örgütlü Suçlara Karşı Küresel Girişim, El Kaide'ye bağlı Nasrülislam vel Müslimin grubunu finanse eden tarafları, ayrıca altın madenciliği, adam kaçırma, hırsızlık ve hayvan yağmalama yoluyla yasa dışı faaliyetlerini bildirdi.
Girişimin ekim ayında yayınlanan son raporunda, bu terör örgütünün Sahel bölgesindeki ilk hayati alanının altın madenciliği veya sarı metal aramaları olduğuna dikkat çekildi.
Fidye için adam kaçırmaya da dahil olduklarını, bu faaliyetin 21'inci yüzyılın başlarından bu yana silahlı grupların kaynaklarını besleyen ana unsur olduğunu bildirdi.
Grubun kurulduğu 2017 yılında bölgedeki yıllık gelirin 18 ila 35 milyon ABD doları arasında olduğu tahmin ediliyor.
Hayvan hırsızlığı ise bölgedeki teröristleri finanse eden üçüncü alan. Böylece örgütler topluluklar içindeki varlıklarını ve nüfuzlarını artırmayı amaçlıyor.
Tahminler, teröristlerin 2021'de Burkina Faso ile Mali arasındaki çiftlik hayvanlarını yağmalayarak her ay 50 bin ABD dolarından fazla kazandığını ortaya koydu.
Independent Arabia