Finlandiya'daki bilim insanları, patojenlerin nasıl yayıldığını daha iyi anlamak için son derece kurgusal bir senaryo hazırladı.
Simülasyonda bilimkurgu ve korku filmlerinde ayaklarını sürüyerek sağlıklı insanları enfekte etmeye çalıştığı tasvir edilen zombilere odaklanıldı.
Nüfus ölçeğinde bir model yerine bireysel etkileşimlere odaklanan araştırmacılar, bu modelin gelecekte virüs, bakteri veya mantar kaynaklı salgınlara hazırlanmak için önemli ipuçları sunduğu görüşünde.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Aalto Üniversitesi'nden matematikçi Pauliina Ilmonen liderliğindeki ekip, ilk olarak, Finlandiya'da patlak verecek bir zombi salgınının kontrol altına alınması için çok az bir zamanın olacağını tespit etti.
Buna göre başkent Helsinki'de tek bir zombi olduğu senaryoda 7 saat içinde harekete geçilerek virüsü yayan kaynağın yok edilmesi ve şehrin karantinaya alınması gerekiyor.
Araştırmacılar, 7 saatin ardından zombilerin tüm ülkeyi istila etmesinin kaçınılmaz hale geldiğini belirtiyor.
Ilmonen, "Bunu şaşırtıcı bulmamalıydım ama nüfusumuzu hayatta tutmak için bu kadar hızlı tepki vermemiz gerektiğine şaşırdım" diye konuştu:
Bu durum beni bireysel ve toplumsal haklar gibi ahlaki konular üzerine düşünmeye sevk etti.
Gerçekçi bir zombi simülasyonu yapmak
Salgınların nasıl yayıldığını anlamak için kurgusal senaryolara başvurmak yeni bir yöntem değil.
Zira zombiler, tıp öğrencilerini epidemiyoloji çalışmalarının yanı sıra matematik gibi diğer disiplinlere yöneltmek için de kullanılıyor.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri de 2011'de olası bir salgına hazırlık kampanyası için zombi temasına başvurmuştu.
Hatta bazı araştırmacılar zombili video oyunlarını temel alarak ipuçları elde etmeye de çalışmıştı.
Öte yandan gerçekçi bir zombi simülasyonu tasarlamak son derece zor.
Uppsala Üniversitesi'nden matematikçi Lauri Viitasaari, "Bir insanın bir zombiyle karşılaşmasından galip çıkması olasılığı nedir?" ifadelerini kullandı:
Sorun şu ki burada önümüzü görmeden yürüyoruz. Çünkü bu tür sorulara ilişkin gerçek veriler ciddi şekilde sınırlı.
Aalto Üniversitesi'nden matematikçi Natalia Vesselinova da, "Simüle edilmesi gereken çok sayıda insan-zombi etkileşimi, hesaplamaları çok yoğun hale getiriyor" diye ekledi.
Bu çalışmada ekip, söz konusu sorunların üstesinden gelmek için modeli yine de gerçekçi sonuçlar verecek şekilde basitleştirdi.
Henüz tüm bulgular açıklanmasa da ekip, simülasyonlarının işe yaradığını ve bunun dünyanın diğer bölgelerine uyarlanabileceğini söylüyor.
Buna göre simülasyon, başka senaryolara da uyum sağlayabilir. Örneğin dedikoduların ve tehlikeli yanlış bilgilerin nasıl yayıldığını incelemek için de etkili olabilir.
Independent Türkçe, Science Alert, Daily Mail
Derleyen: Çağla Üren