Millie Bobby Brown bir medyumla görüştükten sonra feminist olduğunu fark ettiğini açıkladı.
Stranger Things yıldızı 16 Ekim'de Glamour'a verdiği röportajda, feminist uyanışını Brown'a feminist olduğunu söyleyen bir medyumu ziyaret etmesine bağladı. Brown eve döndüğünde hemen Google'da arama yaptığını hatırlıyor:
Feminist olup olmadığımı nasıl anlarım?
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Aktris, internette yaptığı derin bir araştırmanın ardından "feminizm fikrini ve onun için ne anlama geldiğini gerçekten kavradığını" ve "nihayetinde bunun fırsatlarla ilgili olduğunu" fark ettiğini söyledi.
Brown, prodüksiyon şirketi PCMA aracılığıyla feminizmi çalışmalarının odak noktası haline getiriyor, özellikle de bugüne kadar sinemada yeterince temsil edilmediği söylenen genç kızların ve kadınların hikayelerine ışık tutmayı amaçlıyor.
PCMA adını Brown ve kardeşlerinin (Paige, Charlie, Millie, Ava) baş harflerinden alıyor. Şirket bir aile işletmesi ve Millie'yle kız kardeşi Paige özellikle genç kızlar ve kadınlar hakkında kitaplar arıyorlar. PCMA, çabaları sayesinde Enola Holmes kitaplarının haklarını elde etti ve Netflix'le ortaklaşa başarılı bir seri ortaya koydu.
Brown'ın 2024'te Netflix'te gösterime girecek fantastik aksiyon filmi Damsel de kadın odaklı anlatılara olan bağlılığını gösteriyor. Angela Basset ve Robin Wright'la birlikte rol aldığı film, ejderhalarla savaşan cesur bir prensesin hikayesini anlatıyor. Brown yayın organına, "Tema feminizm" dedi.
19 yaşındaki oyuncu kadınlar için mücadelesini sadece yapımcı koltuğundan sürdürmüyor. UNICEF İyi Niyet Elçisi olarak üstlendiği rolle de kadınları savunmaya kendini adamış durumda. Brown henüz 14 yaşındayken Birleşmiş Milletler'e seslendi ve kuruluş tarafından görevlendirilen en genç kişi oldu. Bu rolü sayesinde dünyanın dört bir yanındaki genç kızların menstrüel bakım ve eğitimine yönelik çabaları destekliyor ve farkındalığı artırıyor.
Bildirilenlere göre Brown, UNICEF İyi Niyet Elçisi rolünü desteklemek için Purdue Üniversitesi'nde çevrimiçi dersler alıyor ve insani hizmetler okuyor. Glamour dergisine yaptığı açıklamada şöyle dedi:
Çok büyük bir şey yapmama ve dünyayı değiştirmeme gerek yok.
Buna ihtiyacım yok. Ama insanlara (kalplerine, zihinlerine, ruhlarına) iyi gelecek küçük şeyler yapabilirsem, işte o zaman yapacağım şey budur.
UNICEF'in ötesinde Brown, kamuoyunun ve tabloid gazetelerin genç kadınlar hakkında konuşma biçimindeki kadın düşmanlığını da sık sık açıkça dile getiriyor. Guilty Feminist podcast'inin 2022'de yayınlanmış bir bölümünde Brown, 18 yaşına girdiğinden beri kamuoyunun kendisine "iğrenç" bir şekilde davrandığının altını çizmişti.
Podcast sunucuları Deborah Frances-White ve Susan Wokoma'ya konuşan Brown, şunları söylemişti:
18 yaşıma girdikten sonraki iki haftada buna kesinlikle daha fazla maruz kalmaya başladım, insanların davranış biçimleriyle basının ve sosyal medyanın reşit olmama verdiği tepki arasında kesinlikle bir fark görüyorum.
Bunun hiçbir şeyi değiştirmemesi gerektiğine inanıyorum ama bu iğrenç ve gerçek ve... dünyada neler olup bittiğinin ve genç kızların nasıl cinselleştirildiğinin çok iyi bir temsili.
* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/life-style
Independent Türkçe için çeviren: Gökçe Uçak
© The Independent