Hamas ile İsrail arasında Gazze'nin dışında ve daha sonra içinde devam eden savaşın başlamasından birkaç gün önce, İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney, X platformundaki hesabından şu kısa açıklamayı yaptı:

Siyonist oluşum can çekişiyor.

Bu açıklama 3 Ekim günü yapıldı. Birkaç gün sonra Gazze'yi yöneten Hamas milisleri tarihlerinin en büyük ve en tehlikeli askeri güvenlik eylemlerini başlattılar.

İsrail'i bir füze yağmuruna tuttular ve ardından yerleşimcilerin yaşadığı birkaç İsrail yerleşim yerine saldırdılar.

Hamas unsurları Gazze çevresindeki yerleşim yerlerinin sakinlerinden öldürebildikleri kadarını öldürdüler ve yaklaşık 100-170 İsrailliyi esir aldılar.

Ekim ayının dokuzuncu gününe girerken savaş henüz başlangıç aşamasında ve İsrail resmen savaş durumunda olduğunu deklare etti.

İran Devrim Muhafızları'nın organik bir parçası olan Lübnan Hizbullah'ı, Hamas ile dayanışmak için İsrail tarafıyla Lübnan sınırında kasten hafif bir askeri çatışmaya girişti.

Daha önce yayınladığı açıklamada da Hamas'ın bu savaşının "Arap ve İslam dünyasına ve tüm uluslararası topluma, özellikle de bu düşmanla normalleşme arayışında olanlara bir mesaj" olduğunu ifade etmişti.

İşte yoğunlaşmamız gereken nokta bu; evet, Gazze'de ve belki de Batı Şeria'da her an durumun alevlenmesi için kalıcı nedenler var.

Bu doğru ama bu sefer Hamas'ın bu savaşı önceden planlayarak "kasten başlattığı" ve durumu bir süreliğine alevlendirmede başarılı olduğu göz ardı edilemez.

Peki ya sonra?!.

Hamaney'in savaştan önce söylediği gibi İsrail yok oluyor ya da can mı çekişiyor ve bu iddia edilen can çekişme ne kadar sürecek?

Gerçekte, sözde Arap seçkinlerinin bir kısmı her ne kadar övgüler denizinde boğulup, kendilerinden geçerek yaşananlardan gurur duyan şiirler söyleseler de İsrail yok olmayacak.

Kat kat daha güçlü olan taraf İsrail ve buradaki en büyük soru şu:

Kassam Tugaylarının bu kıyamet gibi savaş yolu bölgenin ve dünyanın tercihi mi?

Gerçek şu ki, bazı taraftarların kopardığı gürültüye ve tezahüratlarına rağmen, ilk şoktan sonra işlerin gidişatı İsrail tarafının elinde olacak.

İsrail'in vereceği karşılığın öncüllerini ve işaretlerini daha şimdiden Savunma Bakanı (Gallant) ofisinin yayınladığı açıklamada gördük.

Savunma Bakanı, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki cevabının nasıl olacağıyla ilgili şunları söyledi:

Önümüzdeki 50 yıl boyunca hafızalarda taze kalacak ve Hamas bunu başlattığı için pişman olacak. Statüko nesiller boyunca değişecek.
 

İsrail şu ana kadar yaklaşık 700 kişiyi kaybetti, 1973 savaşında ise yaklaşık 2.600 kişiyi kaybetmişti.

Yani savaşın devam etmesi durumunda İsrail'in kayıpları Ekim 1973'teki savaşta verdiği can kayıplarının üçte birine yaklaşabilir.

Bu, İsrail standartlarına göre çok büyük bir rakam ve genel psikolojik anlamda çok tehlikeli.

Soru şu: Tel Aviv bu kez Hamas'ı tamamen ortadan kaldırabilecek mi?

Bu gibi durumlarda İsrail'in olağan iç eleştirilerini okurken, tüm yönetimi boyunca benimsediği politikalar nedeniyle Netanyahu'yu hedef alan Nahum Barnea'nın Yedioth Ahronoth gazetesinde yazdıkları dikkatimi çekti.

Barnea, böl ve yönet ve bedeli ne olursa olsun ateşkes politikasıyla Hamas'ı Filistin Otoritesi'nin aleyhine olacak şekilde öne geçiren kişinin Netanyahu olduğunu söylüyor.

Geçen aylarda Hamas hareketine, 20 bin Gazzeli için çalışma izni, ithalatın artırılması ve Katar fonlarının aktarılması dahil olmak üzere ordunun önerdiği her şeyi verdiğini belirtiyor.

"Hükümetinin neredeyse savunma bakanı olan" Smotrich, geçtiğimiz günlerde Hamas'ın bir hazine, Filistin Otoritesi'nin ise bir yük olduğunu söylemişti.

Netanyahu kuralı değiştirmeye hazır mı?

Sonra mı; Hamas'ın başlattığı bu savaştan öncelikle kimin yararlandığını araştırın.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat