Partisinin Trakya Bölgesi İstişare Toplantısı'nda konuşan Akşener, "Ben de arkadaşlarımızın beni aday ilan ettiğini dolayısıyla arkadaşlarımın bunu kabul etmeyeceğini söyledim" ifadelerini kullandı. Akşener özetle şunları söyledi:
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
2018 patır kütür seçim kararı alındı. Bize seçime girme hakkını şu cümleyle verdi YSK: 1, grupları var; 2, teşkilatları tamam. Hani 3 ay sonra evrak alacaksınız vardı ya. Sonra anlatacağım nasıl çözüldüğünü. Bir şaibe yaratılmak istendi. O gün İstanbul’da biz seçime yönelik bir çalışma yapıyoruz. Daha seçim yok. Seçim ilan edildi. Bir araya geldik. Ertesi gün bir bilgi geldi, bunun adı psikolojik harptir, seçime sokmuyorlar dediler. Eylem yapmaktı benim niyetim. Usuletle çözdük meseleyi. Bir kere daha Teşekkür ederim sayın Kılıçdaroğlu’na ve grup kurmamız için gelen 15 milletvekili arkadaşıma. Orada sorun yok.
“Gül’ü kabul etmeyeceğimi söyledim"
Sayın Kılıçdaroğlu, sayın Abdullah Gül’ün adaylığını bana söyledi. 15 milletvekili için gittiğim akşam söyledi. Ben de arkadaşlarımın beni aday ilan ettiğini ve Gül’ü kabul etmeyeceğimi söyledim. Sonuç itibariyle sayın Erdoğan’ın kazandırılmasını ben sağladım. Birinin kafaya taş düşme benden biliniyor. Ben yoksam bir İYİ Partiliden biliniyor. Hala Sayın Gül’ü çok seven gazeteci kılıklı arkadaşlar beni ve partimi biçiyor. Orada suçlu ben. Sayın İnce’nin kazanamamasının suçlusu ben. Yüzde 10 aldık. Mesele şu, niçin? 17-18’lersek biz niçin 2018’de yüzde 10? Asıl soru bu. Eğer bu yolculuğu başarıyla tamamlamazsak Türkiye gidiyor
Muhalif seçmen sayın İnce’nin birinci turda kazanacağını düşündü. Abdullah Gül’ün aday olmamasından sorumlu benim. Dolayısıyla işi götüren benim.
2019 seçimi için teklifi biz bizzat CHP’ye götürdük. Ne söyledilerse evet dedik. Seçmenin ayağa kalkıp 2023’ün taşlarını döşemekti. Benim hedeflediğim İstanbul ve Ankara’nın ayağa kalkması. İkisi de alındı. Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi İstanbul’u alan Türkiye’yi de alamıyormuş. Biz bu teklifi götüren olarak bununla övündük ama biz seçtirdik bize mecbursunuz davranışıyla karşı karşıya bırakmadık. Her iki belediye başkanımızın da, hala Millet İttifakı’nın belediye başkanları, işe aldıkları o şehirde mukim insanlardır. Ahlaki olarak her şeye dikkat ettik ama sonra 2023’e geldik.
“Evet suçlu benim hay hay”
2 yıl evvel 5 kişi biz 5 kişi onlar, ben önce daha masa kurulmamıştı, bütün yeni kurulmuş muhalif partileri gezdim. Bazı sorular sordum o beş kişinin huzurunda. En son sayın Kılıçdaroğlu ile görüşmek üzere CHP’ye gittik. Onlar 5 kişi, biz 5 kişi. Bu iki belediye başkanlarımızın ita amiri Sayın Kılıçdaroğlu olduğu, seçmen tarafından Türkiye genelinde olumlandıkları görüldü. Hakkari’de Mansur Bey, Ağrı’da Ekrem bey söylendi bana. Bu ikisinden birini aday gösterdikleri takdirde birini çekmeleri gerektiğini, aksi halde seçmenin spor kulübü taraftarı haline döndüğünü ve muhalif seçmeni böldüğünü söyledim. Eğer ikisini de düşünmüyorsanız bu arkadaşlarımızla görüşün dedim. Ekrem Bey Anadolu’yu gezdi. Her iki arkadaşımızın da popülaritesi yükseldi. 3 seçimi kazandılar. Nasıl diyeceğiz biz şimdi parlamenter sisteme geçelim. Tek adam rejimi hepimizin hatalarıyla 3 dönem kazandı, onaylandı. Evet suçlu benim hay hay. Durumu değiştirmiyor.
“O seçim kazanılsın diye ben zehir içtim"
Meşhur 3 mart akşamında ben şöyle biliyorum, Sayın Karamollaoğlu davetiyle Saadet Partisi’nde toplanacağız. Nasıl bir yöntemle Cumhurbaşkanlığı seçilecek diye gittim. Meğer isim onaylayacakmışız. 3 Mart akşamı isim oyladık. Herkes Kılıçdaroğlu dedi. Ben vatandaşın nezdinde İmamoğlu ve Yavaş’ın önde olduğunu söyledim. Kılıçdaroğlu döndü dedi ki ‘Akşener uygun görmediğine göre biz beşimiz imzalayıp çıkalım’. O seçim kazanılsın diye ben zehir içtim. O akşam size bunları anlatsam yakıp yıkacaktınız. ‘Sabır’ dedim kendime”. O masa gitti. O gün bunları size anlatsan siz yıkardınız ortalığı. Aliya İzzetbegoviç’in demiş ya, “Gördüm ki düşmanımıza benzemiş birileri.” Aynı küfürler tekrarlandı.
İki belediye başkanı evime geldiler gece. Birer kere daha sordum. N’olur aday olabilir misiniz diye. Olmayacaklarını söylediler. Sayın Kılıçdaroğlu’na kazandırmak için 3 teklif geldi. Başkası olsa bir teklifi atlar. Ama Amaç Türkiye. Benim bir önemim yok ki. İkisinin başkan yardımcısı ve icracı Cumhurbaşkanı yardımcısı olma teklifini kabul ettim. Biz onu sanki biz söylemişiz gibi arafta bıraktık. Utanmadan bugün o arafı bile hakaretle anan ittifaktaşlarımız var. Korkunç bir şey.
“Bize verilen oyla Sayın Kılıçdaroğlu'na bizden giden oy aynı"
Sonra sayın Kılıçdaroğlu ile bir otelde buluştuk. 10 bin kişi dışarıda, bağırıyor. Sayın Karamollaoğlu, Babacan’ın haberi yok. Kiimsenin haberi yok. Meğer kimsenin haberi yokmuş. Ben o masada kalakaldım. Konuyu anlattım. Sayın Babacan iki kere sordu bunu CHP mi söyledi. Gitti arkadaşlarıyla konuştu bir saat. Biz kabul etmiyoruz dedi. Ben yine kalktım çıkıyorum. İnsan sağlığına onuruna aykırı işler bunlar. Sonra bir orta yol bulundu. O günden itibaren bizim seçmenimiz sayın Kılıçdaroğlu oy versin diye 45 ilde miting yaptım ben. Çok enteresan bir şey, hiç çalışmadı İYİ Parti dediler. 17-15’se bizim oyumuz. 5-6 puan bizden gitti. Onlar Cumhur İttifakı paydaşlarından bize gelmiş oylar. Bu iki belediye başkanından birini aday edebileceğine inandıkları için bize gelmiş oylar. Esasında cezayı biz yedik. Bizim oyumuz 9,67. Yüzde 25 CHP. Yeşil Sol ve TİP’i koyun. Birinci turda alınan oyu görürsünüz. Bize verilen oyla sayın Kılıçdaroğlu’na bizden giden oy aynı. Pek çok ahmak, bizim partimizin seçmeninin oy vermediğini, teşkilatlarımızın çalışmadığını iddia ediyorlar.
"2028'de de kendi başımıza gireceğiz"
Biz ittifak sisteminden vazgeçtik. Türkiye için eğile büküle öldük. Bundan sonra yok. İttifak sistemiyle yol yürümeyeceğiz. Sadece bugün değil 2028’de de kendi başımıza gireceğiz. Bu ortak seçilmiş belediye başkanlarımızı kötüleyeceğimiz anlamına gelmez. İstanbul’u alan Türkiye’yi alamıyormuş. Biz alamadık. İster beni suçlayın ister başkasını.
Pek çok CHP’li siyasetçi arkadaşımız televizyonlarda 15 millletvekili mevzusunu söylüyorlar. Bunun bir ödemesi vardıysa İstanbul ve Ankara’yı hediye ederek kendilerine ödedik, hâlâ alacaklıyız.
Edirne'deyiz... https://t.co/RU5bdGjvXe
— Meral Akşener (@meral_aksener) September 18, 2023
Independet Türkçe