Kadın hakları aktivisti olan Afgan bir kadın Taliban gözaltı merkezinde geçirdiği zorlu bir yolculuğun ayrıntılarını anlattı.
Kadın anlattıklarını, yakın zamanda tutuklanmasının ardından gördüğü şiddeti ve acımasız işkencenin etkilerini gösteren fotoğraflarla destekledi.
Kadın hakları aktivisti, Independent Farsça'ya Taliban hareketinden yerel bir yetkilinin emriyle sokaktan kaçırıldığını anlattı.
İş yerine yakın bir yerden ilçe komiserinin ofisine götürüldüğünü ve orada hareket polisi ve yargının bulunmadığı bir odada sorguya çekildiğini, işkence gördüğünü belirtti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Aktivistin Taliban üyeleri tarafından sorgulanmasına ilişkin anlattıkları, Taliban'ın intikama benzeyen eylemleri ortaya koydu.
Kadın "Hareketin iki üyesinin kendisine aşırı vahşice saldırdığını, özel bölgelerine plastik tüp ve kablolarla vurduğunu ayrıca neden diğer kadınları Taliban aleyhine kışkırttığını sorduğunu" anlattı.
Kadın, Taliban'ın onu fiziksel olarak taciz ve darp ettiğini belirtti. Bu bağlamda "Elbiselerimi çıkarmaya çalıştılar ve hatta bir an bana tecavüz edeceklerini düşündüm" ifadelerini sözlerine ekledi.
Afgan aktivistin ifadeleri, Taliban unsurlarının davranışlarının salt sorgulamadan çok işkence, intikam ve cinsel saldırı gibi olduğunu açıkça gösteriyor. Kadın, sorgulamayı yapanlardan birinin diğerine Peştuca "Git bana kerpeten getir de onun etini keselim" dediğini söyledi.
Aktivistin, ailesinin ve çevredeki büyüklerin arabuluculuğuyla cezaevinden çıktığı ancak Taliban'ın kendisinden sosyal medyadaki faaliyetlerini ve kadın hakları örgütleriyle çalışmalarını durdurmasını istediğini belirtti.
Önceki raporlarda, Taliban hareketinin gözaltı merkezlerinin son iki yılda kadınlara yönelik çok korkunç işkencelere tanık olduğunu belirtilmişti.
Taliban'ın birkaç başka kadını tutukladığına birkaç gün ve aylarca gözaltında tuttuğuna dair benzer hikayeler de bulunuyordu.
Mart ayında Kabil'de bir protestoya katıldıktan sonra tutuklanıp hapsedilen Afgan aktivist Rukiyye Sa'i'nin de benzer bir hikayesi vardı.
Sa'i serbest bırakıldıktan ve Afganistan'dan ayrıldıktan sonra Independent Farsça'ya konuşmuş ve Taliban'ın onu başkentteki İstihbarat Departmanı gözaltı merkezinde plastik bir boruyla dövdüğünü anlatmıştı.
Tutuklandığı günlerde regl döneminde olduğunu belirten Sa'i, sıhhi tesislerin olmaması ve hijyenin olmaması nedeniyle çok acı çektiğini belirtti.
Diğer birkaç Afgan kadın aktivist, Taliban gözaltı merkezlerinde kablolar, plastik borular ve diğer işkence yöntemleriyle darp edildiklerinden bahsetti.
Ayrıca sorgulama sırasında işkence ve taşlanarak ölümle tehdit edildiklerini de belirttiler.
Son iki yılda, Taliban hareketi onlarca kadını gösterilere katılmaları ve özellikle insan hakları ve kültürel programlar alanındaki medya faaliyetleri nedeniyle tutukladı ancak şu an kadar Taliban yetkilileri, kadın tutuklular veya Afgan aktivistlere yönelik işkence olup olmadığına yönelik bir açıklamada bulunmadı.
Taliban bunun yerine, gözaltı merkezlerinde siyasi tutuklu bulunmadığını ve tutuklanan, hapsedilen veya öldürülen herkesin cezai veya güvenlik suçları işlediğini iddia etmekle yetindi.
ABD'nin Afganistan'daki Kadın İşleri ve İnsan Hakları Özel Temsilcisi Rina Amiri, daha önce Taliban'ın dışişleri bakanıyla görüşmesinin ardından, Afgan kadın aktivistlerin kendisinden hareketle iletişime geçmesini istediğini iddia etti.
Ancak Afganistan'daki ve yurtdışındaki aktivistler, onun açıklamalarını reddetti ve en başta Taliban ile iletişim kurulmasını istemeyeceklerini vurguladı.
Afganistan'ın eski Norveç Büyükelçisi olan Şükriye Barakzayi, "ABD yetkilileri Afgan kadınlarının isteklerini yanlış yorumladı" dedi.
Bunu "Afgan kadınlarının istediği, iletişim kurulması değil, Taliban üzerinde baskı kurmak ve Afganistan'daki suçlarından sorumlu tutulmalarını sağlamak" açıklamasında bulundu.
Independent Farsça
