Beyrut patlamasının üçüncü yılı: Soruşturma siyasi engellere takıldı, ölü sayısı bile hâlâ net değil

Patlamada zarar görenler ve yakınları konuyla ilgili uluslararası soruşturma istiyor

Resmi ölü sayısını 191 olarak açıklayan Lübnan hükümeti, patlamadan bir ay sonra can kayıplarını saymayı durdurmuştu (AP)

Lübnan'ın başkenti Beyrut'u yerle bir eden liman patlamasının üzerinden üç yıl geçti ancak konuyla ilgili yürütülen soruşturma siyasi engellere takıldı.

Beyrut'ta milyarlarca dolar maddi zarara neden olan patlamada, AP'nin rakamlarına göre en az 218 kişi hayatını kaybetmiş, 6 binden fazla kişi de yaralanmıştı.

4 Ağustos 2020'de gerçekleşen patlamanın üçüncü yılında, olayda hayatını kaybedenlerden bazılarının yakınları hâlâ sevdiklerinin ölümünün resmi olarak kabul edilmesini bekliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Lübnanlı yetkililerin ölümünü resmi olarak kabul etmediği kişilerden biri de, Suriyeli mülteci bir çiftin 5 aylık bebekleri Kusay Ramazan oldu. 

Ailesi patlama sırasında bebeklerinin kaldığı hastanenin tavanının çöktüğünü ve 5 aylık Kusay'ın olayda hayatını kaybettiğini söyledi. Çocuklarının resmi can kaybı listesine eklenmediğini belirten aile, yetkilileri Lübnanlı olmayan kurbanlara karşı ayrımcılık uygulamakla suçladı.

5 aylık Kusay Ramazan'ın resmi can kaybı listesinde yer almaması, ailenin olayla ilgili hukuki haklarından ve gelecekte yapılacak olası bir tazminat ödemesinden mahrum kalması anlamına geliyor.

Konuyla ilgili soruşturma durduruldu

Beyrut'ta kaç kişinin hayatını kaybettiği bile net olarak tespit edilmeyen liman patlamasıyla ilgili soruşturma da siyasi müdahalelerle durduruldu.

Siyasetçiler konuyla ilgili yargı sürecine defalarca kez müdahil olurken, patlamaya ilişkin yürütülen soruşturma da Aralık 2021'de durduruldu.

Lübnan Başsavcısı Hasan Oueidat, ocakta soruşturma kapsamında tutuklu bulunan tüm şüphelilerin tahliye edilmelerine karar verdi.

Uluslararası Af Örgütü'nün Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölümü başkan yardımcısı Aya Meczub konuyla ilgili, "Siyasi sınıf konuyla ilgili soruşturmayı engellemek, baltalamak ve durdurmak için yasal ve yasal olmayan her yolu kullandı" diye konuştu.

Ancak liman patlamasıyla ilgili uluslararası bir soruşturma başlatma çabaları devam ediyor.

Patlama sırasında 6 yaşındaki kızı bir gözünü kaybeden 40 yaşındaki Suriyeli mülteci Makhul Muhammed, geçen yıl Kanada'ya yerleştiğini ve Kanada mahkemelerinde konuyla ilgili dava açmayı planladığını söyledi.

Muhammed, "Bu siyasi sınıf ülkeyi yönettiği sürece, yerel soruşturma bir sonuç vermeyecek" diye konuştu.

Lübnanlı ve uluslararası hak grupları, kurbanların yakınları ve patlamadan kurtulanlar ise BM Haklar Konseyi'ne yaptıkları başvuruda, "Patlamanın üçüncü yılında, adalete ve bu felakete neden olanlardan hesap sormaya yakın değiliz" ifadelerini kullandı.

Patlamada yakınlarını kaybedenlerden bazılarının da limanda amonyum nitrat depolayan şirketlere yurt dışında davalar açmaya başladığı biliniyor. 

Kurbanların yakınları limandaki patlamaya neden olan kimyasalların 2013'te Lübnan'a gönderildiğini, üst düzey siyasetçi ve güvenlik yetkililerin durumdan haberdar olmalarına karşın bir şey yapmadıklarını savunuyor.


Independent Türkçe, Times of Israel, AP
 

DAHA FAZLA HABER OKU