Ürdün Dışişleri Bakanı Safadi'nin Suriye ziyareti, ‘mülteciler ve uyuşturucu sorunu için bir ön deneyim’

Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi, Suudi Arabistan, Mısır, Irak ve Suriye'nin katılımıyla mayıs ayı başlarında Amman’da yapılan istişare toplantısında sonra Şam’ı ikinci kez ziyaret etti

Fotoğraf: AFP

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi’yi Şam'da kabul etti 

Amman’daki istişare toplantısı, Suriye’nin Arap Birliği (AL) üyeliğine geri dönmesinin ve Cidde’de liderler düzeyinde yapılan son AL Zirvesi’ne katılımının önünü açtı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Ürdünlü bir kaynağa göre Safadi'nin Şam ziyaretinin amacının, Amman’daki istişare toplantısının sonuçlarının takip edilmesi ve iki ülke arasında ortak bir komisyon oluşturulmasının yanı sıra Suriyeli mültecilerin geri dönüşüyle ilgili bir ön deneyim için potansiyel imkanların tartışılması olduğunu söyledi. Kaynak, ziyaretin özellikle kaçakçılık faaliyetlerinin devam etmesi ve son günlerde bu faaliyetlerin yeniden yoğunlaşmasıyla Suriye’den Ürdün’e uyuşturucu ve silah kaçakçılığını ciddi şekilde sınırlandırma yollarının ele alınmasını da hedeflediğini sözlerine ekledi.

Suriye'nin AL üyeliğine geri dönmesi karşılığında, insani yardım (mülteciler), güvenlik (sınırların kontrolü ve silah ve uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele) ve siyasi olarak Suriye Anayasa Komitesinin çalışmaları ve kapsamlı ulusal uzlaşının sağlanması için ciddi iş birliğine ihtiyaç duyulurken Şam bu konuda kararlı bir tutum sergilemiyor. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in AL zirvesinde yaptığı ve Arap değerlerine bağlılığını ifade etmekten kaçındığı bir konuşma da bu tutumu teyit eder nitelikteydi.

Amman, Suriye'nin güneyinde faaliyet gösteren kaçakçıların ve milislerin drone kullanmaya başlamasıyla yeni ve gelişmiş bir boyut kazanan silah ve uyuşturucu kaçakçılığının devam etmesinden duyduğu rahatsızlığı gizlemiyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Ürdünlü diplomatik kaynaklar, Ürdün'ün Hizbullah ve İran'a bağlı kaçakçıların, silah ve uyuşturucu tacirlerinin faaliyetlerinin doğası hakkında güvenlik bilgileri sağlayarak Şam'ı ve onun kaçakçılık çeteleriyle mücadeledeki ciddiyetini ‘test ettiğini’ inkar etmiyor.

İran tarafından finanse edilen uyuşturucu üretim tesisleri ve Suriye'nin güneyinde, Ürdün sınırına doğru uyuşturucu kaçakçılığı rotası hakkında aylarca bilgi verdikten ve büyük uyuşturucu üreticilerinden ve kaçakçılarından birini tespit ettikten sonra Şam’ın sınırları kontrol altına almak ve kaçakçılık faaliyetlerini durdurmak için harekete geçmesini bekleyen Amman, Suriye'nin güneyinde bir hava saldırısı düzenlemek zorunda kaldı. Hava saldırısında çetenin lideri etkisiz hale getirilirken Dera’da İran destekli Hizbullah ile bağlantılı, terk edilmiş bir uyuşturucu tesisi imha edildi.

Ürdünlü kaynaklar Ürdün Hava Kuvvetleri'nin 8 Mayıs’ta gerçekleştirdiği hava saldırısı hakkında herhangi bir yorumda bulunmazken Ürdün Dışişleri Bakanı Safadi, aynı gün yaptığı açıklamada, ‘ülkesinin ulusal güvenliğini korumak için atılan her adımı zamanı gelince açıklayacağını’ söyledi. Safadi, Ürdün ve bölge için büyük bir tehdit oluşturan Suriye'den yapılan uyuşturucu kaçakçılığı sorunuyla karşı karşıya olduklarını vurguladı.

Öte yandan analistler, Safadi’nin Şam’a yaptığı ikinci ziyareti, ortak dosyalarda Ürdün'ün daha yakın iş birliği yapma konusundaki kararlılığının bir göstergesi olarak nitelediler. Safadi, pazar akşamı Meclis’teki bir oturumda, ‘Suriye krizinin devam etmesinden Suriye halkından sonra en çok Ürdün'ün etkilendiğini’ söyledi.

Suriye krizinde uluslararası toplumun krizi yönetmeye ve mevcut durumun korunmasına yönelik bir yaklaşım sergilediğini belirten Safadi, ülkesinin bu yaklaşımdan etkilendiğini, aynı durumun Suriye halkı için de geçerli olduğunu vurguladı. Safadi, Suriye krizinin çözümünde Arap ülkelerinin öncü bir rol oynaması gerektiği çağrısında bulundu.

Safadi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ürdün'ün uluslararası aktörlerin birçoğunun olumlu karşıladığı Suriye krizinin çözümüne ilişkin yaklaşımının desteklenmesine yönelik tüm diplomatik çabalara rağmen bu yaklaşım halen çözülmesi ve aşılması gereken engellerle karşı karşıya.”

Güven ve takvim

Amman’da 1 Mayıs'ta yapılan istişare toplantısında yapılan anlaşmada, Ürdün'deki yaklaşık bin Suriyeli mültecinin gönüllü olarak ülkelerine dönüşünün organize edilmesi, Suriye ve Ürdün hükümetleri arasında bu konuda iş birliği yapılması, ilgili Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarıyla koordinasyon kurulması, onaylı çalışma mekanizmaları ile ilgili BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarında öngörülen erken toparlanma süreci kapsamında Suriye hükümetinin mültecilerin geri dönüşü için gerekli koşulları tesis etmesi ve böylece BM kurumlarının mültecilerin hayati ihtiyaçlarını karşılamaları, daha sonra buna Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapan diğer ülkelerin de dahil olmasını öngören bir gündem ve takvim yer alıyordu.

Anlaşma ayrıca Suriye hükümetinin ülkenin daha büyük bölümlerini kontrol etmesi, hukukun üstünlüğünün kabul edilmesi ve uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Şartı uyarınca Suriye topraklarındaki silahlı ve terörist grupların varlığını sona erdirmek ve Suriye'nin iç işlerine müdahaleyi durdurmak için her türlü meşru çabanın desteklenmesini öngörüyordu.

Anlaşmanın en önemli hükümleri arasında ise Suriye'nin Arap ülkelerine, ulusal ve uluslararası taraflara verdiği taahhütler doğrultusunda komşuları ve sınırları boyunca uyuşturucu ve silah kaçakçılığı faaliyetlerinden etkilenen ülkeler ile arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi maddesi yer alıyor. Ayrıca, Suriye'de uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığının kaynaklarını ve Ürdün sınırlarında kaçakçılık yapanları belirlemek için bir ay içinde iki ayrı ortak siyasi-güvenlik çalışma grubu oluşturmak üzere Suriye'nin Ürdün ve Irak ile koordinasyon kurulması ve Irak ile tüm bölgeyi saran kaçakçılık faaliyetlerinin durdurulması ve bu tehlikenin sona erdirilmesi için gerekli adımların atılması yer aldı.

 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU