Tel Aviv hükümeti, özellikle İsrail vatandaşı Filistinlileri hedef alan icraatlarına devam ediyor. Aşırı sağcı çizgideki İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 6 aydan 1 yıla gözaltı yetkisi vermeyi planlıyor.
Şarku’l Avsat’ın Yisrael Hayom gazetesinden aktardığına göre, “Ben-Gvir’in partisine mensup Knesset Milletvekili Zvika Fogel’in sunduğu yasa tasarısı onaylanırsa gözaltı kararlarının savcı veya hukuk müşavirlerinden herhangi birinin onayı ile çıkarılacak ve süreleri 6 aydan 1 yıla kadar değişecek”.
Ben-Gvir’in kendisi için istediği benzeri görülmemiş yetkiler, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın ‘terörizmi’ önlemek için idari gözaltı emirlerini imzalama yetkilerine benziyor. Savunma Bakanı’nın adımı, Ben-Gvir ve parti üyeleri tarafından sıklıkla şiddetle eleştiriliyordu.
Yasa tasarısı, Ben-Gvir’in İsrail vatandaşı Filistinlileri herhangi bir suçlama olmaksızın aylarca hapse atmasına ve başka katı kısıtlamalar getirmesine olanak sağlıyor.
Ben-Gvir, “Arap kasabalarında şiddet suçlarının artmasıyla mücadeleye yardımcı olmak” için kişilerin 6 aya kadar gerekçesiz olarak tutulabileceğini savunmuş, süresiz olarak yenilenebilir idari gözaltının kullanılması çağrısında bulunmuştu.
Yasama Bakanlar Komitesi’nin yasa tasarısı lehinde oy kullanması, yasanın Knesset’ten geçmesini kolaylaştıracak. Zvika Fogel’in önerisine göre Ben-Gvir’e, polis komiserinin işlem talep etmesi halinde adli müşavir, savcı veya savcı yardımcılarından birinin onayı ile bakanın ‘kamu için tehlike oluşturduğuna inandığı’ herkesin idari gözaltına alınmasını onaylama yetkisi verilecek.
İkamet koşulları ve mal alımı
Ben-Gvir’in “genel güvenliğe zarar geleceğine dair makul şüphe olduğuna ikna olması” halinde uygulayabileceği diğer önlemler arasında “İsrail içinde seyahat kısıtlamaları, yurt dışına çıkış yasağı, belirli kişilerin belirli bölgelerde yaşamasını zorunlu kılma, belirli mal, hizmet, prosedür ve mal satın alımının yasaklanması ve diğer benzer uygulamalar” da yer alıyor.
İdari gözaltı, öncelikle İsrail içerisinde yaşayan Filistinlilere karşı kullanılıyor. İsrail, bu prosedür kapsamında yaklaşık bin Filistinliyi alıkoyuyor. İsrail vatandaşı Filistinliler ise bu durumu hukuka aykırı buluyor ve ortadan kaldırmaya çalışıyor. Önlem, son yıllarda az sayıda İsrailli Yahudi terör zanlısına karşı da kullanıldı. Ancak Ben-Gvir ve diğer aşırı sağcı liderler, kararın geçen hafta da dahil olmak üzere bu tür durumlarda kullanılmasına karşı çıktı.
Başsavcılık geçen ay sunduğu bir hukuki görüşte, önerinin ‘demokrasiye yönelik bir tehdit’ oluşturduğu konusunda uyardı. Başsavcılığa göre yasa tasarısı, bugünlerde ele alınan diğer girişimler gibi, İsrail’deki ceza hukuku uygulama sisteminde köklü bir değişiklik oluşturuyor. Aynı zamanda ülkenin demokratik karakterine yönelik derin ve temel bir tehdit oluşturuyor.
Hukuki görüş, “Aksi kanıtlanana kadar masumiyeti esas olan yeterli delil olmaksızın, suç işlediğine dair mantıklı bir şüphe olmaksızın, yalnızca geleceğe yönelik ve soyut şüphelere dayalı istihbarata dayanılarak ve herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın idari gözaltında tutulması, insan haklarının ve özgürlüklerin ağır bir ihlalidir” yönünde.
Times of Israel haber portalı, Şin Bet, polis ve yargı danışmanı Ghali Behrav-Mayara’nın da yasa tasarısına karşı olduğunu bildirdi.
Ulusal Güvenlik Bakanı olarak atanmasından bu yana Ben-Gvir, Tel Aviv polis bölge şefini görevden almaya yönelik başarısız bir girişim de dahil olmak üzere polis operasyonları ve personeli üzerinde daha doğrudan kontrol sağlamaya çalıştı ve eleştirmenlerin ‘polisin bağımsızlığına dokunduğunu’ söylediği hareketlerle, yetkilerini genişletmek için baskı yaptı. Ayrıca Ocak ayında görevi bırakacak ve görevi bir yıl daha uzatmayacak olan İsrail polis komiseri Kobi Shabtai ile de defalarca çatışma yaşadı.
Siyasallaşma endişeleri
Geçen ay Yüksek Adalet Divanı, Ben-Gvir’e polis üzerinde artırılmış yetkiler veren bir yasaya karşı geçici bir tedbir kararı çıkardı. Bu da kolluk kuvvetlerinin siyasallaşmasıyla ilgili endişeler yaşandığını gösteriyor.
Ben-Gvir, Filistin saldırılarının artması ve Arap kesiminde cinayetlerdeki keskin artış nedeniyle sert eleştirilere maruz kalıyor. Birçok Arap siyasetçi, ‘güçlü suç örgütlerini dizginleyemeyen ve ‘aile içi kan davası, çete savaşı ve kadına yönelik şiddet’ içerikli şiddet eylemlerini büyük ölçüde görmezden gelen’ polisi suçluyor. Aynı şekilde İsrail içerisindeki Filistinli Arap nüfusun çoğunlukta olduğu yerleşim birimleri de İsrail makamlarının yıllardır süren ihmalinden zarar gördü.
Bu yılın başından bu yana Arap toplumunda meydana gelen cinayetlerde hayatını kaybedenlerin sayısı 6’sı kadın, 1’i genç kız ve 2’si çocuk olmak üzere 104’e ulaştı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Şarku'l Avsat