Kovid-19 pandemisi sonrası yükselen yeni göç dalgası ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya geçiş

Kaçak göçmenlerin Türkiye'ye nasıl giriyor? İnsan kaçakçıları göçmenlere hangi seçenekleri sunuyor? Van ve Doğubayazıt'tan İstanbul, Aksaray'a uzanan göç yolculuğu nasıl sürüyor? Avrupa'ya geçişler nasıl sağlanıyor?

Kolaj: Independent Türkçe

Yunanistan'ın Mora Yarımadası'nda bulunan Navarin'den 47 deniz mili uzaklıktaki uluslararası sularda 14 Haziran'da kaçak göçmenleri taşıyan bir tekne alabora olması sonucu 81 kişi hayatını kaybetti, 104 kişi de Yunan güvenlik güçleri tarafından kurtarıldı. 

Bazı sivil toplum kuruluşları, İtalya'ya gitmek için yola çıkan teknede, çoğu Pakistan ve Suriye vatandaşı olmak üzere 700 kişi olduğunu iddia ediyor ama batan teknede toplam kaç kişi olduğu bilinmiyor.

Kurtarılanların söylediklerine göre hala çok sayıda kişi kayıp ve bazı göçmenlerin soruşturmayı yürüten Yunan savcısına verdikleri ifadeye göre, tekne Yunan sahil güvenliği tarafından İtalya karasularına doğru çekilirken alabora olup batmış, Yunan sahil güvenliği bu iddiaları reddediyor. 
 

Yunanistan açıklarında batan tekneden şu ana kadar 104 kişi kurtarıldı 81 kişinin de cenazesine ulaşıldı, çok sayıda kişi ise kayıp aa.jpg
Yunanistan açıklarında batan tekneden şu ana kadar 104 kişi kurtarıldı 81 kişinin de cenazesine ulaşıldı, çok sayıda kişi ise kayıp / Fotoğraf: AA

 

Kovid-19 pandemisi döneminde uygulanan seyahat kısıtlamaları nedeni ile Batı Avrupa'ya doğru yola çıkan kaçak göçmenlerin sayısında düşüş olmuştu.

Geçen yıl kısıtlamaların kaldırılmaya başlanması ile hareketlenen göç, bu yıl ilkbahar aylarından itibaren tekrar yükselişe geçti. 

Türkiye, Tunus ve Libya ile beraber Batı Avrupa'ya geçişin üç önemli noktasından birisi.

Libya ve Tunus'tan Avrupa'ya gitmek isteyen göçmenlerin rotası İtalya olurken, Türkiye'den geçişler Yunanistan ve Bulgaristan üzerinden oluyor. Fas'tan İspanya'ya da çok sınırlı sayıda geçiş oluyor. 

Tunus ve Fas'tan İtalya'ya geçmek isteyen Afrikalılar bu ülkelerin vatandaşları olurken, Türkiye üzerinden umuda yolculuğa çıkanların başını Türkiye'de bulunan Suriyeliler ile Pakistanlı ve Afganlar çekiyor.

Fakat Türkiye'den Yunanistan ve Bulgaristan'a geçmek isteyen kaçak göçmenlerin içinde, Filistinliler, Iraklılar, Bangladeşliler, Faslılar, Cezayirliler ve birçok Afrika ülkesinin vatandaşları da bulunuyor. 
 

Kaçak göçmenlerin İran'dan Türkiye'ye girişleri

Avrupa'ya geçmek isteyen kaçak göçmenlerin büyük çoğunluğu İran üzerinden Türkiye'ye kaçak geçiyor.

2018'e kadar kaçak girişler daha çok Ağrı-Doğubayazıt üzerinden olurken, 2018-2019'dan itibaren geçişler ağırlıkla Van-Çaldıran bölgesine kaydı ve 2022'den itibaren geçişler Van-Saray ve Van-Özalp'tan da yapılmaya başlandı. 

İran üzerinden Türkiye'ye kaçak geçen Afgan göçmenler, Afganistan-İran sınırında geçiş zor olduğu için önce Pakistan'a gidiyorlar oradan İran'a geçiyorlar. 
 

3.JPG
İran'da insan kaçakçıları, göçmenleri bu kamyonetlerle sınıra getiriyorlar / Fotoğraf: Memet Aksakal

 

Pakistan üzerinden İran'a gelen göçmenlerin büyük çoğunluğu, Türkiye'ye geçmeden önce insan kaçakçıları tarafından Türkiye'nin Van sınırına yakın İran'ın Khoy şehrine bağlı sınıra yakın köylere getiriliyorlar, göçmenlerin az bir kısmı da Doğubayazıt sınırına yakın Maku-Bazargan bölgesindeki köylere getiriliyorlar. 
 

2.jpg
Khoy bölgesinde göçmenler sınıra götürülmeden toplandıkları köylerden birisi Yezdekan köyü / Fotoğraf: Memet Aksakal

 

Aslında bir köy olan ama zamanla Khoy şehrinin bir mahallesi haline gelen ve Khoy'da Kürdistan mahallesi olarak bilinen Ekberabad da Khoy'da insan kaçakçılarının göçmenleri Türkiye sınırına götürmeden önce topladıkları yerlerden birisi. 
 

4.JPG
İran'ın çeşitli bölgelerinden Khoy'a getirilen göçmenler önce Ekberabad mahallesindeki bazı evlerde toplanıyorlar / Fotoğraf: Memet Aksakal

 

Khoy bölgesinde toplanan göçmenlerin büyük çoğunluğu, insan kaçakçıları tarafından Van'daki Kapıköy sınır kapısının kuzeyindeki köylere götürülüyorlar ve insan kaçakçıları ile birlikte çalışan köylülerin yardımı ile Türkiye'ye geçiriyorlar.

Bu bölgede Türkiye'ye en fazla geçişler, İran'ın, Belasur-e Sofla, Kerkuş ve Tavare köyleri bölgesinde oluyor.

Bu bölgede sınırın Türkiye tarafında ise Van'ın Saray ilçesine bağlı Sırımlı ve Bakışık köyleri ile Van'ın Özalp ilçesine bağlı Yukarıtulgalı köyleri bulunuyor.

Bölgede en çok kaçakçılığın yapıldığı köy olarak bilinen Yukarıtulgalı köyünün girişinde askeri bir kontrol noktası var ve köye giriş-çıkış yapan araçlar askerler tarafından kontrol ediliyor.

Ayrıca köyün içinde güvenlik amaçlı güvenlik güçleri bulunduruluyor.
 

5.JPG
Van-Özalp'a bağlı Yukarıtulgalı köyü

 

Khoy'a yakın köylerden toplanan göçmenlerin az bir kısmı da Kapıköy sınır kapısının güneyinde Kapıköy ile Başkale arasındaki köylerden Türkiye'ye giriş yapıyorlar.

Göçmenler bu bölgedeki tüm İran sınır köylerinde Türkiye'ye geçiş yapıyor ama en fazla geçiş genelde Ravvan, Hastecuk, Gernavik, Mir Ömer, Kutanabad ve Tersabad köylerinin olduğu bölgeden oluyor.

Maku-Bazargan bölgesinde toplanan göçmenlerin çok az bir kısmı Doğubayazıt bölgesinden Türkiye'ye giriş yaparken, bu bölgeye gelenlerin çoğu, Çadıran bölgesindeki köylerden Türkiye'ye giriş yapıyor.

Khoy bölgesinden de bazı göçmenler bu bölgeye gelip Çaldıran'a bağlı köylerden Türkiye'ye geçiş yapıyor, bu göçmenlerin çok azı da Doğubayazıt bölgesinden Türkiye geçiş yapıyor.

Doğubayazıt bölgesinden ayrıca tırlarla da sınır kapısından geçişler oluyor. Tırla geçiş biraz daha pahalı olduğu için bu yol göçmenler tarafından çok fazla tercih edilmiyor.
 

6.JPG
İran'da göçmenler Türkiye sınırına getirilmeden önce toplandıkları yerlerden birisi de Bazergan / Fotoğraf: Memet Aksakal

 

Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan Gürbulak Sınır Kapısı'nın karşısındaki İran'ın Bazargan kasabasında tanınan bir insan kaçakçısı olan H., kış mevsiminde azalan kaçak geçişlerin, martın ikinci yarısından itibaren çoğaldığını söyledi.

H., göçmenleri Türkiye'ye gönderirken işin en zor kısmının ise sınırı geçmek değil, sınırı geçtikten Van'a ulaşmak olduğunu belirtti:

Ben Afganları genelde Çaldıran tarafındaki köylerden Türkiye'ye gönderiyorum. Afgan göçmenleri sınır köylerine götürüyorum, o köylerde beraber çalıştığım köylüler onları karşı tarafa geçiriyor. Son zamanlarda geçişler biraz zorlaştı. Daha önce göçmenleri büyük gruplar halinde gönderiyorduk ama şimdi dikkat çekmesinler diye daha küçük gruplar halinde gönderiyoruz. Ayrıca parası olanları TIR ile de gönderiyorum. TIR'la gitmek pahalı olduğu için Afganların çoğunun parası olmadığı için tır ile gitmiyor, sadece bazı zengin insanlar tırlar gitmek istiyor.


Göçmenlerin sınırı geçtikten sonra Van'a gitmelerini hakkında da H., şunları anlattı:

Martın 15'inden sonra karlar eridiği için çobanlar koyunlarını sınıra yakın yerlere getiriyorlar, Afganlar sınırı geçince çobanların yanına gidiyor ve orada oyalanarak çobanlar köylere gidince onlarda çobanlarla beraber köye gidiyorlar daha sonra da Türkiye'de beraber çalıştığım kişiler onları köylerden alıp Van'a götürüyor.


İnsan kaçakçıları göçmenlere çeşitli seçenekler sunuyor.

Sınırdan yürüyerek geçip sonra araçla Doğubayazıt ya da Van merkezine götürmek. 

Sınırdan geçirdikten sonra İstanbul'a kadar götürmek.

TIR'la Doğubayazıt'a kadar götürmek ve istenirse Türkiye kimliği ile İstanbul'a kadar götürmek.

Son yıllarda kaçak girişlerin çok büyük çoğunluğu Van bölgesinden yapılıyor. Doğubayazıt bölgesinde geçişler zorlaştığı için çok azalmış durumda.

İran'dan kaçak olarak sınır geçişleri genelde sisli ve yağmurlu havalarda oluyor. Sınırda duvar örülmüş olduğu halde, kaçakçılar bir yolunu bulup göçmenleri Türkiye'ye geçiriyorlar.

Van bölgesinde sınırı geçen göçmenler çeşitli araçlarla ama çoğunlukla kapalı minibüslerle Van merkezdeki dikkat çekmeyen dış mahallelerdeki evlere getiriyorlar. 

Van'ın Özalp ilçesinde taksicilik yapan M., hakkında insan kaçakçılığı yaptığı suçlaması ile dava açılmış.

Kendisinin insan kaçakçısı olmadığını taksici olduğunu söyleyen M., insan kaçakçılığı ile suçlandığı olayı şöyle anlattı:

Bir gün bana telefon geldi, 'Biz Saray'da şuradayız, gel bizi Van'a götür' dediler, gittim yolcular İranlıydı. Van'a yaklaşırken aracım güvenlik güçleri tarafından durduruldu ve araçtaki kişilerin Türkiye'ye kaçak girmiş oldukları söylenerek beni gözaltına aldılar. Hakkımda açılan dava devam ediyor.


"Türkiye'ye kaçak giriş yapmış olanları taşıyan şoförlerin 'insan kaçakçısı' denilere araçları bağlanıyor, haklarında dava açılıyor ama bu kişileri Türkiye'ye sokanlar her nedense bulunmuyor" diyen M., şöyle devam etti:

Ben mahkemede hakime dedim ki;

'Hakim Bey, ben taksiciyim, bana telefon geldi gittim müşterileri aldım ve 'insan kaçakçılığı' ile suçlanıyorum. Peki, siz hiç merak etmiyor musunuz bu kişiler benim onları aldığım yere nasıl geldiler? Sınır boyunca duvar var, belli mesafelerde sınır karakolları var, orada görevli askerlerde sınırdan geçişleri görebilecekleri dürbün ve her çeşit malzeme var, peki bu insanlar buna rağmen nasıl sınırdan Türkiye'ye geliyor? Kaçakçı ben değilim; kaçakçı onları sınırdan Türkiye'ye sokanlar.'

Ayrıca, eğer istenirse yakalanan kaçak göçmelerden kaçakçılara ulaşılabileceğini söyleyen M., şunları söyledi:

Mesela benim aracımda yakalanan kişilere nerden geçiş yaptıklarını, kimin onları sınırdan geçirdiğini sorsalar, söylemezler ama cep telefonlarının sinyallerinden nerden geçtikleri bulunabilir. Ayrıca, İran'da Türkiye'de kimlerle telefonda konuştuklarına bakılarak bu kişileri kimlerin sınırdan geçirdiği ve nerden geçtikleri bulunabilir ama bu yapılmıyor. Bu kişiler nerden girdim bilmiyorum, 'Kaçakçının adını bilmiyorum' diyorlar ve konu kapanıyor. Gelip benim gibi onları taksisine alanları kaçakçılıkla suçluyorlar çünkü bu en kolay iş.
 

7.JPG
Van-Saray bölgesinde çoğu kaçak göçmen taşıdıkları için bağlanmış minibüsler / Fotoğraf: Memet Aksakal

 

Çoğu insan kaçakçısı, göçmenler ile Van'a kadar anlaşmayı tercih ediyor çünkü göçmenler anlaştıkları yere gitmeyene kadar insan kaçakçıları paralarını alamıyor.

İnsan kaçakçıları ile göçmenler para konusunda anlaştıktan sonra, para İran'da aracı bir kişiye bırakılıyor; parayı bırakan göçmen, anlaştığı yere vardıktan sonra aracı kişiyi arıyor ve anlaştığı yere vardığını söylüyor, ondan sonra aracı kişi kendi komisyonunu aldıktan sonra parayı kaçakçıya veriyor.

Anlaşma İstanbul'a kadar olunca, göçmenin yolda yakalanma riski nedeni ile kaçakçının parasını alamama riski daha çok oluyor.

Göçmenlerle Van'a kadar anlaşan insan kaçakçıları, göçmenleri Van'da güvenli evlere getirdikten sonra, buraya kadar olan ücretlerini alıyorlar ve göçmenler buradan da İstanbul'a gitmek için Van'daki kaçakçılarla yeni bir anlaşma yapıyor.

Bazı göçmenler de kendi imkanları ile İstanbul ya da batıdaki bir yere gitmeye çalışıyor.


Van'dan batıya geçiş

Göçmenlerin büyük çoğunluğu İstanbul'a gitmek istiyor ama başka şehirlerdeki yakınlarının yanına gitmek isteyenler de oluyor. 

Van'dan İstanbul'a ya da batıdaki başka şehire gitmek için en zor aşama Van'dan çıkmak.

Van'dan çıktıktan sonra gitmek biraz daha kolaylaşıyor.

Van'dan çıkış birkaç güzergahta oluyor. Bunlar ise şu şekilde yapılıyor:

  1. Erciş-Patnos istikameti
  2. Erciş-Tatvan istikameti
  3. Gevaş-Tatvan istikameti
  4. Tekne ile Van gölünden Tatvan'a gidiş.

Göçmenler buralardan da çeşitli yollarla İstanbul ve batıdaki diğer şehirlere götürülüyorlar ya da gidiyorlar.

Daha önce Türkiye'ye gelmiş Afganların bazıları da insan kaçakçıları şebekeleri ile ortak çalışıyorlar. 

İran'dan köylerden sınırı geçmenin ücreti 700 ile 1000 dolar arasında değişiyor. 

TIR'la geçişin fiyatı 1500 ile 2000 dolar arası değişiyor; göçmene Türkiye kimliği hazırlanacaksa, ücret 500 dolar kadar yükseliyor. 

Türkiye'ye yasadışı girişler sadece İran'dan olmuyor, daha az sayıda da olsa, Irak ve Suriye'den de kaçak geçişler devam ediyor.

Irak'tan kaçak geçişler çoğunlukla Şırnak bölgesinden olurken, Suriye'den kaçak geçişler birincil olarak Hatay, ikincil olarak da Kilis bölgesinden oluyor. 


Kaçakçı ve göçmen merkezi İstanbul-Aksaray

İstanbul'da insan kaçakçıları ile Avrupa'ya gitmek isteyen göçmenlerin buluştukları yer Fatih ilçesine bağlı Aksaray semti.

Kaçak olarak Avrupa'ya gitmek için İstanbul'a gelen tüm göçmenlerin istisnasız geldiği yer Aksaray'dır.

Aksaray'da Yusufpaşa tramvay durağı ile Fındıkzade arasındaki bölge ile Vatan caddesinin başladığı yer her zaman çok kalabalık ve kalabalığın çok büyük çoğunluğu Iraklı, Suriyeli, Faslı, Cezayirli ve Afrika ülkelerinden gelen genç erkeklerden oluşuyor.

Bu gençlerin çok büyük çoğunluğu Avrupa'ya gitme hayali ile Türkiye'ye gelmiş gençler. 

Afgan ve Pakistanlı gençler İstanbul'a geldikten sonra Aksaray bölgesinde fazla dolaşmıyorlar, genelde tanıdıklarının yanında başta Gaziosmanpaşa, Zeytinburnu, Esenyurt olmak üzere çeşitli ilçelerde kalıyorlar ve çoğu önce Türkiye'de çalışıp biraz para kazandıktan sonra Avrupa'ya gitmek istiyor. 

Aksaray'da onlarca kaçakçı şebekesi ve bu şebekelere çalışan yüzlerce kişi var. Çok sayıda kişi kaçakçı şebekeleri için göçmen buluyor ve bulduğu her göçmen başına komisyon alıyor.

İnsan kaçakçısı piyasası büyük oranda Suriyelilerin elinde bulunuyor ama Iraklı, Cezayirli, Faslı şebekeler de var. Türkiyeliler de bu şebekelerle ortak olarak çalışıyor.

İstanbul'da da kaçakçılarla anlaşan göçmenler anlaştıkları parayı bir aracıya teslim ediyorlar ve insan kaçakçısı onları anlaştıkları yere götürdükten sonra aracıyı arayıp anlattıkları yere gittiklerini söylüyorlar, çoğu zaman bu video mesajla oluyor, ondan sonra aracı parayı kaçakçıya veriyor.

Göçmenlerin parayı bıraktıkları aracı kişiye güvenmeleri önemli bu yüzden aracı kişiler İstanbul'da çeşitli branşlarda şirket kuruyorlar.

Bu şirketler büyük çoğunlukla genel ticaret, danışmanlık, tercüme ve para gönderme şirketleri olarak faaliyet gösteriyorlar.

Çoğu zaman bu şirketleri kuran aracılar aslında kaçakçıların kendisi oluyor ya da ortak çalışıyorlar. İnsan kaçakçılığından kazanılan paralar yine bu şirketler tarafından aklanıyor.

Bu aracı şirketlerin çok büyük çoğunluğu Aksaray, Yusufpaşa durağının yanındaki büyük bir handa bulunuyorlar, bazıları da aynı cadde üzerinde farklı binalarda bulunuyor, bir kısmı da Aksaray metro durağının Fatih tarafındaki cadde üzerindeki binalarda bulunuyor. 

Kaçakçılar ne kadar çok kişi istedikleri yere götürürse o kadar tanınmış oluyorlar ve o kadar yeni talep geliyor. Bu yüzden çoğu zaman ciddi sorun yaşanmıyor ama zaman zaman dolandırıcılıklar da oluyor. 

Aksaray'da Yusufpaşa'da Suriyelilere ait Asad adlı bir işyerinin sahibinin, yakın zamanda çok sayıda göçmenin parasını alıp sonra işyerini kapatıp ortadan kaybolduğu Suriyeliler arasında konuşuluyor.

Yasadışı iş olduğu için de kimse polise gidip şikayetçi olmuyor. 
 

8.JPG
Aksaray Yusufpaşada çeşitli işyerlerinin olduğu bir işhanının girişi / Fotoğraf: Memet Aksakal

 

Ayrıca, Aksaray'da daha çok Cezayirlilerden oluşan ama aralarında Iraklı, Faslı ve Suriyelilerin de olduğu bazı dolandırıcı çeteler de türemiş.

Bunlar yeni gelmiş tanıdığı olmayan göçmenlere kendilerini İnsan kaçakçısı olarak tanıtıyorlar ve kendilerini Yunanistan veya Bulgaristan'a geçirebileceklerini ve bunu daha ucuz yapacaklarını söylüyorlar.

Bu işi arkadaş olarak daha ucuza yaptıkları için burada aracıya para verilmiyor, sınırı geçince parayı alacağız diyorlar.

Yola çıkılacağı gün kurban seçilen kişi yanında para ile geliyor ve çete mensupları o kişiyi bazen içeceğine uyutucu hap atıyorlar bazen de darp ederek soyuyorlar, yine olay yasadışı iş olduğu için kurbanlar polise gidip şikayetçi olmuyor.

Aksaray'daki kaçakçılık şirketleri, Facebook hesaplarında reklamlarını yapıp Avrupa'ya gönderecek göçmen arıyorlar.

Hemen hemen her gün Avrupa'ya gitmek için Aksaray'dan Bulgaristan ve Yunanistan sınırına hareket eden gruplar oluyor. 


Yunanistan'ın mültecileri geri itmesi ve Bulgaristan sınırına yönelme

Yunanistan sınırında son iki yıldır geriye itmeler çoğalmaya başlaması ile Yunanistan'a geçişlerde bir azalma görülüyor.

Daha önce sadece üçünü ülke vatandaşlarını geri iten Yunan güvenlik güçleri, 2021 sonu, 2022 başından itibaren Türkiye'de FETÖ üyeliği ya da PKK ile bağlantılı suçlamalar nedeniyle haklarında arama kararı olan ya da ceza verilmiş Türkiye vatandaşlarını da geri itmeye başladı.

O zamandan beri Yunanistan tarafından geriye itilen göçmenler hakkında Türkiye makamlarından olumsuz bir açıklama gelmiyor. 

Bu durum, "Acaba Türkiye makamları ile Yunan makamları arasında bu konuda gizli bir anlaşma mı yapıldı?" sorusunu akla getiriyor.

2022'nin başından itibaren MSB tarafından sık sık, "Şu kadar FETÖ mensubu ya da şu kadar PKK mensubu Yunanistan'dan ülkemize yasadışı giriş yapmak isterken yakalandı" açıklamaları yapılmaya başlandı.

FETÖ ve PKK mensupları Türkiye'den kaçmak istiyor, neden Yunanistan'dan Türkiye'ye kaçak yollarla girmeye çalışsınlar?

Bu kişilerin Yunanistan tarafından geri itildikleri çok net bir şekilde anlaşılıyor ve bunun karşılığında Yunanistan'ın diğer ülke vatandaşlarını geri itilmesine de sessiz kalınıyor.
 


Yasa dışı yollarla Yunanistan'dan ülkemize sızmaya çalışan 4 kişi, Edirne bölgesinde Hudut Kartallarımız tarafından yakalandı.

Yapılan incelemede yakalanan şahıslardan 2'sinin FETÖ, diğer 2'sinin de PKK/KCK/YPG terör örgütü mensubu olduğu belirlendi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yunanistan polisinin geçen yıl geri ittiği Türkiye vatandaşlarından birisi de İzmir'de yaşayan Büyüksu ailesinin 4 çocuğundan biri olan Barış Büyüksu idi.

Barış, Fransa'ya gitmek için Yunanistan'ın Kos adasına gitmişti, Kos adasından Feribota binmek üzereyken Yunan polisi tarafından geçen yıl 21 Ekim'de gözaltına almış, işkence ile ağır yaralandıktan sonra bir grup Filistinli göçmen ile birlikte Türkiye'ye geri itilmişti.

Barış, ağır yaralı olarak Türkiye sahil güvenliğine bağlı bir bot tarafından kurtarıldıktan sonra hastaneye yetiştirilemeden hayatını kaybetmişti.

Barış'ın işkence sonucu öldüğünü otopsi raporu ile kanıtlanmıştı ama Türk yetkililer, bu konuda Yunanistan'a karşı herhangi bir girişimde bulunmamıştı. 

Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu Barış Büyüksu'nun Yunanistan'da işkence ile öldürülmesini meclise taşımıştı ama bugüne kadar yetkililer Yunanistan hakkında bir girişimde bulunmadı. 

9.JPG
Gergerlioğlu'nun Twitter hesabından alınan videonun ekran görüntüsü

 

Yunanistan'dan geri itmeler çoğalınca, bu yıl geçişler daha önce çok fazla tercih edilmeyen Bulgaristan sınırına yöneldi ve kaçakçılar yeni yolları kullanmaya başladılar.

Bu sıralar kaçakçıların en fazla tercih ettikleri geçiş noktaları Kırklareli'den Bulgaristan'a geçiş.

Kaçakçılar, göçmenleri Bulgaristan'dan Sırbistan'a oradan da batı Avrupa'ya götürüyorlar. Bunun yanında Yunanistan üzerinde geçişler azalmış olmakla beraber devam ediyor.

Yunanistan üzerinden geçişlerden Avrupa'ya geçiş, Arnavutluk-Kosova-Sırbistan şeklinde oluyor.

Yol, Sırbistan sonrası, Macaristan-Slovakya-Çek Cumhuriyeti ve Almanya olarak devam ediyor.

Bazen Sırbistan'dan Macaristan'a geçiş zor olunca, Sırbistan'dan Romanya'ya oradan da Macaristan'a geçiş yapılıyor.

Göçmenler, Almanya'ya vardıktan sonra, Batı Avrupa'da tercih ettikleri ülkeye gidiyorlar ya da Almanya'da kalıyorlar. 

Göçmenlerin Türkiye'den Avrupa'ya geçiş yollarından biri de Ege bölgesinden Yunan adalarına geçiş. Deniz yolu ile Yunan adalarına geçmek isteyenler de Kaçakçılarla ya İstanbul'da ya da İzmir'de anlaşıyorlar ve belirlenen bir yerden Yunan adalarına geçiş yapılıyor.

Yunan sahil güvenliğinin deniz yolu ile Yunan adalarına geçmek isteyenleri de geri istemesi nedeni ile bu yol da göçmenler tarafından biraz gözden düşmüş durumda.


Libya'da devam eden istikrarsızlık, Libya'yı insan kaçakçıları için cazip hale getirdi

Libya'dan İtalya'ya geçmek isteyen ve Yunanistan açıklarına geçen hafta batan göçmen teknesinde Pakistanlılar ve Suriyelilerin olması, Yunanistan'ın göçmenleri geri itmesi sonucu göçmenlerin başka rotalara yöneldiğini gösteriyor.

Şimdiye kadar Suriyeliler ve Pakistanlılar Türkiye'den Avrupa'ya geçmek istiyorlardı. Bu kaza, Suriyeliler ve Pakistanlıların artık Libya yolunu da kullanmaya başladıklarını gösteriyor. 


Türkiye'ye Faslı genç akını

Avrupa'ya gitmek için Türkiye'ye sadece İran üzerinden geçiş olmuyor, Türkiye'ye vizesiz seyahat eden çok sayıda Faslı da Türkiye'den Avrupa'ya kaçak geçmek için yasal yollarla Türkiye'ye geliyor. 

Ekonomisi büyük ölçüde turizme bağlı olan Fas, Kovid-19 pandemisinde büyük gelir kaybına uğradı ve ülkede yaygın olan işsizlik daha da arttı.

Pandemi kısıtlamaları kalktıktan sonra gerek Türkiye'de kaçak çalışmak için gerekse kaçak olarak Avrupa'ya geçmek için ayda binlerce Faslı genç Türkiye'ye akın etmeye başladı.

Geçen yıl Fas'ın farklı şehirlerinden İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanına seferler düzenlemeye başlayan ve biletleri diğer hava yollarından daha ucuz olan bir körfez ülkesine ait bir hava yolu şirketi ile haftada yüzlerce Faslı genç İstanbul'a geliyor.

Bu havayolu şirketi sadece el bagajlı ucuz bilet seçeneği sunuyor ve Fas'tan Türkiye'ye yapılan bu uçuşların yolcularının büyük çoğunluğu yaş ortalaması 20-25 olan genç erkeklerden oluşuyor.

Söz konusu havayolunun Fas'tan Türkiye'ye uçuşları doluyken, Türkiye'den Fas'a olan uçuşları yarı yarı boş oluyor. 
 

10.JPG
17 Haziran Cumartesi akşamı Fas'ın kuzeyindeki Tanca şehrinden İstanbul Sabiha Gökçen havaalanına olan uçuş için uçağa binmeyi bekleyen Faslı yolcular. Yolcuların yüzde 80'i genç erkekler / Fotoğraf: Memet Aksakal

 

Sırtlarındaki küçük sırt çantası ile sanki neden Türkiye'ye geldikleri bilecekmiş gibi ürkek bakışları ile her hallerinde umuda yolculuğa çıktıkları anlaşılan Faslı gençlerin Sabiha Gökçen Havaalanı'ndan sonraki durakları İstanbul Aksaray oluyor.

Bunlardan Avrupa'ya gidebilenler gidiyor, gidemeyenlerin bir kısmı İstanbul'un çeşitli ilçelerindeki tekstil atölyelerinde düşük ücretle çalışıyor bazıları da Aksaray-Fatih-Fındıkzade bölgesinde Arapların işlettikleri kafe-restoran gibi yerlerde genelde mutfakta çalışıyorlar.

Kimisi de üç aylık Türkiye'de yasal kalış süresi dolmadan Fas'a dönüyor. 

Faslıların yanı sıra geçen yıldan beri İstanbul'a gelen Somalili ve Yemenlilerin sayısında da büyük artış var.

Bunların Avrupa'ya geçmesi zorlaştıkça, İstanbul'da kalıyorlar ve İstanbul'daki göçmen sayısı da her gün biraz daha artıyor.

İstanbul'dan sonra kaçak göçmenlerin en yoğun olduğu il İzmir. İzmir'deki kaçak göçmenler çoğunlukla Basmane bölgesinde ve Kadifekale'nin aşağısındaki bölgelerde kalıyorlar. Buradaki göçmenler deniz yolu ile Yunanistan'a geçmek istiyorlar.
 

11.JPG
Gambiyalı Osama ver arkadaşları, İzmir, Basmane / Fotoğraf: Memet Aksakal

 

Gambiyalı Osama 6 aydır İzmir'de yaşıyor ve 3 bir Yunan adasına gitmeyi denemiş ama başarılı olamamış.

Gambiya'da hayat yok, oraya dönmeyi düşünmüyor, ne olursa olsun sonunda Avrupa'ya gideceğim diyor.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU